- 614 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Uyku -II
Başağrılı öğleden sonraların geceleri.
Kocaman dolunaylı ve serin ve rüzgarlı ve hoş toprak kokulu, yeşil kokulu gecelerin çağrıştırdığı şiirsel haller.
Sonra yazamamalar, başlayınca susamamalar, derin düşünceli haller, okunması gerekli kitapların getirdiği ağırlık ve şiddetli huzursuzluk, betimlemelerin dibine vurmalar, içindeki meleğe küsmeler, melek olma arzuları, saçlara/parmaklara/avuç içlerine yüklenen derin anlamlar..
Bu gece hiçbir şey yapmak istemiyor ve önüme gelene surat asıyorum. Birilerini ve bir şeyleri çekemiyor gibiyim. Hem onlardan daha çabuk büyümek istiyorum hem beni onlardan hızlı büyüttükleri için şartlara bozuluyorum. Sonra biri bir gün benden olgun davranınca onunla bayağı bayağı tartışasım ve alt edesim geliyor. Nasihat vermeyi denediği konuyla alakası olmayan ve yalnız ’büyük’ insanların anlayacağı kadar siyasi/edebi/bilimsel/ekonomik bir konu açıp onu derin ufkumla ezmek istiyorum. Bu narsizm ya da ego değil; bildiğin acziyet. O an kıyamayıp ya da ne bileyim başka sebeplerden dolayı, çayın bitmesi, başımın ağrıması gibi sebepler, onunla tartışmayıp kendimi doyuramazsam sonra günümü böyle başağrılı gecelere terk ediyorum. Anlamsız huzursuzluklar ve öfkeler duyuyorum. Ne kitap okuyabiliyorum ne ödev yapabiliyorum. Tatile gitmek istiyorum. Mor bir sandalet kadar özgür ve tatil dolu olmak istiyorum. Renkli şortlar giyip saçlarımı olduğu gibi bırakmak, bisiklet sürmek, para harcamak, serin sarı günlerde gazete aramalara gitmek, bulunca bir asmaaltına oturup bir ortakahve söylemek istiyorum. Öyle de doyumsuz öyle de doyumsuzum ki isteyeceklerim hiç bitmiyor. İyi yerlerde staj yapmak, pahalı arabalar satın almak, o arabaları almadan önce bütün fiziki özelliklerinden anlamak, hangi aracın kaç motor olduğunu bilmek istiyorum.
Bazen birilerine ve bir şeylere özlem duyuyorum ama kimliği belirsiz şeyler bunlar.
Şimdi huzurlu bir uyku hayali kuruyorum, ki bu mümkün, sonra da yatağımla aramızdaki mesafeyi uzattıkça uzatıyorum, yok bir şeyler içeyim, yok şunu okuyayım, şunu yerleştireyim.
Bunun adı hayat gailesi olabilir.
Küçükken adam gibi şeylere özenmeli.
’Naparsın işte, hayat gailesi’ demeye özenirsen, bugün böyle yoğunluktan uyumayı unutan birine dönüşebilirsin.
Aklıma gelmişken uyuyayım en iyisi.