- 1809 Okunma
- 20 Yorum
- 0 Beğeni
Babil'in asma bahçeleri.
Ben soytarı mıyım?
Soytarısın tabi!
Değilim ağam!.. Ben soytarı değilim… Otur diyince oturacak, kalk diyince kalkacak köpek değilim ben.
Şu makamda havla, şunu ısır; ama sakın dokunma bizimkilere!
Böyle mi buyuruyor hazret!
Kim senin tanrın bilmem; lakin ben kimsenin önünde eğilmem, ağaların ağası!
Sanmayın ki şimdi doğdum ben!
Babil’in asma bahçelerini de; bilmem kimin yosma bahçelerine de iyi bilirim beyim!
Biz, aşkımızı gizlemeyi, fikrimizi de haykırmayı öğrendik!
Dik bakana , “ne var ulan,” gülümseyerek bakana,” canım kurban kardaş,” demesini iyi
biliriz!
Ulan köçek!.. Zenne ardında koşan zevzek! ( kafiyesi uyan bir söz var da söylemeyelim,bizde kalsın terbiyemiz)
İmdi, bu söyleyeceklerimin yukarıdaki söylediklerimle hiçbir alakası ve de akrabalığı yoktur.
Bu böyle biline!
Ancak silinmeye gelecektir lafımız.
Sevgili dostlarım, ben bir metin yazdım.
Yazımın adı, “AKP ve Şerife” idi.
Ama bu yazı silindi.
Kim tarafından?
Yönetim tarafından.
Afra tafra satacak değilim elbette; ne ben satarım ne de alıcısı olurum.
Ancak… İmdi; yani şimdi düşünelim.
Bu satırları yazan der ki;
eğer bir yerde özgürlük yok ise, orada sanat adına bir tek söz söylemek imkansızdır.
Ve der ki;
bir şair aka ak; karaya kara demiyor ise alçaktır; hem de akçeledir.
Ve der ki;
edebiyatı her kim ki önemsemiyor ise ussuzdur.
Ve der ki;
şiir olmayan yazılara şiir diyen namussuzdur.
Ve der ki;
edebi bir metni siyasetten ayrı düşünen kusurludur.
Ve der ki;
düşünce özgürlüğüne saygı göstermeyen yer hakikat değil, bir tarikattır.
Şu asla unutulmamalı ki;
sanat hangi dalda olursa olusun muhalefettir.
Şiir, resim, sinema, tiyatro…
Ve hayat…
Ve aşk…
Muhalefet yapmanız istenmeyen yerde sanat olamaz.
O zaman, sizlere iyi zamanlar diliyorum.
Buraya yakışmıyorum.
Yüce bir yerde, cücelerin işi olamaz!
Ve artık karışmıyorum soytarı aşklara!
Ve şiirlere.
Ve hayata ait şeylere.
Ve siyasi yazılara.
Ve de hiçbir şeye…
Ama eğilmiyorum; gidiyorum!
Eğilenlere de selam olsun.
Şiir sevenlere de; şiiri çöpçatan yapanlara da.
Belki zaman zaman şiiriniz oldum; ama sizin istediğiniz palyaço olamam ben!
Her zaman düşündüğümü söyledim.
Babil’in asma bahçeleri sizin olsun.
Yosma bahçeleri mi?
Alakas yok!
Eyvallah.
YORUMLAR
Sayfaniza geldigim zaman elim hiç boş gitmediğim gibi hep birşeyler götürmüşümdür egoistce...Aslında bilgi olarak vurguladığınız her şeyi sessızce alıp gitmişimdir.Bu sefer gelişimde yüzümde tebessüm dondu...Sanki mısır çarşısına girmişim gibi agzımın tadı tuzu kaçtı...
Eğer bir şair/ yazar özgürce duygularını dile getirmiyorsa benim sorgulamalarım olur gerçekten uygar bir ülkede yaşıyor muyuz diye.!..Sizin kaleminizden Sn. Berlusconi bir Zeus olurdu ve haremin bir kapısından girer diğerinden çıkardınız. .ve birçok edebiyat sitesi sizi el üstünde tutardı ...Çünkü takip ettiğim kadarıyla kaleminizin gücü yürekten geliyor...Gerçekten üzüldüm sizin adınıza...Kendi sayfamda bir şiirimin çıplak bir kadın resmi olduğu için okunmadığı zamanda çok üzülmüştüm ve anlam verememiştim...ve halen vermişte değilim..
Sn Ömer Nazmi şundan emin olabilirsinizki siz terk etsenizde siteyi iyi bir okur yine sizi bulacaktır...Şair asla okura gitmez ...kaliteyi arayan bir okur her zaman arayış içerisindedir.
Saygılarımı sunuyorum...Haa unutmadann şu kaleminizin isyanı bile güzel dile gelmişti tebrikler. Kaleminiz daim olsun! Saygılarımla..
Gemicik ve Deniz Feneri diye güzel kotardığım bir şiirim var şimdi buraya assam siteyi mi kapatırlar acaba yoksa beni Engine mi kondururlar.Korkunun ecele faydası yok.Hakaret içeren bir yazı değildi ki bunun kırk katını her yerde okuyoruz.Yönetimin bu devirde endişelenmesini bir yere kadar anlarım da Ustanın yazdığı da öyle aman aman mahkemelik olacak bir yazı değil.Neyse diyeceğim başka bir şey yok ama üzülüyorum böyle değerli bir kalemin gitmesine.
Saygılarımla
yönetim ile ömer bey arasındaki, fikir ayrılığına geniş çerçeveden bakmak lazım.. edebiyat ve siyaset her ne kadar, birbirinden farklı bir alan gibi gözüksede, aslında insanlık tarihinde birbirine rakip olan yönetim mücadelesidir.. her toplum siyasetinde, yöneticiler toplumu idare etmek, yaşatmak zorundadır. tabiki bunlar yapılırken ezilenler, sömürülenler,çıkarcılar,rantçılar söz konusu olmuştur..edebiyatçılar burda devreye girerek, ekmek, özgürlük,haklar, insanca yaşam, aşk ve sevgi gibi insani hakların ve değerlerin olduğunu siyasetçilere, yönetenlere hatırlatmıştır.. bir bakıma hak aramıştır. onlar sayesindedir ki günümüzde bir takım haklar ve değerler verilmiştir. siyaset ve edebiyat insanlık tarihinde hep çatışmıştır. günümüzde gelişmiş ülkeler belki bunu aşmıştır ama bizim gibi gelişmekte olan toplumlarda bu çatışma hala devam ediyor. güliverin seyahatleri adlı öykünün yazarı aslında cüceler ülkesi olarak ingiltereyi anlatmıştı. ancak yazar dönemin baskıları, sansürleri nedeni ile hayali bir dünya yaratmıştı. siteyi korumak için bir takım kuralların zorunlu olduğunu düşünüyorum..büyük medya holdinglerinin bir çırpıda işinin bitirildiğine tanık oluyoruz. bir siteyi ise anında yarım saatlik mahkeme kararı ile bitirirler..saygılarımla..
Tarafımdan son söz.
Sitemizde siyaset site kurallarına aykırıdır.
Ömer Bey siz bahsettiğiniz öyküyü ("o öyküde fakir kız fakir sevgilisini bırakıp zengin bir adamın yavuklusu olsa.") yazın ama savunduğunuz siyasi yazıyı bu sitede yazmayın.
Bizim siyasi olarak nitelendirdiğimiz;
Parti, Kurum veya kişiler hakkında yanlış tutum BİLİŞİM SUÇ'udur. Bizzat tarafımdan araştırılmıştır.
Partileri övücü yada muhalefet olacak her türlü yazı yasaktır.
Mesela:
Bülent Ecevit'in şair kişiliğinden bahsedebilirsiniz. Ama onun siyasi kişiliğinden bahsedemezsiniz.
Şair kişiliği bizim sitemizin formatına uygundur. Ve bu SİYASET DEĞİLDİR. Ama siyasi kişiliği sitemizin formatına uygun değildir. Bu da sitemizde yasaktır.
Sizden istenen sitenin kurallarına ve formatına uygun tutum sergilemenizdir. Yani siyaset yapmamanızdır.
Yazıyı silmemiz ve yayından kaldırmamız hem sizin hemde sitemizin formatına uygun bir davranıştır.
Sevgilerimle
Ve son söz (benim açımdan)
Ben bir öykü yaszam; o öyküde fakir kız fakir sevgilisini bırakıp zengin bir adamın yavuklusu olsa. Burada ne anlatmış olabilirim?
Aşk mı; ahlak mı; paranın gücü mü eleştirilmiştir.
Nereden bakasanız bakın siyaset yapmış olurum.
İlle bir kurumun ya da bir partinin adını anmakla siyset yapılmaz.
Edebiyatta siyasetin işi olmaz demek, hiçbir düşünceyle algılanamaz.
O zaman, Şule Yüksel(Huzur sokağı) Tolstoy, Balzac; Nazım Hikmet, Mehmet Akif... edebiyatçı değillerdi.
Dedim ya işte, Ömer Nazmi'nin olup olmaması hiç önemli değildir. önemli olan, şayet ayet değilse bu ünlü madde, esnetilmeli ya da değiştirilmelidir.
Saygılarımla.
sayın yönetici,
bu siteye üye olduğumdan beri çok güzel yazılar okuyorum..şiirler, düz yazılar. bu hepimiz için güzel bir fırsat, yazmak okumai paylaşmak..
ancak, düşüncelerin kısıtlanması bu okuma yazma ve paylaşımlarımıza gölge düşürüyor.
edebiyat, yaşamın her alanından beslenir..burada siyasi içerikli çok yazı okudum. direkt parti adı verilmesi mi sorun oldu?
bence site kurallarındaki bu ibare kalkmalı..Tanrı kelamı değil ya.
burada sağlıklı ve demokratik bir ortam yazışmak istiyorsak, düşünceler özgür olmalı..tarih bizi hep ayıplayacak mı?
saygılarımla..
lizeya tarafından 6/9/2009 11:24:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Ömer Nazmi
Site kuralları açık ve nettir. Siyaset yasaktır.
Yapacağınız iki seçenek vardır.
Ya bu kurula uymak.
Yada siteden üyeliğinizin feshini istemek.
Bakın düşüncelere saygı göstermeseydik şuan bu yazıyı siler hiç bir şey olmamış gibi davranabilirdik değil mi?
Siz gelmiş çeşitli imgeler göstererek yok bunlarda siyasi yok bilmem ne diyorken diğer yandan da özgürlük demokrasi vs. vs. diyorsunuz.
Sanki toplumsal bir yazı yazmışsınızda bu yazı silinmiş havası vermekten de vazgeçin.
Hem kendinizde demiyor musunuz? Ben siyasi yazı yazdım ve bu silindi.
E o zaman sorun nedir?
Amaç yandaş arama mı? Hemde konu ile alakası olmayan örnek göstererek.
İnsanlardan yada toplum rahatsızlığından bahsettiğiniz için yazınız silinmedi. Zaten bu tür yazılar sitemizde mevcuttur. Ama siz çeşitli parti isimlerinin içinde geçtiği ve bu partiler hakkında düşüncelerinizin yer aldığı yazı nerede örneğini verdiğiniz imgeler nerede. Tutumunda yanlış olduğunuz bir durumda yandaş arama çabası içerisinde olmanız sizin adınıza üzücü bir durumdur.
Bu arada dipnot:
Gözümüzden kaçan iki siyasi yazı yüzünden iki üyemiz Cumhurbaşkanlığının Bilişim Suçları ile açtığı dava yüzünden sanık konumundadır.
İşte silinen yazı:
----------------------
AKP ve Şerife
Kimdir bu Şerife?
AKP ile ilgisi ne! Ne ki bir ve bağlacı ile onları yan yana getirdim!
Anlatacağım merak etmeyin!
Zaten canım sıkılmış; sıkılmış bir limon posası gibi ekşi ekşi duruyorum bir kenarda!
Anlatacağım dedim ya!
“Bize AKP diyenler edepsizdirler!..”
Bu sözü aklınızın bir kenarına iliştirin; iliştirin ki arada bir bakalım sözün rengine, dengine.
Önce TDK’nın son sözünü şöyle bir dürtelim.
“… Kısaltmaların baş harflerinden değil, kısaltmalardan oluşturduğu örnekler de vardır. Örneğin, ‘Anavatan Partisi’nin kısaltması olan ANAP, partinin açık adıyla farklılık göstermektedir. ‘Ana Vatan Partisi’ adında geçen ‘vatan’ sözüne kısaltmada yer verilmemiştir…”
Böyle buyurmuş TDK!
Uzun lafın kısası, kullanmalarında bir sakınca yok, demiş!
Herhangi bir kısaltma herhangi bir müstehcenliği çağrıştırmıyor ise zaten ne sakıncası olabilir ki!
Ben kısaltmanın sakıncasından değil, uzatmalı bir düşüncenin sakıncasından bahsedeceğim.
Ne olurmuş sanki AKP’ye AKP denildiğinde.
Kendi aralarında bizim bilmediğimiz bir anlama geliyor ise; ya da bunun sulandırılmış bir şakası var ise bunu bilemem elbette.
Bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tabelasını muhalefet yazmadı ya!
Kendileri koydular, kendileri dediler önceleri de.
Şimdi ne oldu da “ zinhar bize AKP denilmesin,” diye bağırılıyor!
Ne olur ki denilirse!
Alt tarafı da üst tarafı da bir parti!
Kendilerine ve de partilerine bir kutsiyet mi yüklüyorlar yoksa!
Günah işleniyor ise söylensin de bilelim!
Türk siyaset tarihi, bir zamanların cafcaflı partileriyle; mezarlıklar da kendilerini vazgeçilemez sananlarla dolu!
Amaç, fındık kabuğunu doldurmayacak şeylerden gündem yaratıp, dikkatleri dağıtmak olabilir mi acaba!
Galiba hava raporunu dinlediler, denizde çıkacak fırtınayı biliyorlar da ellerindeki feneri başka yöne çevirmek istiyorlar.
Bu işin siyasi ve mali yanı, fazla kurcalamaya gelmez, burası da yeri değil zaten!
Biz, dil yanına sarkalım yine.
Garip huylarımız, inatçı durumlarımız hep olmuştur, ‘dil’ denilen dilberle.
Cevap sözcüğünün yerine ‘yanıt’ dediğinizde, “hımm!” diyerek ham ederlerdi sizi.
Daha düne kadar kocaman televizyonlarda kocaman adamlar küçük bir yasa dışı örgütün kısaltılışını söylerken bile birbirlerine giriyorlardı.
Niye?
Bir kısaltmanın söylenişi bile o söyleyen kişinin yerini de söylüyordu da ondan.
Hiç böyle saçma bir şey olur mu?
Pe ke ke/ Ben onlara sempatiyle bakıyorum.
Pe ka ka / Tanrı cezalarını versin.
Pe ke ka/ Abi, beni karıştırmayın. (Bu çok hoşuma gitti şimdi.)
Neyse, bu da işin başka tarafı; ama şunu söylemek istiyorum. Her hangi bir kuruluşun ya da partinin adının kısaltmayla anılış şekli; daha da ilerisi adının tam hali bile o partinin veya kuruluşun özünün ne olduğunu anlatmaz.
Adamın adı Mülayim, kayadan farkı yok oysa.
Adı Cesur, korkağın önde gideni.
Kadının adı İffet, her gece birinin koynunda.
Yani herkes isminin yükünü taşımıyor ki!
Ak demekle ak olunmuyor, kara demekle de kara!
Bakın işin aslı nedir biliyor musunuz?
İşin aslı bizim Şerife’dir.
Lisede güzel bir kız vardı, alımlı mı alımlı, çalımlı mı çalımlı; namusluydu, usluydu; ama bir o kadar da kendini beğenmiş bir yeni yetmeydi.
Birgün teneffüste bombayı patlattı.
“Beni sevenler, bana Şerife değil, Şeri, desinler bundan böyle.”
Hoppala!
“Kızım bu nereden çıktı şimdi,” dedik.
“Olsun,” dedi “ben o zaman anlarım beni kimlerin sevdiğini, Şerife diyenin de vallahi yüzüne bakmam, çok kızarım üstelik!”
‘Şeri’ diyenler çıkmadı mı, çıktı elbette!
Güzelliğin gücü var, demezler mi!
Ben ve kafadarlarım da hep ‘Şerife’ dedik Şerife’ye.
Hınzırlık değil mi! Arada bir ardına takılıp laf atardık.
“Hişt, kız Şerife!.. Nereye böyle!..”
Hiç unutmam, cevabı tek kelimeydi.
“Terbiyesizler!”
Anılarım depreşti birden. Şerife de mazi oldu ya!
Kimler olmaz ki!
--------------------------------
Yazı gün boyunca asılı kalacaktır. Gün sonunda silinecektir.
Daha sonra gidip siyasetinizi başka yerde yapabilirsiniz.
Sevgilerimle
ANSIZIN tarafından 6/9/2009 12:10:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Ömer Nazmi, ben sizin şiirlerinizin ve yazılarınızın iyi bir takipçisiyim ve oldukça da beğeniyorum yazdıklarınızın içeriğini.. Ben kendimi edebi konularda oldukça yetersiz bulan birisiyim ama az da olsa bir şeyler karalamaya çalışıyorum ama ben ve benim gibilere özellikle şiir konusunda iyi yönde eleştirel yaklaşılmasını isterdim ki sizin gibi bu konuda donanımlı arkadaşlar bizleri incelemeye alsın ve yazdıklarımızın neresinde hata var neresinde doğrular var bizlere söylesin ve ortam edebi anlamda hoş bir sohbet arenasına dönüştürülsün... Ve yine isterdim ki sizin eğitici ve öğretici bilgilerinizi değişik tartışma ya da forum platformlarında görelim ki buna aslında yazılarınızda yer yer tanık olduk ve çok da güzel olduğunu düşünüyorum ben ama önemli olan bunu yaygın hale getirebilmek bence...
Yazıların sansürüne gelince ben o konuda oldukça esnek düşünüyorum. Bir kere herkes düşüncesini sözlü ya da yazılı ya da görsel ifade etme özgürlüğüne sahip olmalı bence eğer yapılan eylemlerin içinde saldırı, hakaret ve şiddet yoksa... Ve ben de yönetimden yazınızın geri eklenmesini rica ediyorum...
Bence siyaset yapmak çok başka bir şeydir yani siyasi konulardan bahsedilince siyaset yapmış olunmuyor veyahut insanın toplum içindeki yerine farklı açılardan yaklaşılıyor olmasıda siyaset değildir ha keza insan haklarından bahsetmek de ki ayrıca bizler onu yazmayalım bunu yazmayalım da ne yazalım?...
Ben şahsım adına sizin gibi bir insanın defterden gidiyor olmasını büyük bir kayıp olarak görürüm ve bundan dolayı da hem sizden hem de yönetimden ricam gitmemeniz yönündedir...
Sevgilerimle Ömer Nazmi...
Sevgili arkadaşlar,
benim niyetim asla bir yerde fraksiyon ya da klik oluşturmak değildir.
Sadece şunu söyleme istiyorum.
Elbette bir yerde kurallar olmalıdır; o kurallara da orada bulunanlar uymalıdır.
Hava alanlarında aranırsınız, bunun nedeni başkalarının hayatını kötü niyetli kişilerden korumaktır.
Beyinler aranmaz; insan beyninde bomba taşıyabilir mi; hangi pimi nasıl çekeceksiniz!
Şöyle davranmak yasaktır?
Ne, nasıl, neden, neye göre yasaktır?
Bana göre yasaktır?
Sana göre yasak olan şey, bir başkasının en doğal hakkı olabilir.
Binlerce kişinin üye olduğu ve her yazılanın yüzlerce kişi tarafından okunduğu bu siteye yakışmayan da budur işte!
Hayır, top benim, benim kurallarımla oynanacak bu oyun, deseniz; o oyun oyun olmaktan çıkar; sizin oyuncağınız olur.
Kurallar insanlar içindir. Ve insan düşünülerek koyulmalıdır kurallar.
“Buraya köpek giremez;” yazısının olduğu yerde, hangi köpek, “hımm, ben buraya giremem,”
der ki!.. Eğer kurallar insanlar için ise, o kurallara uymak kadar, eleştirmek de gerekir.
Bana göre sakıncalıdır yazınız?
Toplumsal işlevlerde bana göre diye bir şey olamaz.
Eğer, bir yazınızda ya da bir şiirinizde kişiye ve de bir fikre hakaret etmiyor iseniz, onun sakıncası olmamalı.
Hakaret eden de hakareti beklemelidir elbette.
Siyaseti bir cinayet gibi algılamak yanlıştır.
Hayatın her alanında her an siyaset yapılır.
Otobüsün geç kaldığından dert yanmak da bir siyasettir; vaktinde geldiğini söylemek de!
Açık saçık şiirler yazmak serbesttir; ama bir konuda açıkça fikrinizi belirtmek ise yasak!
Bunu anlamak için filozof olmaya gerek yok!
Herkese saygılarımla.
Şayet ayet değil ise bu 15. madde, gelin esnetin ya da değiştirin.
Demek istediğim de budur benim.
ÖmerNazmi tarafından 6/9/2009 12:01:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
Site kuralları:
15-) Sitemizde siyaset yasaktır.
Sitemiz kurulduğundan bu yana siyasetin yasak olduğunu söyledik ve bunu site kurallarında özellikle belirttik.
Bu kurula her üyemizin riayet etmesi beklenmektedir. Yazı eklediğiniz alanda "Site kurallarına uymayan yazı eklersem yazımın silineceğini biliyorum." İbaresini tıklamadan yazı eklemesi yapamazsınız.
Akp, Chp, Mhp yada adını saymadığım onlarca parti hiç farketmez. Bu site bir edebiyat sitesidir. Siyasi düşüncelerin yer aldığı bir site değildir. Bugün siz Akp ve Şerife yazarsınız. Yarın başkası Chp ve Şerife.Al sana siyasi bir tartışma. Bizler bu tür tartışmaları bu sitede istemiyoruz.
Şimdi size soruyorum:
Siyasi tartışmanın neresinde edebiyat var?
He diyeceksiniz ki özgür düşünce vs vs.
Üzgünüm. Bu tür tartışmaların alanı değildir bu site.
Sevgilerimle
ANSIZIN tarafından 6/9/2009 11:36:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
Büyük bir kan kaybıdır eksikliğiniz. Özgürlükten yana olanların kaybıdır yokluğunuz..Edebiyat dünyası adına üzücüdür ....Bence de gitmek değil kalmak gerekiyor..Sizi tanıyan herkes de böyle düşünecektir..
Bir yorumumda , benimkilerden daha az okunması yazılarınızın, utandırıyor beni, demiştim.. Hala da utanıyorum..Gidişiniz utancımızı doruk noktasına çıkartır..
Fikret TEZAL tarafından 6/9/2009 10:54:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
şair ve yazar duygularını,düşüncelerini dile getiren tarafsız gözlemler ile yazan kişiler olması gerekir...
önceki yazınızı okuyamadığım için o yazı ile ilgili bir düşünce belirtemem..ama bu yazınız ile ilgili olarakta;
sayın;ömer bey,
gitmek en kolayıdır...
bizler gitmekten değil,mücadeleden yana olmalıyız diye düşünüyorum...
saygılarımla...
O zaman, sizlere iyi zamanlar diliyorum.
Buraya yakışmıyorum.
Yüce bir yerde, cücelerin işi olamaz!
Ve artık karışmıyorum soytarı aşklara!
Ve şiirlere.
Ve hayata ait şeylere.
Ve siyasi yazılara.
Ve de hiçbir şeye…
Ama eğilmiyorum; gidiyorum!
Eğilenlere de selam olsun.
Şiir sevenlere de; şiiri çöpçatan yapanlara da.
....................**********başlıbaşına güzel dizeler...herzaman saygım sonsuzdur düşünene ve düşündüğü gibi yaşayana ...malesef hala basma kalıp zihniyetin dışına çıkamadığımız gibi çıkanlarada rahat vermeyen bir ortamda yaşıyoruzz...gönlünüze sağlık efendim...kalmeminiz hiç susmasın...
selam, yazınızı şimdi fark ettim..
çok şaşırdım. inanmak güç. hoyratça'nın dediğine katılıyorum. giburayı terketmenizin bir faydası olmaz. sadece bu zihniyet daha da kanlanır güçlenir..
bilesiniz ki ben, sizi destikliyor, yanınızda yer alıyorum..
ne gerkiyorsa yapalım.
.sizin düşünce özgürlüğünüzün kıstlanması demek, benimkinin de kısıtlanmasıdır..
saygılarımla..
lizeya tarafından 6/9/2009 9:47:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
hemen sirtinizi donup gitmeyin..aydinliginizi gosterip olayin desifre olmasini saglayin..bu yazinizi tesadufen okudum ben. uykusuz bir gecedeyken ya da sabahta artik neyse, ``babil`` gorur gormez damladim..cunki severim icine ``babil olan yazilari....beyefendi saki terketmeyin burayi...bence size ihtiyac var..ne demis konficyus; karanliga kufretmektense kucuk bir isik yakin.....siz de oyle yapin ve iisk olun olur mu? gerekirse toplu da gidilir ama siz anlatmalisiniz her firsatta bu yazidakileri herkese..
yıllardır okurum Ömer NAZMİ üstadı, has şairdir bana göre.Silinmiş olan yazınızı okuduğumu anımsayıp sayfaya döndüm ama içeriğini şimdi anımsayamıyorum.Kaldı ki, bu üstünkörü bir okuma değildi tamamen benim hafızamla ilgili bir sorun.Yönetim bu yazıya iki kelam edecektir diye düşünüyorum ,belki zaten gidiyorsunuz diye çıt çıkarılmaz o da bir ihtimaldir.Bekleyip göreceğim.Sonu ne olursa olsun şiir peşindeyim.İyi şair hepimizin kriterlerine göre değişkenlik gösterebilir ama bu kriter nedir?Sonuç olarak son beş yılda okumakta olduğum ve sürekli izlediğim şair sayısı beş ,bilemedin on kadardır.Yorumu yorum gibi,yazdığı okunan,imla kurallarına uyan ve hatta sık sık naif bir uyarıyla yahu şu şöyle olmalıdan şairce dem vuran bir ustadır bende kalemiyle ve yüreğiyle Ömer NAZMİ.Okumaya devam edeceğim usta seni,elbette paylaştığınca.Üzüldüm şimdi.Saygılarımla
İlkerpamukcu tarafından 6/9/2009 2:40:22 AM zamanında düzenlenmiştir.