- 1224 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KARAKIŞIN ORTASINDA BAHAR... (Denemelerim) KARDELEN ÇİÇEĞİ
DENEME
( KARDELEN ÇİÇEĞİ )
“...Sonbaharını yaşayan ben, kış mevsi-
mine doğru ilerlerken, (Pastırma Sıcak-
ları) bitiverdi birden bire.. Her yerde kar
karakış, fırtına, boran. Ve; yerlerde buz,
gıcır gıcır...
O buzlar üzerinde yürüyorum, bir meç-
hule doğru... Toprak kayıyor ayağımın al-
tından... Uçuyorum sanki. Buzlar arasında
öbek öbek kar yığınları... Ve; karlar arasın-
da bir tutam Kardelen çiçeği... Karakışın or-
tasında bahar. Hayat ne garip? “
O kardelen çiçekleri gibiydin sen, biliyor musun? Kış ortasında açan bir tutam kardelen çiçeği... Hayatımın hiç beklenmedik bir anında, soğuktan donarken, iliklerime dek üşüyüp titrerken sıcak, güneşli bir bahar günü gibi aniden önüme çıkıveren... En küçük hücreme kadar beni ısıtan sendin. Sendin... Sen.
Böyleydin sen, benim hayatımda sevdalım... O kardelen çiçekleri gibi güz mevsiminden kışa geçtiğim bir sırada, bir tutam kardelen çiçeği gibi çıkıverdin ömrüme... Kısa bir süre için bile olsa, karakış ortasında doğuveren, güneş ışıkları gibi ısıtıverdin içimi... Donmak üzere olan kanımı erittin, canlandırdın, yeniden hareket ettirdin damarlarımda. Zaman zaman durduğunu bile hisseder olduğum kalbimin atışları değişti.. Saat vuruşları gibi kalp atışlarını duymaya başladı kulağım... Yaşlıların hep söylediği bir söz vardır ya... “Kalbim 18’den yukarı çıkmıyor..” sözünü, ben de söylüyorum artık. Hatta benimki 17’sinde... 18’ ine yeni girdi. Senin sözlerin, senin yakınlığın, senin arkadaşlığın gençlik iksiri gibi geldi bana... Gülüyorsun bu sözlerime belki... İnanmıyorsun ama, istersen yemin bile edebilirim.
İşte güzeller güzeli... Sen bana ne yaptın? Bilmiyorum ama, o günden sonra bana bir haller oldu... Bunu, çok açık hissediyorum. Sana bana gençlik aşısı yaptın... can verdin, kan verdin, hayat verdin... Sonbaharını yaşayan ben, kış mevsimine doğru ilerlerken “pastırma sıcakları” bitiverdi birden bire... Her yerde kar, karakış, fırtına, boran. Ve; yerlerde buz, gıcır gıcır... O buzlar üzerinde yürüyorum, bir meçhu-le doğru... Toprak kayıyor ayağımın altından... Uçuyorum sanki. Buzlar arasında öbek öbek kar yığınları... Ve; karlar arasında bir tutam kardelen çiçeği ... Karakışın ortasında bahar. Hayat, ne garip?
Aslında, hiç garip değil hayat.. İnsanlar, her yaşta sevecek yapıda yaratılmışlar. Her ortama da çabucak uyum sağlayabiliyorlar. Bu ortam acı da olabiliyor, mutluluk-ta... Çünkü, yarının ne getireceğini kestiremiyor insanlar. Acıyı yaşayanlar yalnızca acıyı, mutluluğu yaşayanlar ise yalnızca o yaşadığı ortamı biliyor... Kimse, kimsenin varlığından haberli değil çünkü... Kendince yaşayıp gidiyorlar.
Onun için; bir birinin yaşamına, acısına, mutluluğuna duyarsız kalıyor onlar. Kendinden başka kimseyi düşünmüyor, başkasının yaşamına aklını yormuyorlar... Sevgi, ondan unutulmuş... Önemsenmez olmuş. Değer vermez olmuş insanlar sevgiye... Açlık... Midenin açlığı,şan, şöhret, paranın açlığı ve paraya olan kölelik, sevginin yerini almış... “Sevgi, karın doyurmuyor” diye, bir söz öğrenmişler. Tanımaz olmuşlar sevgiyi... Sevgiyi, sevmez olmuşlar.
İşte böyle bir dünyada, yaşar olduk güzeller güzelim... Sevgi unutulurken, mide açlığını, seks açlığını, para hırsını öğrenir olmuşuz. Artık her şey para, her şey renkli hayat, her şey sular gibi akıtılan içki, her şey bilinçsizce, uyuşturulmuş beyinlerin tek dünyası olan, seks arzusu kalmış geriye...
Saf sevgi; safsızlık, ahlaksızlık batağı içinde öldürülmüş, ya da ölüme mahkum olmuş güzelim. Böylesine; yaşanmaya değmez, geleceği karanlık bir dünyada ben, seni tanıdım bir tanem... saf, arı, duru, insana insanca değer veren bir kişi olduğunu gördüm. Öğrendim. Anladım... Farkında olmadan aynı saf, arı, duru bir sevgiyle sana bağlanıverdiğimi anladım. Sevdim. Seviverdim...
Bilmiyorum artık; bu duygular beni nereye götürür !? Bilemem.. Kim bilir belki, güzellikler ülkesinin kapısına kadar sürükler... Tek umudum o.. Yoksa; bu iş, olası değil...
Yine, hep beni konuşturdun. Hiç ses etmeden, itiraz etmeden... Bağırıp, kızma-dan, yalnızca dinledin... Bu, ne demektir bilmiyorum. Olumlu mu? Olumsuz mu? Belki bir gün söylersin. O güne dek beklemek de, bize düşüyor artık... Olsun, onu da bekleriz güzelim. Nasılsa bir gün cevap vereceksin. Sonsuza dek susup, sessiz kalacak değilsin ya... Ömrümüz yeterse, o anı da yaşarız. Her zaman olduğu gibi ben, yine buradayım.. Bekliyor olacağım. Bekleyeceğim seni...
O gün, gelecek bir gün. Artık şansımıza... Ya acı, ya mutluluk. Belki...
07. 12. 2007
Suat TUTAK
KARAKIŞIN ORTASINDA BAHAR... (Denemelerim) KARDELEN ÇİÇEĞİ Yazısına Yorum Yap
"KARAKIŞIN ORTASINDA BAHAR... (Denemelerim) KARDELEN ÇİÇEĞİ" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
22 Haziran 2009 Pazartesi 23:15:49
BU KADAR GÜZEL ANLATIMA HANGİ YÜREK DAYANIR Kİ SEVDİĞİNİZİN YÜREĞİ DAYANSIN.BELKİ DE O DA DÜŞÜNÜYORDUR SAF DURU ARI AŞKINIZI KABUL ETMEYİ AMA KOŞULLAR NEDİR BİLİNMEZ. BAZEN KARŞILIKLI AŞKTAN DAHA GÜZELDİR KARŞILIKLI GÖNÜL DOSTLUĞU.
ÇOK GÜZEL BİR DEMEMEYDİ SANKİ OKUMUYOR DİNLİYORDUM. SEVGİNİZİN DAİM OLMASINI DİLERİM SEVGİLERİMLE KALINIZ.