- 993 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UÇAN beyaz IŞIKLAR
Merhaba dostlarım,
Bugün kaleme aldığım konu,uçan beyaz ışıklar ve makro,mikro kozmos.Yani bütün.Makro ve mikro kozmos ve o uçan beyaz nur gibi zeki varlıklar nedir.Ayrıca kozmostaki varlığımız hakkında yazacağım.Makro kozmos sonsuzluktur.Mikro kozmoz ise insan dır.Yani düşünce ve arzularımız aslında kuantum boyutunda bir enerjidirler.Niyet edelim başlıklı yazımda,niyetin önemini yazmıştım fakat az daha açmalıyım.Dostlarım,imanı kuvvetli kişinin düşünce, Arzu ve istekleri aslında bir enerjidir.Ve bir çekim alanı oluşturur. Yaşadığımız deneyimler, çekim yasası gereği ihtiyaçlarımıza karşılık oluşmaktadır. Güçlü tüm istekler kuantum boyutuna sıçrar, benzer dalgaları kendine çekebilr. Güçlü ve imanlı isteklerin hiç biri yok olmaz ve karşılığını alır. İnanılmayan, unutulan, tekrarlanmayan imanı zayıf düşünceler ise zayıf dalgalar oluşturacağından, bu yolculuğa güç yetiremeyip, güçlü çekim oluşturamazlar. Ve insanın veri tabanı dünyasında kilitleyen negatif, kilidini açan ise güçlü pozitif inanç dolu imanlı düşünceleridir.Ve bu düşüncelerin yansıması olan duygu, his, hal’lerinin yaşamımızda oluşturduklarıdır. İşin başı, beynimizden geçirdiğimiz niyet düşüncelerimizdir. Gerisi onun bize yansımalarıdır.
Öncelikle kendim den bahsersem,hep bir arayış içindeydim.Ateist ve sosyalist bir insandım.Her şeyi araştırmak ve yazmak çok istiyordum,ama beceremiyordum ve aklım almıyordu.Fakat bundan 20 yıl evvel,gökte uçan bir nur gibi beyaz akıllı bir nesne bir şey gördüm.Gördüğümde.. (3 kişiydik,o üç kişiden biri 3 yıl evvel biri de malesef bu makalemi yazdığım gün vefat etti.Her ikisinede Rabbim rahmetler etsin.Yolları ışıklı nurlu olsun.)...Ağlayayımmı güleyimmi arası bir şey oldu bende ve şok oldum.Yani burada onun bize zekice şeyler yaptığını anlatmayacağım.Akıllı bir varlıktı ve beyaz nur büyüye biliyor ve küçülüp kaybolabiliyordu.Çok hızlı ve gereğinde çok yavaş gidebiliyordu.Yani bu ışıkları her zaman görebiliyorum.Şunu anlatmak istiyorum,onları gördükten sonra,ateistliğim gitti ve bilincim o gün bu gün geliştikçe gelişti ve sıçramalar yaparak,bazı şeyleri kavrayarak sonsuza giden yoluma devam etmekteyim.(Fakat sosyal olmam gitmedi tabiiki,daha da pekişti)Yani bu dünya dışı uzaylı varlıklar,dünyamız ile ilgileniyor ve insanlarımızı geliştiriyor ve değişik enerjileri dünyamıza bırakıyor olduklarını kavradım.Ayrıca,bundan sonra benim de çakralarım açıldı.Çakraları açılanlar bilir,kolay bir şey değil,çok zorluklarda çekiyorsun.Neyse,sonra yol alıyorsun.
Sevgili dostlarım,Hz Muhammed a.s. 1400 yıl evvel zerre küllün aynasıdır demiş.Yani bir kum tanesinde tüm makro evrenin sırrı gizlidir.Sonsuzluk gizlidir.
Evrenlerde her şey hareket halinde maddedir.Dağlar,taşlar vs her şey atomdan meydana gelmiştir.Tabii atomun ve varoluşun arkasında akıllı ve zeki olan gerçek varlık olan tek varlığın olduğu malumunuzdur.Yani atomu inceleyip yazmak istesek, on tane makale yazmak gerekir tabii.Yine Kur’an da türkçe mealiyle, her an yeni bir şen’de dir yazar.(Yani her an,an’ın tarifini siz düşünün lütfen).Her an,değişim ve yenileşim halindedir demektir.
Ama evren içre evrenlerdeki varlığımızı fark ettirmeyen tek unsurumuz egomuzdur.Ego insanın düşüncesinde oluşan ve bilinç boyutundan düşürülmesi gereken bir unsurdur.Ego,kişinin gerçeği görmesini sınırladığından kişi kendi özüne ulaşamaz.Bencillikler ve korkular yenilmedikçe asla özünüze ulaşamazsınız! Herkes okyonusta bir damladır,damla ise bütünün yani tekliğin, yani kozmosun da özünün bir parçasıdır.(Herşey O ÖZDEN olduğu gibi)Bütüne yani O ÖZ"E ulaşmak için de önce kendi özünüze ulaşmalısınız.Ulaşmak için ise bazı ibadetleri yaparak olur.Mesela zikir etmek ile olur.Zikir,beyinde tekrar edilmesi sonucu bio elektirik meydana getirir ve mikro dalga olarak özümüze yükleriz.yani ruhumuza yükleriz.Öz bilinç bize sonsuz yolculuğumuzda yardımcımızdır.
Dostlarım,insan kendini bir beden olarak gördüğü için,gerçeğin karşıtını bir madde olarak görür.Aslında beden, dünyamızda lazım olan bir araçtır,amaca götüren.Amaca götürecek olan ise öz’ümüz yani ruhumuzdur.Bizim bedenimiz,yine bizim galaksimizin içindedir.Ama ruh,sonsuz kozmos’a aiitttir.
Yani gelişen bilinç ve aynı zamanda ruh bilinci hem dünyada hem makro ve mikro kozmosta ilerleme kaydediyor.Aslında kişi,beden ve ruh yapısıyla kendi bütünüdür.Hayal ve hakikat arasında ki keşifleri ve tefekkürleri ile kendi kaynağını ortaya koyar.Kendisi kaynak olmasa dahi. Hakiki kaynaktan da ayrı değildir.Bizler ve her şey aynı bütündeniz.Ayrıca insanda sevgi ve korku vardır.Sevgi,kişinin özünden gelir.Yani ana rahminde burçların etkisiyle oluşur ve kişiyi bütüne bağlar.Korku, bencillik ve ego,sonradan değer yargılarımız sonucu, beyinde oluşan düşüncelerdir.Bunlar,bu yongalar beyinden bilinçten düşmedikçe özünüze ulaşamazsınız ve bütünden uzak kalırsınız.Ayrıca şahsın iç dünyası olan düşünce, duygu ve şahsiyet gibi şeylerle dış dünyasındaki olaylara karıştığı işlerden ayrı değildir. Çünkü şahsın dış dünyasındakilerde iç dünyasını yansıtanlardan başka bir şey değildir. Sadece bir şeyin iki yüzüdür.Olaylar kendiliğinden oluşmaz, sadece isteğe uyarlar.Daha önce niyet edelim başlıklı yazımda bukonudan bahsetmiştim.
Dostlarım,bedenimiz zaman ve mekana bağımlıdır,fakat özümüz bağlı değildir.Keşifler ve tefekkür sonucu piri reis mükemmel bir harita çizmiştir.Çok islam alimi keşifler ve tefekkür sonucu çok buluş yapmıştır. Akşemsettin ks.mikrobu bulmuştur.Ve bütünde çok yol almışlardır.Kişilerin düşünceleri zaman ve mekana bağlıdır fatat keşif ve tefekkür şuuru, mekan ve zamana bağlı değildir.Ama dünya düşüncesiyle uyum içinde yoluna yürür gider.Fakat, yüksek şuur içinde olan bazen görünen ışıklar,kişilere bazı gerçekleri empoze ederler,ama anlayan anlar, anlamayan kendi hayal dünyasında yaşar gider.Ama kişi kendi şuurunu,yüksek şuur olan kişi veya dünya dışı yüksek şuurlu varlıklar ile uyumlayabildiğinde,Yüksek şuur onu etkisi altına alır ve kişinin fiziksel şuuruna sahip olur ve kişinin çakralarının açılıp özgür olmasına yardımcı olur.Onun bilinç sıçrama yapmasına ve egosundan kurtulmasına sebep ve yardımcı olur.Kişi evrensel enerjiye sahip olur.Bazen hasta iyileştirebilir ve bazı kişileri hemen etkileyebilir.Etkisi altına alabilir.Çakralar,fiziki bedenimizin enerji merkezleridir.Evrensel enerji bu merkezlere transfer olur ve o kişidede artık yüksek şuur oluşur.(Eski dilde evliya veli olur ÖZE ERMİŞ OLUR)İşte bu yüksek şuur ile hasta tedavi eder.Ama,çakraları kapalı olanlarda evrensel enerjinin içindedir,fakat çakraları kapalı olduğu için faydalanamazlar.Bunların çakralarının açılması da bazı farkındalıklara ve niyete bağlıdır.Daha önceki niyet edelim yazımda belirttiğim gibi.
Sevgili dostlarım,çakrası açılan kişi de yüksek şuura yol almış ve o ışık bedenler ile bütünde yaşamaya yol almış oluyor.Uygulamayla beraber kişinin şuuru yüksek şuurla birlikte hareket eder ve kolayca onu dünyada alt edemezle.Kişi artık kendinide bir ışık olarak görür.Ve ışınlamaların devam ederek gelişerek ve değişerek her an yeni bir şen de olduğunu bilir duruma gelir.Çünkü o kişi,bütün den ayrı değil olduğunu bilir ve sonsuzdur.Yüksek şuurun o kişiye bazı simgeler gibi yol haritası vermek sonucunda,kişi kendi keşif ve tefekkürü sonucu kendine rehber olur.
Evet dostlarım,kişinin gittiği yol BEN farkındalığının idrak yoludur. Değişen sen değil sadece vizyonundur.Doğduğundan beri devam edegelen kendi yalnış görüntü inancından yani değer yargılarından vazgeç. O zaman gerçek varlığını keşfedebilirsin.
Aslında sen evrenin kaynağındaki EVRENSEL ENERJİ-IŞIK-YÜKSEK ŞUUR-RUH’sun.Selam ve segilerimle.
Hasan Belek