- 593 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Söylenemeyenlerin yazılamaması hali
Ne diyeyim, ne dillendireyim ki sana ?
Şu günlerde esirikliğime sebepsiz bile kalamıyorum sen varsın diye,sonra dönüp dolaşıp kendime soruyorum sorularımı,
cevapları senden gelmeyen sorularıma o piti piti yapıyorum.Seçilene cevap bu demeye de yediremiyorum ya,kutu kutu pense oynuyodum aslında diye kendimi kandırıyorum,onu yanlış cevap sayıp arkasını çeviriyorum.
Başkalarının ağzından dökülenler sende dillense daha az can acıtırdı diye düşünüyorum,
belki de bunları hiçbir zaman söyleyemeyeceğinden emin olmam neden bu azdan biraz fazla saf düşünceye.
Ne diyeyim ki ballim yine ben konustum, yine tutamadım elimdeki kalemi,askıda ama hala düşünceler, dillendirilmekten korkulmakta hisler..
Ya da söylediklerinin yerini bulmaması diyelim.
Daha ne döküleyim ki sana ? Senin saatin yine can acıtmayı vuruyor, akrep ne zaman ayrılacak bu durağından maalesef yine bilinmiyor, bilinemiyor...
YORUMLAR
nasıl söz geçirip kendimize
nasıl haifletebiliriz
karın boşluklarımızı yumruklayan ağrıları
içimizde durmadan dağılan
bozulan harflere
işaretlere
nasıl hükmedebiliriz
hepsini yakmalı
yakmalı
Bedelleri ödenmiş hayatların
sözcükleri acıtan harflerini
sorumsuzca savurmak
bu o kadar kolay olmamalıydı
ama oluyor işte
....................
Betonda çiçek yetiştirmekte inat eden sabrınıza saygıyla. Işıl Aksoy