- 669 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
O ÇOK SEVMİŞ
Niye bu kadar çok sevdi ki. İmkânsızlığın üzerine giderek niye üzdü bu kadar kendini. Biliyordu işte en başta, biraz umut doğmuştu ama olmayacaktı, belliydi. Buna rağmen niye sevdi bu kadar? Her gördüğünde niye heyecanlanıyor, o onun yüzüne bakmasa bile? Çok uğraştı, kalbinden onu söküp atabilmek için, hatta bugün konuştum kalbimi sökmeye bile razıyım diyor. Yete ki unutayım o imkânsız aşkı. Tüm duygularının alınmasına bile sesini çıkarmayacakmış, yeter ki unutsun. Yeter ki, her mavide onun gözlerini görmesin. Her güneş açtığında saçları gelmesin aklına. Her karanlıkta, yalnızlıktan onu özlemesin. Her şeye razı yeter ki unutsun. Başka birisi çıksa karşına falan dedim ama denemiş oda olmamış. Üstüne başkalarını da üzmüş bu sefer. Hiç kimse bulamamış onu, çok aramış, günlerce, aylarca. Ama olmadı mı olmuyor işte. Bulamayınca kesmiş umudunu belki unuturum diye vermiş kendini başka şeylere. Arada içiyormuş, sarhoş olunca daha çok aklıma geliyor ama sadece aşk geliyor, imkânsızlığı gelmiyor diyor. Tabi her zaman alkollü olmuyor, ama o da sorun değil diyor. 5 dakika yalnız kalması onu sarhoş edebiliyormuş. Sonra yazı falan da mı yazıyormuş ne. Tam anlatmadı onu ama kimseye gösteremeyeceği yazılarını, şiirlerini bir sitede mi ne paylaşıyormuş. İçini döküyormuş orada. He birde, her gece rüyasında hala görüyormuş onu. Hani diyor ya o zaman çok şaşırmıştınız insan nasıl birkaç hafta her gece aynı kişiyi görür rüyasında diye. Hala görüyormuş. Büyük aşk yaşıyor galiba ama kendi kendine. Gecelerinde yaşıyor tek başına, şarkılarla, yazılarla büyük bir aşk yaşıyor. Ne diyelim hayırlısı olsun, belki belki belki sever be hocam, üzülme bu kadar dedim ama bende inanmadım aslında o cümleye…