4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1458
Okunma
Sonbahara küsmüş gibi gözlerim..uzaklardan bir sevdanın kokusu geliyor burnuma burcu burcu..
Yağan yağmurun altında ellerini yıkayan o saf çocuk canlandı bir anda gözlerimde...
Bir çadırın altında yağmurun şırıltısıyla şarkılar mırıldanan o güzel gözlü çocuğu anımasadım sanırım..
Hangi şarkı???
“Dalgalandım da duruldum,
Koştum ardından yoruldum,
Binlerce güzel sevdim de
Bir tek sana vuruldum...”
Ne de çok severdim bu şarkıyı...Müzeyyen Senar’ın sesinden dinledikten sonra onun o büyülü sesi nasıl da etkilemişti beni...belki de yağmurun etkisiydi kimbilir..
Yıllar sonra o sesi tekrar duyabiliyordum...işte dinle bak geliyor uzaklardan sesi...biliyorum bana sesleniyor hala..evet hala orada...
Bir parkın karşısında çadırın altında yağmurla birlikte bana o güzel şarkıyı söylüyor...
Hissedebiliyorum...
Ama gel gör ki o bilmiyor bir an olsun dilimden düşürmediğim o anı...
Ona gösterdiğim sadece nefretim oldu...
sadece kin ve nefret...
Kaçtı,utandı benden belki de kimbilir...
Belki de bunu hakettiğini düşünüyordur...
Ama kıyamıyorum ona...
Sevgi ve nefret bir arada olabilir mi acaba?
Tek bir kelime bile kalmıyor dudaklarda onun adının geçtiği her an..
Nasıl oluyor bu böyle?
Şimdi öyle bir geliş geldim ki sana...
Tüm keşkelerimi soyundum...
Karşında çırılçıplak duruyorum...
Gör hissettiklerimi..
Gizlediğim tüm duygularımı gör işte bu kadar saf geldim sana..
Aklında bir acaba sorusu kalmasın güzel gözlüm...
Belki gitim senden...
Belki hiç dönüşü olmayan yollara saptım...
Belki de acının en kıyısına kadar geldim sevgili...
Ama bak gör artık..
Bütün masumiyetimi aldım sırtıma sana koştum yine..
Sonbahar yağmuruyla yıkandım da geldim kapına...
Belki toprak kokusu gelir yüreğine..
Bir şarkı bekliyorum sevgili...
Hadi söyle de bitsin bu işkence....