DÜŞ
İnsan beyinlerinin lime lime talan edildiği okyanuslarda buldum kendimi. Bacaklarımda dipsiz bir bataklık sıyrılamadım aralarından.
Çalışmak ne hoş diye düşündün.
Ama ne için, kime ?
Ya şu cansız,uyuşuk parmaklarım neden donuk bu kadar ?
Oysa o kadar kolay ki o boşluktaki merdivenleri bulmak benim için.
Kulaklarımda ki sevgi fısıltıları haydi diyor,bul bizi gel yanımıza. Hayallerinin gece fenerlerine çat kendini...Zavallıları,biçareleri umursamadan. Ağlama seslerini duymadan,acınacak hallerini görmeden...,
Eğer kalbim izin verse,eğr gözlerim izin verse.
Nefesim daraldı...
Fırtına bulutları ağır ağır kapatıyor gökyüzünü. Hava puslu üşütüyor yavaş yavaş.
Etrafımı mızraklar sarıyor. Uzun sivri dillerin mızrakları.
Pis dedikodular,kötü fısıltılar.
Ama vaktim yok,gücüm yok.
Sadece gözlerimi kırpabilirim.Sadece bağırabilirim suratlarına,yüzlerce sesi bastırırcasına...
Vakit geçmeden kaçıp kurtulmalıyım düşlerime...Varacağım,varmalıyım.
Yoruldum ,halsızım,zayıf düştüm insanlara.
Cansız süzülüp boşlukta
Tutunup ellerine, O yalan da olsa candan görünen sevgisine,tutunup doğrulmalıyım.
İşte orada duruyor .
Orda, arsız dalgalarla sarmaş dolaş nasılda umursamaz parlıyor.
Koşuyorum ölürcesine.
Yalıyorum;dudaklarımın üzerinden,rüzgarın suratıma vurduğu soğukluğu..
Hatalar yok artık diyorum. Kalp hırsızlarına yer yok artık.
Hayat yalnızca benim artık.
Yorgunluğumu;yosunlu basamaklarında bırakıp,bırakıp hayatın, bağırdım gırtlağımın son sesiyle.
Her şey yalan diye ...
Koşup,hırçın deniz kuşlarını kovup yollarından
Çıktım dört bir yana ışık demetleri yollayan gece fenerime.
Fakat hala onu niye arıyorum.
Güzel kalan yarlar vardır. Sende benim artık,ancak izi belli olmayan ,zaman zaman yanlış bir dokunuş yada mevsimsiz bir dokunuş,yada mevsimsiz bir yağmurla sızlayan ,ama hep güzel kalan yaramsın.
Ne zamandır onla birlikte yaşamaya,bunu öğrenmeye,senin imgen yaşamda değilde ,kimi şiirlerde bulabildiğim bir boyut veriyor bana.
Ne kadar uzaktasın...
Yanında bir erkeğin olduğu yalan..Katmanları aşmak istemediğin biri olduğunu biliyorum. Böylesi daha iyi değilmi ?
İnsan birinin içine girmeye,bu bilinmez yolculuğa çalıştımı,o sonsuz gırdaptan asla kurtulamıyor değilmi ?
Tekrar tekrar okuyorum o yeşil kağıdın üzerine yazdığın notunu " Seni sevdim,bekledim,özledim. unutmadım unutmayacağım."
Hala bir sevgi kanıtı beklediğim için mi ? Belki bir satırın,şu sözcüğün ardına gizlenmiştir diyemi ,Hala beni sevdiğini o zaman söylediğin gibi yanlızca beni sevdiğini bilmek içinmi ? bilemiyorum....
Çünkü senin varoluğunu bildiğim günler,telefonunu çaldırdığım sabahlar,yanımda taşıdığım bir not,yakama taktığın kırmızı başlı iğne,buluşma anlarımızı anlamlı kılan anılar,göğsüme kazınmış bir işaret gibi,benimle birlikte istesemde istemesemde, şimdi o salt aitlik uygusundan yüreğimin dibinde bir şeyler bu dünyada yaşaması imkansız olsa bile zaman zaman yeniden kuytulara atılmak için,küllerin arasından yeniden doğacak bir şeyler kaldımı ? Yoksa gerçekten sonsuza dek mekanın bir yerlerinde kendi başına,yaşayacağına inandığım bir şey kalmadımı ?
Metafizik bir aitlik,bir duygu,bir koku tümüyle seni bırakıp gittimi ?
Bunu, ölümcül bir sorunun cevabını öğrnmek kadar çok istiyorum... Senden bana bir DÜŞ mu kaldı geriye yoksa ? ...