TEKİR DAĞ'DA SANALDAN KARDEŞLİĞE
04.06.09
CELAL ÇALIK
K ar gibi ak su gibi pak olduğu belliydi!
A damlığı, kardeşliği dostluktan öteydi
R ica minnet anlamadı duraktan aldı beni
D aha yüz şiirsever gardaşı bir bir ben gibi
A ldı,ayarladığı öğretmenler evine getirdi
N asılda her dakika büyüyordu edebiyat ailesi
A dını söyleyen; Aaaa.. çekip boyun kucak oluyordu
D urmuyordu zaman; Otele geldik uy aman aman
A rkadaşlardan Deliseydattı beni en en şaşırtan
M asaları dolaşamadım, herkese boynumun eğriliğinden!..
-----Bu gün baktım; Bütün herkes resim sayfasına yorum düşmüş. Sanmayın ki kehya kimseye küsmüş!.. Taktir edersiniz ki boynum yüzünden biraz farklıyım. Bu yüzdendi masalarınızı tek tek dolaşamadım!.. Hep rüzgar almayan, ceryan yapmayan yerlerde oturdum. Ben herşeye rağmen belki sizlerden de mutluydum. Gürsel Cengiz’le oturdum kaldım. Belki o kardeşime de ayak bağı oldum. Fakat her masadan yükselen her kahkahanın en ortasındaydım. Hele birisi vardı kahkahası otomatiğe bağlı, dönüpte bakamadım, kimdi pekte anlayamadım. Hayatı güzelleştiren yollar o yürekten geçiyordu anlıyordum.
-----Gecenin sürprizi en sevdiğim isimden Zübeyde Topraktan geldi!.. (Zübeyde eskiden sevdiğim isimdir) Bu Zübeydeyle henüz tanıştık. Gürkan beyle nişan yüzüğü taktı, ikisi de yakın ilgileri ve sıcaklıklarıyla insanca yüreğime aktı... Ve Çetin İmer’in Telefonundan Müfidedejdeliyle telefonda konuşmamıza bütün arkadaşlar gibi çok duygulandım. Saz, söz ve şiir saat iki sularına kadar güldür güldür akan seller sular gibiydi!.. Kardanadam’sa her kişinin adeta gölgesiydi. Mikrofona da yetmiyordu nefesi, Haddime değil değerlendirmesi... Ama organizasyon dörtdörtlüktü... Sabah erken uyandım ama sesler kalabalıklaşınca indim Ayhan Sarıkaya davet etti masasına ve soydu tokuşturarak kırdığı yumurtamı da Bahiste yenene şiir yazmak vardı. Yani; Tanıdığımız tanımadığımız sanki kırk yıllık ahbaptı.
-----Sabaha arkadaşlar akşamkinin yarısından da azdı. Deliseydat dünkünden de azdı (Ufak) bir dakika yerinde durmuyor,elinde makine durmadan resim çekiyor. Derken kahkahalar içinde geldik Kumbağının deniz kenarındaki çamlığına. Otobüs vurdu kendini rampa yukarı... Çamlar mis kokulu ve en berrak havasıyla karşıladılar, İstanbul’un çamlıkları gibi ne çöp artıklarından ne de kıyın kıyın gecekondulaşmadan utandılar. Herkeste, sıcaktan bir tişört bende ise denizden hafif yel geliyor diye boynumda yün atkı sırtımda mont. Zübeyde desteğini esirgemiyor masasında yer açıyor. Ve özel betonların üstünde başladı ızgaralar her yanda bir tütün tütüyor. Bu arada sazlar hiç susmuyor her masada türkü türkü ötüyor... Bu arada çamlığın içinde birileri birilerini kovalıyor. Ben çamlığın en altında masamda güneş arıyorum boynuma ve Galatasaray (Nihat Şindi) gardaşım ekmeğimi suyumu taşıyıp duruyor, Rus gelin suyumu dolduruyor. Mahcubiyetim diz boyuna çıkıyor!.. Kardan adamın abiisi geliyor, el yazması şiirleriyle kendini tanıtıyor.
SANALDAN KARDEŞLİĞE
Bu çamlar çam olalı
Ne elinde yağlı urgan
Ne asılmamak için kaçan
Ne tutup
Adamı asmak için
Kovalayanı gördü
Şimdiye kadar.
Ve bu çamlar
Bir daha
Duymamış olabilirler
Böyle içten
Böylesine yürekten
Kahkahalarla
Ve böyle
Bir daha
Şairce resmedilemezler.
Bu çamlar çam olalı
Eli sazlı
Dilleri türlü türlü
Şiir sözlü
Karstan Edirneye kadar
Her ilden biri
Çiçek gibi
Şair ruhlu
Kardeşliği
Tarihine
Düşmüş olabilir
Tekirdağın
Sokakları
Tarihi mekanları
Kardan adam gibi bir rehberi
Olduğu için sevinmeli
Otogarda
Ayrılma anı
Sanaldaki dostluğu
Edebice ve sanat için
Edebiyat defteri
Kardeşliğine
Dönüştürülen
Bu sarsılmaz bağı.
Gözlerdeki
Sevinç parıltılarını
Tarihe not düşer
Türlü türlü resimler.
Celal Çalığa ve Edebiyat deftei yöneticilerine ayrıca bo organizasyonda emeği geçenlerin tümüne ayrı ayrı teşekkür ederim. Resimler, bölümüne herkes görüşlerini açıklamışlar. ben de uzun diye buraya eklemeyi uygun gördüm.
Bilgisayarın başında uzun süre kalamadığımı bilmenizi isterim.
Sürçi lisan etmişsek affola.
YORUMLAR
Neden şaşırdın, ne bekliyordun. İkiye beş birini mi ?
Şaka bir yana iyi ki tanıdım seni ağabey, hayal ettiğinden daha azını bulmadığını biliyorum. Gözlerin öyle söylüyordu. Siteye ilk geldiğim günden bu yana yanımda olduğunu bildiğim için daha da çok ısındım sana. Hep mutlu kal olur mu.
Kendine iyi bak.
İnsanların dostluk temelinde bir araya geliyor olmaları beni her zaman duygulandırmıştır... Ne vardı sanki Celal şu toplantıyı bir hafta önceye alsaydı ki o zaman ben de orda olacaktım... Neyse artık bir dahaki sefere diyelim... Dostlukların bozulmaması adına sevgilerimle hem sana hem de büyük bir özveriyle bu toplantıyı organize eden Celal arkadaşıma...
Guldane Dal tarafından 6/4/2009 10:44:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
bende ordaydim orda olmak ayricaligina sahip oldum belkide her sey bir tesadufttu ama uzun hikaye sadece orda olmak cok guzeldi sizi hatirliyorum aslinda hepimizin yuregindeki bakis ayniydi ben sair huseyin guler beyfendinin davetlisi olarak orda bulunmaktan gurur duydum ve hepinize bakisinizdan dolayi tesekkur
ediyorum saygilar
Dost,o kadar güzel ve içten duygularla anlatmışsınız ki sanki hala orada ve arkadaşlarla berabermişiz gibi kendimi hissettim.Yumurta bahsinde senin yumurtanı kırdığım için beni bağışla.
gözlerinden hasretle öpüyorum sizi.Bütün içtenliğimle saygı ve selamlarımı iletiyorum.Dostluğumuz ölene kadar sürecek...