Rehin hayatlar_2
** Ölmeyi uyumak sandım...**
Sigaramdan arka arkaya ,derin derin içime çekmemden Figen çok rahatsız olmuşdu.
- "Allahını seversen !...Sen, bu sigaranın sadece dumanını mı içine çekiyorsun ? ya da dumanıyla beraber tütününü de mi içmeye çalışıyorsun?Şu meret iyi bir şey olsa,bu kadar emek harcamassın."
Figen,masanın üzerindeki sigara pakedini alarak kibrit kutusu gibi evirip çevirmeye başladı.İçimden,"şimdi buruşturup çöpe atacak "dedim.Aklımdan geçenleri okumuş gibi,"merak etme,çöpe atmayacağım.Zamanında attık da ne oldu ?...Gidip yenisini aldın."
Ne zaman sigara bırakma konusu geçse ya da ne zaman bırakacaksın? diye soran olsa;
Kocaman iki el,kalbimi avuçlarının içine alıp,sıkıyor,sıkıyor.....Göğsümün tam orta yerine kocaman bir taş bastırıyorlarmış gibi ağrı hissediyordum."Al, aman... Senin olsun" der gibi, pakedi önüme doğru fırlatarak,"Bu,zehire verdiğiniz para yetmiyormuş gibi,bırakacağız diye de,NLP ,Akapunktur seanslarına ,Nikotin bantlarına kucak dolusu paralar harcadınız.Sizin adınıza serviscek o kadar çok sevinmişdik ki....Ama hepsi fasa fiso çıkdı.
Keçi inadın sigara konusunda nedense hep devre dışı kalıyor."
Sigarayı bırakmam için nasihatlar duymaya başladım mı,her zaman olduğu gibi ,dikkatim,bulunduğum ortamı terk ediyor,karşımdaki de,kendi kendine konuşuyor pozisyonuna düşüyordu.Elimdeki sigarayı ne içebiliyor,ne de kül tablosuna bırakabiliyordum.Kendiliğinden yanıp biten sigaranın izmaritindeki ateş parmağımı yaktığını hissedince ,gezmeye giden dikkatim masaya geri geldi ve izmariti,kül tablosunda taşla ezercesine söndürüp,"Anlamadım,ne dedin ?"der gibi Figen’in yüzüne bakmış olmalıyım ki;"Eminim... Bu zıkkımı ,otuz bir Mayıs’da da içmişsindir."
-"Evet.Ne oldu ki otuz bir Mayıs da?."
-"Dede’nin keli göründü.O,gün sigara bırakma günüydü" Artık sıkılmaya başlamışdım.
-"Figen’ciğim;Benim bu konudaki zaafımı biliyorsun.Bilincim yerindeyken,şu,nalet zehiri,yirmi dört saat içmeden durabilsem,benim için sigara diye bir şey kalmamışdır zaten..."
-"Kayınvaliden,sigarayı bırakırsan mı ,Mersedes alacakdı sana ?."
-"Hayır,Başımı örtersem alacakdı."
İkimizde güldük.O sırada gözlerim,yan masadaki bayana takıldı.Konuşmalarımızı duydu herhalde ki,gülüyordu.Benim baktığımı hissedince de,utanıp,yere bir şey düşürmüş de,onu alıyormuş gibi yapdı.
Figen,gene benim sigara pakediyle oynamaya başlayıp,"on dokuz Haziran dan sonra ne yapacaksın?.Her yerde yasaklanıyor."Gözlerimi ,şaşı gibi yaparak,"sus, hatırlatma..."dedim.
Aklına güzel bir fikir gelmiş gibi gülümseyerek,"Sen,uzun süre Ziya beyle beraber çalışdın,artık yapmıyorum diyormuş ama,senin nazın geçer ona..Söyle de,Hipnoz etsin seni."
-"Gitdim güzelim,ona da gitdim...Adam,beni Hipnoz edeceğim derken,tef gibi gerildi.Sonuda,"Pes..." dedi."Bende vazgeçdim artık....Boşuna kürek çekiyormuşum gibi geliyor.İmamın kayığına binince bırakırım."
Figen ,kolundaki saatin kordonuyla uğraşırken,sitem dercesine;"Can da senin,hava ya giden para da senin.Sigaranın kulağını yeterince çınlatdık,esas konumuza dönsek mi,ne dersin?.
Kulağına bir şey söyleyecekmiş gibi Figen’e doğru yaklaşarak,"İyi de...Yandaki bayanın kalkmaya niyeti yok gibi.Üstelik de,konuşmalarımızı duyuyor,ara da bir de ,çaktırmadan gülüyor."
Figen,oturduğu sandalye’nin arkasına asdığı çantasından bir şeyler alıyormuş gibi yaparak kadına bakdı."Sanmam.O, ceptelefonuyla uğraşıyor,yazdığı ya da gelen mesajlarına gülüyordur."
Sağ elimdeki çay kaşığının sapıyla masa örtüsünün üzerine ,sürekli imza atar gibi hareketler yaparken,Fiğen kaşığı elimden alıp,elimi, her iki elinin avucuna alarak,"Bak canım,ben,seni bilmedik insan değilim.Senin ,ince fikirli olduğunu,kırmamak adına kırılmayı yeğlediğini,ruhunda fırtınalar koparken,sevgi dolu bir kalbin olduğunu,istesen de,özveriden kaçınmayan biri olduğunu biliyorum.Amacım,seni konuşturup,az da olsa rahatlamanı sağlamak.Hoş....İzmir’de gittiğin Uzaman Doktor bunu sağlayamadıysa ben nasıl sağlayacağım ki?..."Elimi Figenin ellerinden çekip ,bir sigara daha yakıp,derin bir nefes çekdim.Ve;
-"Canım arkadaşım...Benim, ne Seninle, ne de diğer arkadaşlarımla problemim yok.Tam aksine hepsinide çok özledim.Görüşmek için zaman bulamıyorum.Telefonla da arama özürlüyüm.Ayrıca, biliyorsun Ekrem işi gereği genelde Şehir dışında oluyor.Annemin durumunu bilyorsun,Babamın da kendine hayırı yok artık.Bende,Denizli-köy arasında mekik dokuyorum."Her çıkan gelinin yengesi "diye bir söz vardır ya...Bende ,aynen o gibi,her çıkan gelinin yengeliğini yapıyorum.Ne için?ne zaman?nereye?kime? koşturacağımı bilemedim.Hiç bir şey yapmayıp ,evde kaldığım zamanlar bile ,kendim için bir şeyler yapamıyorum.Eve girdim mi,dışarıya çıkasım gelmiyor,dışarıya çıktım mı da,eve giresim gelmiyor.Sıkıldıkca da,kibrit çöpleriyle oynaşıyorum."
-"Güldürme beni.Senin evde,elini attığın yerden çakmak çıkarken,ne diye kibrit çöpleriyle uğraşıyorsun ki?."
_"Kusura bakma.Söyleyemem.Çünkü;onun ne işe yaradığını öğrenmek için yüz elli Lira ödedim."
Figen’in, yarı gülen,yarı şaşkın ve neden? der gibi bakışlarını fark edince,konuşmaya başlamadan önce,sağıma,soluma bakındım ve,yan masadaki bayanı yok sayıp,diğer masalar da oturanları da,cansız mankenlermiş gibi düşünüp,Figen’in gözlerinin içine baka baka;bütün öfkemi,kızgınlığımı,ecelimle ölebilecek kadar drencimin kalmadığını,ölmeyi uyumak sanıp,bedenen ve ruhen dinlenip,kalkınca da,her şeye kaldığım yerden başlayabileceğimi düşünüp,geçici bir süre ölmeyi istediğimi,ve hayata dört elle sarılıp,sıkı sıkı tutunmak gibi birbiriyle tezatlık oluşturan duygularımı kusmak istedim.
"Ben ,İzmir’e"dedim. Ve ;gözlerim, bizim masanın yanından geçip,boş masa bulmak için ileriye doğru giden,uzun boylu,dalgalı siyah saçlarına kırmızı balyaj yaptıran,bir kaç yerinden özellikle yırtılmış kot pantolonunun üzerine,"Benim de göğüslerim var."der gibi
,derin V yakalı ,ince ip askılı,pembe bir bady giyen,on sekiz,yirmi yaşlarındaki kızın elindeki kitaba takıldı.
(devamı var)
nerimanK