GÜL ŞAİRİ’NE SESLENİŞ
“Gözlerin, yeşil gözlerin ayyuka çıkıyor. Kurt bakışlarında uluyor nefesine ıstırap karışmış aşk. İstersen çek elini yüreğinden, istersen kana bula hislerini. Sarı odalarda demlenir ins ü cinnin bilinmez hali. Sen, sesini çekerken âlemden, eller atılacak olan son zarı sallıyor. Şimdi kaldır gözlerindeki tülü. Kaldır başını dağların zirvelerine. Haykır, haykırabildiğince en kuvvetli sözlerini. Yankılansın sesinin en çekici hali.”
Boş duvarlar arasında sesin. Köşelerdeyim, sen nerdesin? Şiirlerin sana ağlıyor, ben sana ağlıyorum Gül Şairim. Yeşil gözlerine çekilen perdeleri yırtmaya andım olsun. Seni yüreğimde ve yüreklerde yaşatmak için beslediğim umut ilk adım olsun. Ve sen Gül Şairim ve sen, yanımda ol hep ne olursun!
Bir kurt bakışında titrek aşklara mecazî karlar yağdırırken üşüdün. Sen üşüdün oysa ben yanıyorum. İçimi alevler kaplamışken soğuk tenine sıcak ağıt diye yazılıyorum. Tomurcuk içre açılmamaya yemin ediyorum. Şimdi son bir kez olsun gül, Gül Şairim.
Radyodan, cızırtılar içinde coşan bir sesin rüzgârındayım. Seni arıyorum, sana bakıyorum… Boş ver beni, ben sana çırpınıyorum. Ellerimde kalan bir avuç içi yokluk. Gözlerimden akan senin bana bıraktığın hasretli bir yalnızlık. Sen gittin, ulaştın da Yaratana şimdi ben buradayım, yalnızım Gül Şairim. Kuran ayetlerinden yayılan nurla sana koşuyorum. Beni görüyor musun?
Güller deriyorum kendime sen kokan güllerden. Kelebek desenlerine model olmuş acılı bir iç çekişli renklerden. Kırmızıydı sana ayırdığım gül en koyusundan, kan gibi. Oysa şimdi elimde dalı kırık solgun bir sarı gül.
Yokluğunda karlar biriktiren gözlerime inat yüreğime gül renginde ateş düşer. Ölüm muhayyileme düşer. Ruhum, sessiz, uysal, çaresiz ruhunu bekler. Ömür biçmek ne sana ne bana… Her şey Allah’ın katında. O istediyse eğer, bana isyan etmeden kabullenmek düşer. İsyan etmiyorum, asi değilim ama şimdi ben de sıramı bekliyorum…
Susuyordum gözlerine; bağırırken sevgimi yüreğine… Şimdi senden bana miras kalan yalnızlığına acı çığlıklar ekliyorum. Büyütüyorum seni her an tespihimde ve yaşıyorsun biraz daha kuvvetlice…
Tertemiz, yazılmamış ve hiç yazılmayacak sayfalara emanet ediyorum izlerini. Sühanı, sükûta davet ediyorum. Söylenmemiş sözlere, dile getirilmemiş sevgilere, çözülmemiş imgelere gizliyorum seni. Şimdi Gül Şairim, o koca yüreğinle bir kez daha yürü yüreğimde…
Mekânın cennet olsun. Dilerim ki şehit mertebesine ulaşırsın…
Ayşe AKAY 03.06.2009/ Çarşamba