- 500 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİ
Yemyeşil gözleri ve devamlı gülen yüzüyle etrafındaki insanlara sevdirmişti kendini. Hiç kimsenin kalbini kırmamaya özen gösterirdi. O yüzden de konuşurken kelimeleri özenle seçer, öyle konuşurdu karşısındaki kişiyle.
Evlendiğinde yirmi yaşındaydı. Severek evlenmişlerdi. Bütün yeni evliler gibi onlarında hayalleri vardı. Özlenen bir yuva sıcaklığında umutlar ve yaşam. Eşinin kişiliği de kendisi gibi, uyumlu, hassas ve müşfik bir insandı. Çok sevdiği eşinin her isteğini yerine getirmek için elinden ne gelirse yapmaya çalışırdı. Uyumlu ve sevgiye dayanan bir hayat arkadaşıydılar. Yaklaşık evleneli 12 yıl olmuştu. İlk zamanlar çiçekle böcekle geçen yıllarında çocuk özlemini hissetmemişlerdi. Sonraki yıllarda bu özlem iyice hissedilmeye başlayınca, arkadaşlarının tavsiyesi üzerine doktora müracaat etmişlerdi.
Yapılan tüm tetkiklerde her şey normal görünüyor. Doktorlar bu durumun neden kaynaklandığını bir türlü bulamıyorlardı. Bu şekilde epey bir süre gezdiler hastanelerde. Onlar bu durumdayken insanların soruları bitmek tükenmek bilmiyordu. Bu da zaten zor durumda olan aileyi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyordu.
Bu şekilde epey devam etti yaşamları. Sevgi ve umutlarını birleştirerek birbirlerine moral veriyorlardı. Bir süre sonra Sevda’nın çocuk özlemiyle yanıp tutuşan kalbi ona çok güzel bir yol gösterdi. Evlat hasretiyle yanıp tutuşan kalbini, anne sevgisine, şefkatine muhtaç minik bir yavruyla birleştirecekti. O kadar sevgiye muhtaç bebek ve çocuk vardı ki bu şekilde. Çocuk esirgeme kurumlarında horlanan, tacize uğrayan çocuklar. Bu düşüncesini eşiyle de paylaştı. Eşi sevdası’ nın üzülmemesi için aklına geldiği halde söyleyememişti bu düşüncesini. Bu fikiri duyunca gözleri parladı Mustafa’nın sevinçle. En kısa zamanda Çocuk Esirgeme Kurumuna müracaatlarını yaptılar. Çok geçmeden beklenen sevinçli haber geldi. Müracaatları kabul edilmişti. Gerekli evraklar düzenlendi ve o yıllarca beklenen çocuk özlemi sona eriyordu artık.
Ve o gün gelmişti işte. Üç kalpte aynı anda değişik duygularla atıyordu. Hem endişe, hem de sevinçle. Sevgi yumağı olmuşlardı birbirlerine alışınca. Artık çok tatlı ve sevimli bir yürek katılmıştı aralarına. Üç yaşında sarı saçlı ve mavi gözlü bir kız çocuğu. Onun adı Mine’ idi ama onlar sevgi koymuşlardı adını . Sevgi dolu bir dünyaları vardı. Bütün planlarını onun isteğine göre yapıyor ve dışına asla çıkmıyorlardı. Anne ve baba olmanın sevinci vardı. Yıllardır hasret kaldıkları duygular birikmiş, harcadıkça bitmiyordu ne hikmetse. Bu şekilde tam altı ay geçti.
Bir gün acı haber geldi ansızın. Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapılan bir tebligatla. İşlemlerde yapılan bir hata nedeniyle Mine’nin gerçek ailesi olmasa da, gerçekten seven ailesinden koparacaklardı. Aynı gül’ü dalından koparırcasına. Dünyaları kararmıştı Sevda ve Mustafa’nın . Ertesi gün yetkililer zorla ve feryatlar içinde aldılar, götürdüler. Yine acı dolu günler başlamıştı onlar için. Büyük bir itinayla hazırlanmış ve sevgiyle doldurulmuş odaya giremediler o günden sonra. Hukuki mücadeleye girdiler ama ondan da sonuç çıkmamıştı. Oysa ne olurdu o soğuk binalarda anne ve baba hasreti çeken çocuklardan biri sevgi dolu bir yuva bulmuşken yaşasaydı o sevgi mabedinde. ! Çok ağladı sevda.
Aradan altı ay geçmişti. Sevginin hasretini Sevda arada bulunduğu çocuk esirgeme kurumundaki yuvasında gidermeye çalışıyordu. Ziyaret etmesine ses çıkarmıyorlardı neyse ki. Ve bir gün mucize gerçekleşti. Sevda hamileydi. Yüce Yaratan çok sevdiği Mine’ sini almıştı ama yerine bebeğini hediye olarak gönderecekti. Sevinçten göklere uçtu. İnanamadı. Tekrar tahliller yaptırdı. Evet gerçekti. Sevda dünyanın en güzel , en sevgi dolu annesi olacaktı. Ve bebeklerini kucaklarına aldıkları gün onlar için çok mutlu bir gündü.
Not : Şimdi şu anda oğulları 25 yaşında. Ve onlar sevginin kıymetini çok iyi biliyorlar. Anneliği, babalığı ve evlat sevgisini inanılmaz bir mucizeyle elde ettiler. Ama sadece annelik ve babalık kendi çocuğumuzla giderilmiyor. Yüzlerce ve hatta binlerce sevgiye muhtaç bebek ve çocuk var. Onlarla sevgimizi paylaşmaya ne dersiniz. Sevgilerimle..)
YORUMLAR
Aradan altı ay geçmişti. Sevginin hasretini Sevda arada bulunduğu çocuk esirgeme kurumundaki yuvasında gidermeye çalışıyordu. Ziyaret etmesine ses çıkarmıyorlardı neyse ki. Ve bir gün mucize gerçekleşti. Sevda hamileydi. Yüce Yaratan çok sevdiği Mine’ sini almıştı ama yerine bebeğini hediye olarak gönderecekti. Sevinçten göklere uçtu. İnanamadı. Tekrar tahliller yaptırdı. Evet gerçekti. Sevda dünyanın en güzel , en sevgi dolu annesi olacaktı. Ve bebeklerini kucaklarına aldıkları gün onlar için çok mutlu bir gündü.
.............................................................
kutlarım efendim mükemmel bir eser yüreğinize sağlık
saygılar selamlar sizide sayfama beklerim