- 798 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
BEHİCE YALKIN ÖĞRETMENİM
Yıl 1966.İstanbul Pendik Lisesi’nin,o zamanlar Kartal’a bağlı köyler,şimdi ise
Pendik’e bağlı mahalleler olan Dolayoba,Yayalar,Şeyhli,Kurtköy,Kurna,Kurtdoğmuş-
tan gelen toplam 9-10 öğrencisinden biriyim.
İlkokullarımıza hepimiz köylerimizde beş sınıfa bir öğretmenin baktığı köy okul-
larında başladık.Sanırım 4.ya da 5.sınıfta bu rakam iki öğretmene çıkmıştı.
Orta kısımların dersi öğleden sonra 13.oo’da başladığı ve köylerimizden dile-
diğimiz zaman minibüs olmadığından,saatler öncesinden bulduğumuz minibüslerle,
ayakta yolculuk etmak koşulu ile yarım ücret (o zaman 1 lira yerine 50 krş.) ödeye-
rek Pendik’e gelirdik.Birçok arkadaşımın aksin ,bu aradaki zamanımı okul kütüphanesinde
ders çalışarak geçirirdim .Okulun en alt katında 1-İ sınıfında,sınıfın en kısa boyluları olarak,kalorifercinin oğlu Ali ile oturuyorduk .O tam bir zenci tipindeydi.
İlk yazılı sınavlar başladı.O gün ,Fen Bilgisinden yazılı olacaktık.Çok iyi hazırlanmıştım,
korkmuyordum.Hocamız Behice Hanım,sınıfa girdiğinde,sınıfı adeta bir korku filmi sessizliği kaplamıştı .Behice Hanım kısa boylu,o zaman sanırım 40’lı yaşlarda,gözlüklü,çok ciddi biriydi. Sınıfça korkardık. Gözlüğünün üzerinden bir bakması vardı;dayak yemiş gibi olurduk.Sınav başladığında,şok geçirir gibi oldum. Sorular,çocuk oyuncağı gibi geldi.
Kendimden şüphe ettim,bu kadar kolay olamaz diye.
Bir iki hafta sonra Behice Hanım,yine o herkesi korkutan edasıyla gelip,en arka sıradaki sınıf başkanımız Gülten Ablamın yanına oturup yazılı sonuçlarını okumaya başladı :1,2,1,2,1,2,3.....Böyle gidiyordu okunan notlar.Beni de muazzam bir karam-
sarlık aldı. Sıra bana gelip adım okundu:
- 2153 Fikret TEZEL (o zaman soyadım Tezel’di)
Sıramda sessizce ayağa kalktım.
- Fikret Tezel...
Birkaç defa ismimi okudu.Bende ve hiç kimsede çıt yok.Behice Hanım kızmaya baş-
ladı.Gülten abla,olaya müdahale etti:
- Fikret,en önde hocam.
- Hani nerede?
-İşte orada hocam.
-Çık bakalım şöyle ortaya doğru,boyunu posunu bir görelim.,dediğinde ben
adeta ölümü haketmiş bir suçlu korkusuyla sıranın yanındaki boşluğa çıktım.Başım yerdeydi,verilecek cezayı bekliyordum.
- Vay vay va . Sen boyundan büyük numara almışsın.Aferin ..8..
Ben henüz birşey anlayamamıştım. Yerime oturduktan sonra yavaş yavaş anlamaya ve sevinmeye başladım. Bir de sınıfın en çalışkan kızı Seher Kahyaoğlu, yüksek not almıştı. Zil çaldı.Herkes koşarak teneffüse çıkarken,Behice Hanım bana,
-Dur bakalım,biraz konuşalım,dedi. Birlikte,orta sıralardan birine oturduk.
- Anlat bakalım,dedi .Kimsin sen,neyin nesisin?
Herşeyi anlattım: Annemle babamın ben 1.5 yaşındayken ayrıldıklarını, babamla birlikte,Kurtköy’deki bir kahve köşesinde yaşadığımızı,yemek yediğimiz,derslerimi çalıştığım,uyuduğum,çamaşırlarımın yıkandığı,hatta benim de yıkandığım yerin bu köy kahvesi olduğunu. Gözlerinin yaşardığını gördüm o anda,bu herkesin korktuğu insanın.
-Bundan sonra kimseye,annem yok demiyeceksin.,Ben Behice Hanım’ın oğlu-
yum diyeceksin,oldu ilk sözleri.
-Hadi bakalım çık şimdi biraz hava al ve daha sonra bu şekilde çalışmaya de-
vam et .Ne derdin olursa da bana gel,tamam mı?
Ertesi gün öğretmenler odasına çağırıp terziye ölçü aldırttılar.Hediye kitaplar,kalemler,defterler aldılar.
İlk bayrama yetişti,hayatımda ilk defa giydiğim,ısmarlama takım elbisem,kumaş
paltom ve ilk defa giydiğim,altı kauçuk ayakkabılarım.
Bu öğretmenler sevilmez mi.Böyle öğretmeni olan insanlar,okumaz mı?
Behice Yalkın’ın şahsında tüm tüm eğitim camiasının 24 Kasım Öğretmenler gününü kutlar, onun gibilerin ellerinden öperim...............
11 MART 2007 FİKRET TEZAL
YORUMLAR
Ben demiyorum, Hz. Mevlana Celaleddin Rumi söylüyor, '' YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN ,YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !
Ah bunlar bizi Allah ile kandıranların ta kendisi.
Bir İmam bilmeli ki, dünyada iman ahirette mekan !
Ama bu tip insanlar bunu tam tersi uyguluyor ve öneriyor.
Radyo dinlerim ben genellikle.Orada reklamlardan bir örnek vereyim dilerseniz, arsa alana ümre hediyemiz ! Evet yanlış duymadınız, gelin görüşelim falan yerde filan kadara arsa alan müşterilerimizi Ümre ziyaretine götürüyoruz. Ay ne güzel !
Aynı kanalda Allah zikrullahı, Kur-an tesviri , ilahiler çok güzel devam etmekte. Ne perhiz ne lahan turşusu demezler mi. Neden ticaretine Din istismarı yaparak kazanç katıyorsun..
Bunu anlamıyor musunuz, hadisleri okumuyor musunuz. Peygamber olduğu halde altın kakmalı yaldızlı saraylarda mı oturdu Hz. Muhammed ( S.A.V ) sormak isterim bu din tüccarlarına ?
Onların gayesi ilim ve bilim öğretmekten ziyade günah kazanmak. Bu tip insanların nerede nasıl, kimler tarafından hangi amaçla eğitildiği de aklı mantığı olan insanlara soru işaretidir.
İnsanlar şu basit soruyu kendi vicdanlarına sorsalar her şey gül, her yer gülistan olacaktır.
Bu gün Allah ve kalbin için ne yaptın ?
Kur-an ticarete alet değildir. Öğretendir. Onu anlamadan , yaşamadan ne öğretebilirsiniz ne de yaşatabilirsiniz.
Her konuda olduğu gibi devlet yine bu güzelim Din konusunda da oldukça geride. Diyanet ne iş yapar yıllardır o da bilinmemekte. Yetersiz . Eğitim yetersiz. Duyduğunu söyleyen , gördüğünü uygulayan milletiz biz.
Bu da İslamiyete gölge düşürmek isteyenlere bir koz !
Yanlış yapanları ikaz etmek her müminin boynuna bir farzdır.
Güzel, fakat iyi okunup algılanması gereken bir yazı.
Kutlarım ..Dikkat çekmek istediğiniz konu yanlış anlaşılabilir..
Suistimal ve istismar özellikle DİN buna yatkın.
Öğretmen bir maaşla geçinemiyorsa,
Memur ek işlere zorunlu bırakılıyorsa,
vatandaş oy SATIYORSA,
bunun vebali o insandan çok o ülkeyi yönetenlerindir.
Son olarak, İslamiyet nedir, kime Müslüman denir, İmanımız hayatımızın ne kadarını kurtarıyor diye vicdanımza bir kez sorsak, kimsenin bize hesap sormasına gerek kalmaz.
Saygılarımla..
elbette ki çıkarı karşılı oy verenler çok. Muhalefete veren de var iktidara veren de var. Ben sadece Hülya hanımın kullandığı kelimeye tepki göstermiştim sayın Romantik. Elbetteki namus deyince akla bir sürü kavram gelir.eş, evlat vatan, bayrak,din, haysiyet...Ama hiç birinin yanına satmak fiilini yakıştıramıyorum.Bu kişisel düşüncemdir.
hem bunların hiç birinin Fikret beyin yazısıyla alakası yok.o yüzden uzayıp gitsin istemiyorum.
iş vaadiyle, yol köprü, ilçe olmak il olmak gibi vaadler karşılığında oy veren kişi ve bölgeler çoktur. Ama sırf makarnaya, bulgura kömüre oy verecek kadar da akılsız sanılmasın insanlar.
Bu olayların başlangıcına inersek esas yanlış ÖĞRENCİ SEÇME daha doğrusu SEÇEMEME den kaynaklandığını görürüz.
Bir imam adayı öğrenciyi, bir öğretmen adayı öğrenciyi, bir doktor adayı öğrenciyi, bir avukat adayı öğrenciyi sadece uyduruk bir ÖSS sınavı ile belirleyemezsiniz.
Belirlemeye kalkışırsanız işte böyle tam ticaret erbabı oolacak adamı İMAM diye ortalığa salarsınız.
O imamda camiden ticarethane yapar.
ÜLKEMİZDE YILLARDIR YAPILAN YANLIŞ BUDUR Kİ, KIZILIRMAĞIN UZUNLUĞUNU SORARAK İYİ DOKTOR OLACAK ÇOCUĞU BELİRLEYEMEZSİNİZ
SORUN ÖSS DİR
SORUN YÖK DÜR
Dini kuruluşlara yurt dışında olduğum yerde devlet yardım ediyor hayır kurumlarına adı altında .
Hiç ayırım yapmadan halka yüklenmiyor..
Ama nereye mensupsa idare edenlerde çok nadir birini katkat artıranlarda var..
Sorsanız ağlarlar. Ama göz görmekte ..Gariban milletimiz hayır için habire bir şeyler yapar bağışlar..
Onlardan birisine birgün demiştimki madem hayır kurumusunuz, gözetin hastaları huzur evine atılmasın hiç bir yaşlı ,şefkat kanatlarını açın hani elleri tutarken yardım ederdiler şimdide siz koşun. Cevapsa duymamazlık cevapsızdı tabi .
Nerde nasıl olursa olsun bir kişi anlattığını kendisi yapmıyorsa onun sözünün asla tutulmadığını gözlemledim .
Ainası İŞTİR KİŞİNİN SÖZÜNE BAKILMAZ ALLAH RIZASINI GEÇİPTE DÜNYALIĞA ÇEVRİLİNCE DÜNYA ARDINDAN KOŞTURUR .KENDİSİNE KÖLE OLANLARI BAKMAYANLARINSA DÜNYA ARKALARINDAN KOŞAR ..
YAZININ KONUSU GÜZELDİ TEŞEKKÜRLER....
doğru konulara değinmişsiniz..
maalesef; dini kendi çıkarları için kullananlarda var..
gerçek manada dindar olan insan zaten bu anlattıklarınızı yapmazdı..
böyle insanlar herzaman oldu..
bu koşullar devam ettiği sürecede olacaklardır..
ayrıca; oyunu para ile satan insanlarımızda oldu..olmadı değil..bu duruma getiren şartları hala çözemedim..bizlerde oy kullandık.ama satmak nedir anlamdım..oyu ticarete dökmek..ticareti de dine dökmek..hepsi üzücü..
saygılarımla..
Hem yazıyı dikkatle okudum hem de yorumları...
Erol Başçı'nın göndermelerine zaten bir şey demem... ona alıştık... ölünün ardından "her kim olursa olsun" kötü konuşulmaz diye dinimizde bir kural vardır... haa kendisi yine gönderme yapmış... olsun varsın... Sevabının mükafatını da kendisi görecek, günahının cezasını da...
O zaten sitemizin en renkli kişiliği ama renginin farkında değil sanırım :)))) velhasıl kelam, Erol bey olmazsa olmaz.
Ama Aynur Hanımı tam anlayamadım
Aynur Hanım rica etsem net olarak cevap verir misiniz ?
Ülkede; buraya bir daha hizmet gelmez, yardım gelmez, erzak, eşya dağıtılmaz, para dağıtılmaz korkusuyla oy'unu yardım gönderen partiye verenler yok mu ?
Saygımla
Sayın Erol Başçı ; bu kişinin adını ve adresini vereyim, gidin araştırın isterseniz.. Hani siz araştırmayı çok seviyorsunuz ya ; elinizin altındaki internetten.. Bir de köylere gidip yaşanan gerçekleri görseniz, dinleseniz diyorum.. Hatta kendisiyle de konuşabilirsiniz...
Niye öyle söylüyorsunuz ; Hüseyin Üzmez hocayı ( hoca demek te günah ya) hiç konu ettim mi ben ?
Fikret TEZAL tarafından 6/1/2009 10:55:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Fikret TEZAL tarafından 6/7/2009 6:22:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ah bu imamlar. Ah bu din adamları, özellikle de müslüman din adamları.
Ne fenalar değil mi?
En kötü insanlar hep içlerinden çıkıyor.
Avatardaki Türkan Saylan boşuna mücadele etmemiş bunlarla:)
Sürekli din adamlarının imamların yanlışlarını ortaya çıkarıyorsunuz, bilgileniyoruz sayenizde.
Tebrik ve saygıyla..
Polemik?Neyin polemiği?Magazin dünyasındamıyız?Siyasetçimiyiz?Hiç işim olmaz polemiklerle bir,ikincisi evet üç-beş torba erzağa,bir kaç torba kömüre beyaz eşyaya oy verenler ki oy namustur bilene her platformda da söyledim söyleyeceğim bu benim düşümcem beğenir beğenmezsiniz o sizin sorununuz ben rahatsızlığımı dile getirdim getirmeye devam edeceğim,ha inandığı için bilerek isteyerek oyunu verene eyvallah ama satanlara dedim demeye devam.Sitedeki tek varlığım yırtma yapıştırma yorum yazmak maalesef keşke devlet memuru olsaydım tüm mesai saatlerimde oturup bilgisayarın başına daha detaylı yorumlar yazsaydım arasıra bir kaç işi halledip salla başı al maaşı yapsaydım bedava net bedava elektrik ohhhh hava bedava su bedava demiş şair ne ala.Ama şükürki her kullandığım şeyin bedelini alın terimle ödüyorum kimseye asalak olmadım o yüzden kısıtlı zamanlarla sanaldayım kimbilir belki bir gün sırtımı yaslarsam birilerine o zaman yırtmadan yapıştırmadan olur yorumlarım.
"halka namusunu satıyor terbiyesizliğini yakıştıramazsınız."şu
cümlenizide düzeltmeye davet ediyorum saygı çerçevesinde buyrun fikirlerimiz konuşsun ama saygısızlığa dur diyecek sözlerim vardır bilesiniz Aynur hanım.
Eş:)Hülya tarafından 6/1/2009 10:16:01 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hülya hanım..Sen aynı cümleyi sürekli her yorumda yazıyorsun. Yardım alan insanlara namusunu satıyor diyemezsin. Bakıyorum da sitede tek varlığınız yazılara yırtma yapıştırma yorumlar yapmanız.Çok biliyorsanız siz yazın millette engin fikirlerinizden yararlansın. Beğenmediğinizi karalayacaksınız diye, Namus satmak terbiyesizlik, ahkasızlıktır. halka namusunu satıyor gibi terbiyesizliği yakıştıramazsınız.Senin gibiler sever polemiği. Al işte gün doğdu sana. Ama kusura bakma cevap veremeyeceğim. Sayfa benim değil. Sahibine de sonsuz saygım var. İnsanlara "Namussuz" derken iki kere düşünmeli insan.
aynur engindeniz tarafından 6/1/2009 9:45:45 AM zamanında düzenlenmiştir.
aynur engindeniz tarafından 6/1/2009 9:46:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
aynur engindeniz tarafından 6/1/2009 10:08:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
Evet kaldı....Sen....Ben....Bizler.....Hakkı olmayana tenezzül etmeyenler.....Haramın "H"sını şeytan görmüş gibi kendinden uzak tutanlar....Namusunu(oyunu)üç-beş torba erzağa,birkaç torba kömüre bir beyaz eşyaya tav olup satmayanlar...Kendisine dokunmayan yılana dokunanlar....Banane neme lazım demeyenler....Öğretmen olup,Doktor olup,Devlet memuru olup mesai saatleri içersinde özel işleri için saatlerce sanal alemde dolaşmayanlar....İnancını imanını gizli gizli yapan afişe etmeyenler...Ramazanlarda iftar sofralarında arzı-endam etmeyenler (ki dün bir haber okuyunca ağız dolusu güldüm saldım sinkaflı kelimelerimi "gizli gizli reinaya giden muhafazakarlar") bozulmayan çok şey var çok şükür ve iyiki.
Bozulan şeylere gelince siz meslekler başlığında sıralamışsınız ben de mesleklerle devam edeceğim ama sonra.Yorumları okuyup beklemek istiyorum zira tüm düşünceler tüm yorumlar eksik yanlarımı tamamlıyor...
Sevgiler Sn:Tezal...Güzel bir gün geçirmeniz dileği ile....
DİP NOT:sevgili yöneticilerden bir ricamı dile getireceğim,tıpkı şiirlerde puanlama butonu olup puanlayan kişiyi gördüğümüz gibi aynı sistemin yazılarda da olmasını çok istiyorum ki yazılarda puan çok çok önemli zira günün yazısını üyelerin puanları belirlemekte ya şimdilik.Siteye ve yöneticilerimize zormudur maddi götürüsü varmıdır bilemiyorum sanal alemde site olarak sadece defterimize geliyorum o konularla ilgili bilgim sıfır ama bildiğim bir şey varki sitemiz yenilik ve gelişme anlamında oldukça yetkili ve yeterli bence.Tüm yöneticilerimize teşekkür ediyor emeklerine sağlık diyorum.Sevgimle...
Eş:)Hülya tarafından 6/1/2009 10:24:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
fikret bey, devlet memurları eğer tek kişi çalışıyorsa, büyükşehirlerde geçinemiyorlar.Yoksa maaşlar kötü değil. Bu ülkede geçinemeyecek kesim asgari ücretliler, ve küçük esnaflardır.acaaba ne iş yaparlar diye çok düşündüğüm milletvekilleride maaşlarından şikayetçi. Geçinemiyorlarmış. Bu ülkede aza kanaat eden yanlızca Anadolu insanı.Anadolu kadını.
diğer konuya gelince ticaret ve inancın asla bir arada yürümeyeceğine inanıyorum.Kişi bir yerde birinden vazgeçmek zorunda kalır.Terazi hakkı çok kötüdür derler.
imama yazıklar olsun. Allah ne güzel meslek nasip etmiş. İbadetini yapıp para kazanıyor. Kıyamet günücinler ve melekler ezan okuyup okumadığına şahitlik edecek. Heryerde var o imamlardan. Ama en az köylüde imam kadar suçlu. Onların yüz vermesiyle o hale gelmiş.Bizim belediyede bir imam vardı. Köyde sabahları kalkıp namaz kıldırmaya, ölü yıkamaya üşendiği için belediyeye tayin yaptırmış.Ben de yüzüne karşı söyledim. Sen gerçekten imam olsaydın, belediyeye tayin yaptırmazdın.
Allah bütün işleri ehil insanların eline nasip etsin