ZOR OLMAMALI SEVGİ...
Hayat bir tiyatro sahnesi gibi hergün,her akşam tekrarlanan bir oyun.Bir güldürü, bir dram oynanıyor sanki.
İnsan hayatını düşünüyor bazen bir kibritin yanışı gibi bitişini izliyor.Gözlerinin önünde eriyen biten karlar gibi.Bazen nasılda çaresiz kalıyoruz uzatıyoruz ellerimizi dokunamıyoruz, istiyoruz yapamıyoruz istediklerimizi.Gülümsemelerimiz bile dudaklarımızda donup kalıyor...
Oysa bir tebessüm, bir dokunuş fazla olmamalı sevgimizi nasıl anlataniliriz ki.Kelimeler herzaman yeterli gelmez bilirsiniz onlarında kifayetsiz kaldığı yerler vardır.O yüzden dokunarak anlatabiliriz sevgimizi, bakışlarımızda anlatabiliriz...
İnsan nerden başlayıp nerelere geliyor değil mi ? Ne anlatırken nerelere geliyor.
Çoğumuzun yaptığı bu işte başladığımız şeyi bitirememek, sevgimizi söyleyememek.Ne kadar yanlış değil mi ?
İçinden gelenleri söylemeli insan, hissettiklerini haykırabilmeli korkusuzca. SENİ SEVİYORUM demek bu kadar zor olmamalı.Bazıları içinse bu oldukça kolay söyleyebildikleri iki kelime.YANLIŞ...İnsan duymadan hissetmeden nasıl söyleyebilir ki bunu.Biz toplum olarak ya sevgimizi söyleme özürlüyüz ya da bunu bilinçsizce tüketen bir toplumuz.İkiside yanlış bunların bir ortası olmalı değil mi ?
Bir çiçeği, bir eşyayı, bir kuşu, bir kelebeği sevdiğimizi neden söyleyebiliyoruz değil mi ?
O halde onu sevdiğimizi neden söylemeyelim ?
Bence korkusuzca söyleyin sevginizi göreceksiniz ki karşılığını mutlaka alacaksınız...
YORUMLAR
güzel başlayan anlatımın henüz ikinci paragrafta oluşan yazım ve anlatım bozukluğu ile yazarın kendine dair sorularına gömülüp, takıldığı ve konuda bağlamı olan eklentileri soruların gölgesinde aceleye getirdiği, finali ile güzel noktalanan yazınız...
sevgi edilgendir...
sevmezseniz sevilemezsiniz..
önce kendinizi sevin....
sevgimle kalın...