- 720 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk nedir ki hocam?
Kimi zaman ’ey aşk sen nelere kadirsin’ diye başlarız söze.Bu söz ister iyi niyetle aşkı yüceltmek için söylensin,ister karşımızdaki aşk muzdaribine takılmak,ti’ye almak için söylensin büyük bir evrensel gerçeği yansıtmaktadır.Kadir aynı zamanda muktedir,yani iktidar sahibi olmak demektir.Aşk sözkonusu olduğunda artık aşık iktidara gelmiş demektir.Akıl kapıdışı edilecek, aşk herşeyi gönlüne göre ;yasa,tüzük, yönetmelik tanımadan dilediği gibi yönetecektir.Bu kronik akıltutulması olayında,eğri burun hokka,şaşı gözler şehla,yağlı ve bakımsız saçlar çin ipeği,skoda bacak tabir edilen dışbükey bacaklar Afrodit heykeli gibi görünecektir aşık’a...Sevginin ve onun yoğun hali olan aşkın tanımı bugüne kadar yapılamamıştır.Bu alanda uğraş veren psikoloji,psikiyatri,nöroloji,seksoloji gibi davranış bilimleri işin içinden çıkamayınca;
aşıklara züürt tesellilerinde bulunmuş,sonunda topu felsefenin alanı olan metafiziğe atmışlardır.Oysa metafizik yüzyıllardır didinip durmuştur aşkı anlamaya ve tanımını yapmaya...Ama sonuçta herbir bilgi disiplininin vardığı ortak sonuç ’aşkın tanımı yapılamaz’şeklinde olmuştur.Çünkü aşk bir içsel duyuş hali,kronik bir saplantı,daha da ilerisi kompulsif obsesyon(zorunlu takıntı)halidir.
Aşk bünyesinde aşırılığı barındıran bir sözcüktür.Yani aşk sevgide çok ileriye gitmeyi,sınırları zorlamayı daha anlaşılır bir deyimle sekiz ve üstü büyüklükteki depremi ifade eder.Dilbilimciler aşk’ın, aşeka(sarmaşık) kökünden türediğini söylerler.Bu durumda aşk aynen sarmaşık gibi, kuşatıp sarmaladığı canlının kanını emer,onu soldurup zayıflatır,sonunda kurutur.Özellikle de aşk sözcüğünün sarmaşık anlamı üzerinde çok durulmuş ve sözcüğün bu anlamıyla aşığın yaşadıkları,çektiği çileler,acılar arasında paralellikler kurulmuştur.Yani bir sarmaşığın sarıldığı ağacı yok etmesi ve dış dünya ile ilişiğini kesmesi ile aşkın,aşığın kanını emmesi, onu dumura uğratıp mecnun etmesi arasında bir ilişki olduğu düşünülmüştür. Bir rivayere göre de aşk’ın, aşike isimli yeşillenen ve kısa bir süre sonra da hemen ufalanıp sarasan bir ağaç isminden türediği söylenir.Dşiğer taraftan mutasavvıflar ’Allah’ın insana verdiği en büyük nimet aşktır,o insan ruhunda saklı olan cevheri bulunduğu yerden açığa çıkarır’ diyerek ilahi aşkı vurgulamışlardır.
Bir de düşünürlerin yüzyıllardır aşk için söylediklerine şöyle kısaca bir gözatarsak;Platon’a göre aşk,’İyi ve güzel olanı aramaktır.Aristoya göre,’sevgilinin kusurlarını görmemek için gözün kör olmasıdır.’ Jhon Dryden’e göre,’Acıları zevklerinden tatlı olandır.’ Charles Lamp’a göre’ Bilinmezin tutkuyla sevilmesidir’ Tolstoy’a göre ’Birini herekesten ve herşeyden üstün tutmaktır.Nasıl ki kafa sayısı kadar düşünce varsa,yürek sayısı kadar da aşk vardır.’ Novalis’e göre,’Dünya tarihinin nihai gayesidir.’ Ugo Foscolo’ya göre,’Mutluluk vaadedip,gözyaşı döktürendir.’ Heidegger’e göre,’ İnsanın yazgısını başka bir insanın yazgısına teslim etmesidir.Ömer Hayyam’a göre,’Ebedi dünyanın güneşidir.’ İbn-i Hazm’a göre,’Muhabbetin aşırıya kaçmasıdır.’ Kuşeyri’ye göre,’ Sevgilinin cemaline duyulan susuzluktur.’ Pierre Janet’e göre ise’ Aşk bir yoksunluk durumu olduğu için patolojiktir ve bir ruh hastalığıdır.Sağlıklı bir ruh hali olmadığı için de sonucu;hüzün,mutsuzluk,güçsüzlük ve çöküntüdür.’
Aşk üzerine yukarıda yaptığımız teorik açıklamalardan ve kendileri de muhtemelen büyük aşk acıları yaşamış düşünürlerin bu konudaki görüşlerine kısaca yer verdikten sonra kendimizin ve herkesin daha kolay anlıyacağı kısa aşk tanımları yapmaya çalışalım:
Aşk imkansızın hayalini kurmak,onunla yatıp kalkmaktır.Aşk imkansızı sevmektir.Aşk,iki kişinin birbirine sevgi ve aşk sözcüklerini etmeksizin içsel dünyalarında fırtınalar kopması,aylar sonra da bu fırtınanın belki de Fenerbahçe parkında ihtiraslı bir öpücükle boran’a dönüşmesidir.Aşk çalan her telefon sesine bardağı çanağı yerlere dökerek fırlamaktır.Aşk gelmiyeceğini bile bile sabahlara kadar beklemektir.Aşk normal şartlarda edemiyeceğin lafları filozoflara taş çıkartırcasına etmektir.Aşk bir tebessümün,bir dokunuşun,bir busenin uğruna ömrü feda etmektir.Aşk kendinden ve o vefasız sevgiliden başkasını düşünmemektir.Aşk günden güne eriyip yokolmaktır.Aşk ruhen yaşasan bile cismen ölmektir.Aşk saçma-sapan sorular sorup,gene saçma-sapan yanıtlar aramaktır.Aşk temmuz ortasında soğuktan donmaktır.Aşk kıçına mart kar’ının yağmasıdır.Aşk kırk derece ateşle bir yastığa sarılıp,geceleri donsuz yatmaktır.Aşk’ın gelişi aklın gidişidir.Aşk acı İskoç viskisinin aşık’a lohusa şerbeti gibi gelmesidir.Aşk sevgilinin yüzündeki sivilceyi gamze görmektir. Aşk kendi yitik benliğinle kimselerin bilemiyeceği,bulamıyacağı bir yerlere kaçmaktır.Aşk kendinden kaçmaktır.Aşk saçmalamaktır...
Ey aşk sen nelere kadirsin!
ibrahim güner yaka