- 1037 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
ONALTISINDA AYŞE..
Onatlısına varmıştı Ayşe..Eli iş tutar olmuştu.Köylerinde üç kuruşa razı olup harcanmasını istemedi ailesi.İstanbul’daki büyük kızlarının yanına göndermeyi düşündüler.Ayşe de çok istedi.İstanbul,rüyaların şehriydi ne de olsa.Kim istemezdi orada yaşamayı ?...
Varoşlarda bir gecekonduda kirada oturuyor olsalar da memnunlardı İstanbul’lu olmaktan Ayşe’nin ablası ve eniştesi.Kısa sürede ona bir tekstil atölyesinde iş buldular.İlk gün çok heyecanlandı Ayşe.Giyimiyle,köylü tavırlarıyla dışlanmaktan korktu.Çabucak anladı ki onun durumıunda olan çok kız vardı orada.Alışıverdi çalışma ortamına.O da diğer kızlar gibi çalışan erkekleri gözleriyle süzmeye başladı.Çay ve yemek saatlerinde erkeklerle konuşan hatta koklaşan kızlara özenmeye başladı.İnsanın bir seveninin olması ne kadar güzeldi…..
Bir gün bir çift erkek gözünün sürekli üzerinde olduğunu fark etti.Siyah gözlerinin parıldadığını,hafif tombul beyaz yanaklarının kızardığını da fark etti aynı anda.Ütüde çalışan genç yakışıklı orta boylu esmer bir erkeğin gözleri sürekli onun üzerindeydi.Hoşuna gitti Ayşe’nin.İlk günden belli etmemeye çalışsa da gün geçtikçe bu ilgiden hoşlandığını fark ettirmeye,karşılık vermeye başladı.Bakışlara gülümsemelerle yanıt verdi.
İlk günlerde kapılardaki karşılaşmalarda ;
- Merhaba,günaydın,nasılsınız şeklinde geçen konuşmaların yerini,daha sonra ;
- Adınız ne,memleketiniz neresi ? gibi daha samimi sorular almaya başladı.
- Adım Ayşe..Erzurum’luyum.Burada eniştemin yanında kalıyorum.
- Benim de Levent.Malatya’lıyım, derken
- Biliyor musun,sen buradaki kızların en güzelisin dediğinde delikanlı yanıverir kızcağızın yüreği.Bir ateş yanmaya başlamıştır artık yüreğinde.Aşk ateşidir bu.Söndürmek kimsenin elinde değildir artık.
- Sen de sen de erkeklerin içinde en yakışıklı olanısın,deyiverir.Birden sarılmak gelir içlerinden ama yapamazlar.Orası bir iş yeridir.İçlerine saklarlar heveslerini.Gözleri bir başka parlar o günden sonra her ikisinin de..
Eve geldiğinde iki çocuğunun ağlayarak ayaklarına sarılmasına sinirlenir Levent.
- Baba,babacığım ! Adamlar elektriklerimizi kestiler.Karanlıkta kaldık.Mumla kırılmaya çalışılmıştı evdeki karanlık.Karısı da elindeki mumla geldi Levent’i karşılamaya.
- Hani ödemiştin elektrik borcunu ? Gördün mü,sonunda karanlıkta kaldık.Rezil olduk herkese..Köpürdü Levent.
- Ne olmuş ulan ? Ananın evinde elektrik mi vardı,deyip çocukları da eliyle iterek odasına geçti.Kadıncağız başka hiçbir şey söylemeden,göz yaşlarını içine akıtıp sofrayı hazırlamaya koyuldu.Tam sofraya oturmuşlardı ki,kapı çalındı.Ev sahipleriydi gelen.
- Geldi mi kocan,diye sordu adam kapıyı açan kadına.
- Geldi,içerde dedi kadın.
- Kim gelmiş bu vakitte,diye öfkeyle seslendi içeriden Levent.
- Benim Levent oğlum.Bak hele bir.Levent sofradan kalkıp kapıya geldi.
- Ne var Hakkı Amca,ne oldu ?
- Daha ne olsun oğlum ? Üç aydır kira alamıyorum senden.Benim de ihtiyacım var.Madem kirayı ödeyemiyorsun,bir an önce çık ta başkasını bulayım ben de…
- Tamam Amca tamam.Çıkarız evinden.Zorla oturacak değiliz ya !.
Kendi kendine söylenerek çıkıp gitti adam.
Karı-koca kavgaya tutuştular.Bütün öfkesini kadından çıkarttı Levent.Sonunda kovdu kadını.Daha gecesiyle iki çocuğunu da yanına alıp,yakındaki akrabalarının evine sığındı kadın.Hiç bir pişmanlık duymadı kocası.Hiç bir şey olmamış gibi yatıp uyudu o gece.
Artık karısı evi terk ettiğine göre bekar sayılırdı.Ayşe’ye daha fazla önem vermeye başladı.Tabii Ayşe evli olduğunu bilmiyordu…..
Çay saatinde birlikte oturdular.
- Bu devirde evlenmek,düğün yapmak çok zor.Hem kimden isterim seni ben ?
- Ablamlardan istersin ama onlar da memlekete anneme-babama sorarlar tabii.
- Onlar da nişan isterler,altın isterler,düğün isterler değil mi ?
- Eeh öyle tabii.Olacak o kadar.
- Zor Ayşe’m zor.Aldığım maaştan biriktirip sana düğün yapmaya ömrüm yetmez benim.
- Peki ne yaparız o zaman ?
- Kaçsak belki kavuşuruz.Başka türlü mümkün değil..Durdu,düşündü kız bir süre.O da anlamıştı,para biriktirip düğün yapma olanaklarının olmadığını.Levent’i kaybetmek te istemiyordu.Onun ilk aşkıydı bu ve çok değer veriyordu Levent’e.
- Kaçalım be Levent’im deyiverdi..
Patrondan her ikisi de avans aldılar.O gün kaçtılar öylece.Levent’in bir arkadaşının yanına sığındılar.Daha ilk geceden birbirlerinin oluverdiler.Ayşe güvendi sevdiğine ve iffetini ona teslim etmekten hiç çekinmedi.
Ayşe’nin ablası ve eniştesi iş yerlerine gelip aradılar Ayşe’yi.Arkadaşlarından,evli biriyle kaçtığını öğrendiler.İş yeri sahibinden şikayetçi, oldular önce.’Ayşe’yi bulun’ dediler.Annesine,babasına haber vermekten çekindiler.Jandarmaya haber verdiler.
Ayşe ile Levent paraları bitince işyerlerinde kalan alacaklarını istemeye geldiklerinde patronları jandarmaya haber verir.Karakola götürüldüklerinde kızın yaşının ufak olduğu anlaşılır.Hele iffetini teslim ettiği adamın evli olduğunu öğrendiğinde dünyası yıkılır kızın.
Ablaya-enişteye haber verilir.Şikayetçi olup olmadıkları sorulur.Levent,karısından en kısa zamanda boşanıp Ayşe ile evlenmeye söz verince,şikayetçi olmakta bir yarar görülmez.Güvenilir Levent’e ve bir şans verilir.
Salıverilir Levent ve salıverilir Ayşe’si…..Levent kendi yoluna gidecektir artık.Ayşe ise bekleyecektir onu.Karısından boşanıp kendisine dönmesini,onunla evlenmek istemesini beklemekten başka çaresi yoktur Ayşe’nin.
Levent evine döndüğünde,eşyalarının ev sahibi tarafından dışarı atıldığını görür.Bir akrabasının yanına sığınan eşini bulur.Karı-koca birlikte sahiplenirler eşyalarını ve aynı akraba evine taşırlar.Bu zor durum onları yeniden birlikte olmaya iter.Yeniden elele verip ev tutarlar.Akrabaları destek olur onlara.İki küçük çocukları vardır ve onların hatırı insanları onlara yardıma teşvik etmiştir.Çocukların sokakta kalmasına gönüller razı değildir.
Levent’in yeniden iş bulması pek zor olmaz.Son ütücülüktür mesleği ve tekstil atölyelerinin çokça aradığı bir elemandır o.
Ayşe ,vasıfsız ortacı da olsa semtlerinde bulunan bir başka tekstil atölyesinde, o da iş bulur tekrar.Anne ve babasına Ayşe’nin başına gelenler anlatılmaz.Bir de yüzük takar Ayşe parmağına.Nişanlı olduğunu ve yakında evleneceğini anlatır çevresine ve yeni iş yerindeki arkadaşlarına.Böylece hem umudunu sürdürmekte hem de kendini başka Leventler’den böylece korumayı amaçlar.Yeni birini sevmekten de mahrum etmiş olur kendini.
Zaman gelir geçer böylece.Ablası ve eniştesi şikayetçi değildir zamanın geçmesinden.Ayşe aldığı maaşı onlara vermektedir.Arada üç-beş kuruş da memlekete anne ve babaya gönderildiğinden onların da sesi çıkmaz..
Günler derken aylar ve yıllar geçmeye başlar.Ayşe parmağında yüzükle iffetini teslim ettiği adamın karısını boşayıp kendisini istemeye gelmesini bekler durur.Levent ise yeni Ayşe’lerin-Fatma’ların peşindedir artık.Ayşe onun için öylesine bir anıdır sadece…
Ayşe bekler bekler.Başka yapabileceği bir şey kalmamıştır çünkü…
Fikret TEZAL
YORUMLAR
"Onların tek istediği saltanat".....E-Postama bir mail geldi dün bakın neler yazıyordu
"Sevgili dostlar DİKAATTTT!!!!
DİYARBAKIR'da neler oluyor?...
Yer, Diyarbakır.Bu güne kadar yok bomba patladı, yok isyan çıktı,yok bilmem ne oldu diye seyrettiğimiz Diyarbakır..!! Hiç bu kadar önemli bir tehlikeyle karşı karşıya kalmamıştı. İsyan çıkar bastırırsın, yangın çıkar söndürürsün, ama bu
durumun altından nasıl kalkarlar Allah bilir...
NE Mİ OLDU?
Bildiğiniz üzere her belediyenin kendine has bütçesi, teşebbüsleri falan vardır.Ama Diyarbakır ,özel olarak planlanmış özerk bütçesine kavuştu.Bu bütçe;vakıflar, anonim şirketler ve meşhur belediye teşebbüsleriyle faaliyete geçirildi.
Şu anda Diyarbakır belediyesinin kurduğu ' Diyar A.Ş.' ye oluk oluk dış kaynaklı sermaye akmaya başladı.
Yakın gelecekteki hedefleri borsaya açılmak. Bu ne demek oluyor?
Bu demek oluyor ki, bir nevi Kurdistan hisse senedi çıkaracaklar.Dış yatırımcı,iç yatırımcı, kürt Türk demeden herkes çılgın gibi hisse alıp Diyar A.Ş.' ye çığ gibi para akıtacaklar.Çünkü dış kaynaklı yatırımcılar tarafından desteklenecek bir oluşum. BiR ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK...
Son yüzyılın şahane bir buluşu...YENİ KÜRDISTANI TÜRK
HALKININ PARASIYLA FİNANSE ET !...
Neden mi? Çünkü bu hisseden çok para kazanacağını bilen
her yatırımcı kazandığı paraya bakacak.Kimin umurunda Kürdistanı finanse etmiş etmemiş.. Herkes cebinin dolduğuna bakacak. Bu şirket henüz borsaya açılmadan 1 ayda 2MİLYON
YTL CİRO YAPTI ..BU CİRONUN %80'i NET KAR. ÇÜNKÜ
YAPTIKLARI BIRŞEY YOK Kİ, HAVADAN PARA TRANSFERI, BIR NEVI PARA AKLAMA VE alterNATİF TRANSFER... BIR YILLIK CİRO HEDEFLERİ *BİR MİLYAR EURO* EVET yanlış duymadınız. Borsaya açılmadan 1milyar euro. Önümüzdeki senenin sonunda 4 milyar euroya ulaşması bekleniyor.Yani İstanbul belediye işletmelerinin tam 4 katı büyüklükte bir ciro...
Üstelik İstanbul gibi ortada üretilecek bir şey de yok.
Diyarbakır aynı Diyarbakır ...Bu para ne mi olacak ?...
HAYAL GÜCÜNÜZE BIRAKIYORUM.4 MILYAR EURO CIROSU OLAN BIR BAYDEMİR...
ÖRNEK VEREYIM: APO ömr-ü hayatında DEGIL 4 MILYARI, 500
MILYON EUROYU DAHI BIR ARADA GÖRMEMİŞTİR.Yani bizim sümüklü Baydemir, olacak EKSELANS Baydemir...
Başka bir örnek vereyim,bu paranın karşısında hiç bir hukuk sistemi, hiç bir askeri otorite duramaz.Bu para ile istediğiniz devletin istediğiniz kurulusuna tesir edebilirsiniz.Koç Sabancı falan filan dahi, böyle bir gücün yanında titrer.
Çünkü o adamlar, bundan daha fazla cirolara sahip olmalarına rağmen, paraların ticarette döndürdüklerinden toplu olarak
servete hükmedemiyorlar.Yani kendi paraları sağda solda bağlı..Fakat Baydemir'in elinde toplanacak olan bu paranın
maksadı belli.Kullanacakları yer belli..Bu konudan anlayan arkadaşlar otursun kafa yorsun.Yazın yazabildiğiniz kadar,
belki bir kac yurtsever duyar ve bir önlem alır.Yoksa bir yıl sonra yurtsever olmak da bir işe yaramayacak !.....Sen de listendeki tüm yurtseverlere bu maili gönder..Bilinçli toplum oluşturabilmeye senin de katkın olsun !....Her yurttaş görev başına, ülkemiz için...
Saltanat çok çekici mi ne?
Dip Not:Ne yaptıysam sayfanın uzamasını engelleyemedim.Diğer okuyup yorumlayacak arkadaşlara zahmet vermekte ve bu nedenden dolayı özür diliyorum.Teknik bilgim yetersiz düzenlememe yardımcı olacak olursa sevinirim.Saygımla...
Eş:)Hülya tarafından 5/30/2009 12:50:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Asit kuyularına insan atnlar da canilerin, şerefsizlerin alasıdır. asla savunulacak tarafları olamaz. Terörün diğer tarafıdır onlar da, her kim olsalar...Tabii ki olan kürt ve türk halklarına oluyor. Filler tepindiğinde ezilen karıncalar gibi..Fakat PKK'nın özellikle üst yönetiminin kürt halkının refahını, bölgenin gelşmesini ve bunun için de barışı istediği falan yok. Onların tek istediği saltanat.. Her türlü yolla kazanılan paralarla salştanat sürüyorlar ve sürmek istiyorlar. Öyle olmasa en azından genel affın gündeme geldiği ve onaylanma ihtimalinin yüksek olduğu bu günlerde o alçakça cinayeti işlemezlerdi...
fikret bey, "pkk'nın alçakça eylemler içinde olduğu....vs." doğru, sivil halkın arasına bomba koymak, çarşı, pazar gibi çoluk çocuğun arasında bomba yerleştirmek alçakçadır ve adı sadece terördür! (tıpkı hamas gibi) bu konuda hemfikiriz.
evet, onlar alçak... peki insanları asit kuyularına atanlar, satırla doğrayanlar, 12 yaşındaki ilkokul öğrencisini sırtından vuranlar, çoluk çocuğu işkence tezgahlarına gerenler? onlar da mı pkk'lı?
bakın, eylemlerini ya da düşüncelerini lanetlemeniz başka birşeydir, gerçekleri görmezden gelmek başka. bugün artık bütün kürtler savaştan bıktı, usandı, nefret ediyor. savaşın asıl acısını onlar yaşıyor çünkü. bizler için, türkler için bakarsak, sadece şehitlerle -o da kendi ailemizdense- yaşıyoruz savaşı. ya karşı taraf? o taraftan ölenlerin -ki sayıları daha fazla- anası, babası, çoluğu, çocuğu? dahası, oranın halkı? unutmayın ki, savaş burada değil, orada sürüyor.
yani kürtler, (pkk içinde de geniş bir grup) artık anlaşmak ve savaşı bitirmek istiyor. birkaç ufak tefek kazanımla (anadilde eğitim hakkı gibi hiçbir sakıncası olmayan talepler bazıları), bu işi onurluca bitirmek istiyorlar. ama dediğim gibi, asker de dahil her kesimden, savaştan büyük rant sağlayan gruplar var. kimse de bunu görmezden gelemez!
Kürt halkının suçu, kandırılmış olmak, kolay kanmak ve PKK tarafından sindirilmiş olmak ! Sonuçta vebale elbette ki ortak oluyorlar.. Gidenler, hepimizin canları. Gelişemeyen ve ülkenin gelişmesine de engel olan o bölgenin terör problemidir..Okul, hastahane,yol, köprü vb. yerlere harcanması gereken paralar da teröre ve silahlanmaya gidiyor..Zararı hepimize oluyor.
Sizce Pkk'nın elindeki silahlar önce İncirliğe oradan Kuzey Irak'a oradan da Pkk'ya gitmiyor mu ?
İncirliğin kullanım vizesini her altı ayda bir yenileyen kim ?
Geçmiş ve şu anki hükümetler değil mi ?
Konuya biraz da Kürt kökenli dediğimiz vatandaşlarımız neden müdahale etmiyorlar ?
Örneğin : Bölgede yaşayan halkımız diğer mitinglerde buluştuğu gibi böyle zamanlarda bir araya gelip neden gösteri yapmıyorlar ?
Neden birlik mesajı vermek ve dahası pkk'ya hesap sormak için toplanmıyorlar ?
Birlikten kuvvet doğar. Birlik olup kuvvet alarak neden pkk'yı hedef alıp direkt pkk'ya sormuyorlar ?
Eyy pkk... silaha, mühimmata ve dağlarda barındırdığın o kadar insana erzak, ilaç ve giyim için ödediğin parayı bölge halkının kalkınması için bölgeye yatırım olarak neden kullanmıyorsun... diyene rastladınız mı hiç ?
Biraz olsun bölge halkının bu soruları sorması gerekmez mi ?
Kandırılmış ya da kandırılmamış... ölen her genç bu vatanın evladı değil mi ?
Onların da evladı değil mi ?
Hep Türkiye Cumhuriyeti mi aramalı çözümü ?
Ay yıldızlı Bayrağa sarılı tabutlarla gelenler ile oralarda dağlarda mezarı bile olmayan ! Kurda kuşa yem olan ağıtlar yakılan daha kaç genç ölmeli ?... Kaç annenin babanın daha feryadını duyacağız ?
Asker gücüyle değil... İnsanların birliğiyle çözümlenir
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR
Milletvekilleri bölücü değil, birleştirici olmalı ! Ama nerdeee ?
SAYGIMLA
Rom@ntik tarafından 5/29/2009 10:33:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
" Görevinizi yapın beyler ! Bu ülke sizden bunu bekliyor..Canımızın güvenliğini sizlere emanet ettiğimize göre, hakkımızdır bunu sizden istemek ! "
İsteklerimizin özeti..........
Teşekkür ederim Sn. Tezal.
Saygılarımla.
yakamozvari tarafından 5/29/2009 8:43:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
PKK terör örgütüdür, yakmak yıkmak, katletmek için yalnızca bunun için eğitim alıyor. Onlardan İnsani beklenti içine girmek büyük yanılgı olur, sözcüleri de mecliste oturuyor. Üstelik kürt kökenli Türk halkınıda kışkırtıyor siz biz diye bölmeye çalışıyor. Barış insani çabadır. Hayvanlardan insaniyet beklemek kör bakmaktır.
Sınırda kaçakçılık yapanların kimler olduğunu bilmeyen yok sanırım.Buna devletimizin adını , mührünü ,ordumuzun adını gücünü kullandıranların kimler olduğuda malumdur.
PKK ticari unsur olarak birilerine yağ sürmektedir. Bilen biliyor, bilmeyenler görmeyi öğrensin.
Ne sınırda yabancı istiyoruz, ne içerde yalancı.
Bu Milletin sırtından geçinipte nankörlük etmeye kimsenin gücü yetemez.
Af ?
ASLA !
KUTLARIM YÜREĞİNİZİ.
fikret bey, peki hiç düşündünüz mü, şu anki barış çabalarını baltalamak kimlerin işine geliyor? "barış" sözcüğünün kullanılmasının bile tüylerini diken diken ettiği o "büyük milliyetçiler" kimler?
90lardan beri düşündüğümüzde, aslında hep aynı şey olmuyor mu? ne zaman pkk ve devlet (bakın asker demiyorum ama) arasında ateşkes-barış-vs. söylemleri edilmeye başlansa, türk halkına "bu katillerle mi barış yapacağız!" dedirten böylesi olaylar yaşanıyor.
ne tesadüf, sizce de öyle değil mi?
ya da savaşın, bu ülkede bazıları için ne büyük bir rant kapısı olduğu düşünülürse, tesadüf mü gerçekten?
Ben o kadar emin değilim terörün sürmesini sadece PKK nın istediğinden.
Başka güçler de var terörün sürmesini isteyen ve operasyonlarını yapıyorlar.
Yıllardır böylesine kolay mayın tuzaklarına düşmemizi anlayamıyorum çünkü.
Tedbir alamayışımızı, taktik geliştirememezi de.PKK bu kadar etkili, dilediğinde dilediği yerde mayın patlatacak denli organize olamaz.Olamamalı..
Bir yardım edenleri var muhakkak.
Ya da bir yerlerde büyük bir ihmal..
"Bunu bizim kadar, kürt kökenli vatandaşlarımızın da anlaması gerekiyor..PKK’ nın bizim
kladar onlara da zarar verdikleri, bölgenin gelişmesine ve huzuruna engel oldukları, gün
gibi ortadadır..."....................Haykırıyordu ya gözyaşları yanaklarından süzülürken acıyla "Ben siirtliyim,Kürdüm" diyordu şehit olan erin yakını "bakın" diyordu "bakın başsağlığı için gelen Trabzonlu,Siirtli,Mardinli,Diyarbakırlı,İstanbullu komşularımız yakınlarımız arkadaşlarımız var burda onlarda acımıza ortak" diyordu ve ekliyordu öfkesini acısıyla harmanlayıp gözyaşları içinde "Allah belasını versin bunların".....Hep ateş düştüğü yeri yaktı....Hep "vah vah ne acı"denilip günlük kaygıların peşine düşüldü....Bir yandan hain tuzaklar kurulup kalleşçe canlar alındı sivillerde dahil,diğer yandan aymazca başsağlığı dileklerinde bulunuldu timsah gözyaşları akıtılarak.Yeğenim Ağrıdan teskeresini alıp geldi bir kaç gün önce sevinemedim ki onca kınalı kuzuların acısı katmer katmer yürekteyken sevinç ne olaki?....Evet GÖREVİNİZİ YAPIN BEYLER HEM DE DERHAL.....
Sevgimle Sn:TEZAL,saygımla.....Günceli her zaman irdelemenize teşekkürlerimle....