- 1906 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsana gereken Değeri Veren Oğlum(Bir babanın oğluna mektupları )
İNSANA GEREKEN DEĞERİ VEREN ÇOCUK
Sevgili oğlum,
İnsanlar her ne kadar cinsiyet, yaş, yaşanılan yer, maddi imkanlar , eğitim gibi şartlarla birbirlerinden farklı olsalar da her insan onur ve şeref yönünden , insan olma yönünden hayatta eşit insanlardır. İnsanların dil, din, ırk vb gibi konularda kanunlar önünde eşit oldukları konusunda yasalar ve anayasamızın güvencesi vardır.Bunları iyi bilerek , muhatap olduğun her insanın eşit olduğuna inanarak ona göre muamelede bulunursan hayat sana zorlukları kolay gösterecektir.
Canım oğlum,
İnsanların farklı olması , bir yandan da farklılıklarının bilincine vararak , birbirlerinin güçlü ve zayıf yönlerini görerek , birbirlerinde olmayan şeyleri, birbirine armağan ederek hayatı kendilerine kolay ve huzurlu kılmaları içindir. Örneğin zengin insanın maddi imkanlarını fakir insanla paylaşması , bilge insanın düşünceleri ile mantıklı düşünemeyen insana yol göstermesi gibi.
Canım oğlum,
Hayatta yaşadığımız çoğu sıkıntıların, hatta büyük sıkıntıların asıl kaynağı işte zenginin maddi imkanlarını fakirle, alimin bilgisini cahille, sevgisi bol olanın sevgisini önce çocuklarına, sonra çevresinde sevgiye muhtaç olanlarla paylaşmamasında yatar.
Canım oğlum,
Sen ilerde belki zengin olmayabilirsin. Zenginlik sadece para ile maddiyatla olmaz. Anca sen okumaya , öğrenmeye ve başkalarından bilgice üstün olmaya gayret etmektesin. Sevgin de yeterince kendini sevecek, önemseyecek ve değerli kılmaya yetecek kadar var. Bu hasletleri i de kendinde toplayan insan da hakiki manada zengin insandır. Sen bilgini ve sevgini paylaştıkça maddi sıkıntı çekmeyeceğin konusunda güvence verebilirim. Ben hayatımda yaşadıklarımla bilmekteyim ki , bilgi ve sevgisi olan insan kanaatkar olarak sevgisi ile hayatta kendine yetecek kadar olgunluğa da erişecektir.
Canım oğlum,
Hayatta insanlara gereken değeri mutlaka verirsen insan ilişkilerin her zaman kuvvetli olacaktır. Mesela , bilgisi olan bir insanla alay etmeye kalkarsan o insan bilgisi ile sana vereceği söz ve davranışları ile seni mahcup edebilir. Gene bilgili insana saygı duymazsan o insan senden uzaklaşacak ve zamanı gelip onun bilgisinden faydalanmak istediğin zaman ondan faydalanamayacaksın.Çünkü o insanın kıymetini bilmediğin için o insan senden uzaklaşmış olacak çoğu zaman .
Canım oğlum,
Toplumumuzun kültürel yapısı çok gencimizin hayatını yaşamakta olmasından dolayı , bilgili insanın değerini anlayamaz. Maddi şeylerin fazlası ile ön plana çıktığı günümüzde bilginin ve bilgili insanın önemi yeterince anlaşılamadığından gençlerde gerçeklerle zamanında yüz yüze gelememekte , gerçeklerle zamanı geçtiği zaman karşılaştıkları zamanda bunalımları fazla olur. Bu yüzden akıllı ve geleceği gören gençler çevrelerinde gördükleri bilge ve akil insanlara saygı duyarak , onları sık sık ziyaret ederek onların bilgi ve sevgilerini alarak kendilerini motive ederler. Çünkü bilginin önemini anlayan ve insana gereken değeri verenler hayatta gerçeklerle zamanı geçmeden yüz yüze gelmek , sorunları ertelemeden çözmek isterler.Hayatta mutsuzlukların bir sebebi de gerçeklerle yüzleşmemek için sana gerçekleri anlatan insanlardan uzaklaşmanla olur.
Canım oğlum,
Toplumumuza baktığım zaman olgunlaşmanın gelişmenin yaş ile maddi imkanlarla değil de insanın hayatta rahat yaşamanın bilincine zamanında ermesi ile olduğuna şahit oldum. Mesela bazen dershanelerde yapılan deneme sınavlarının çocuğun gelişimi üzerinde etkisini imam , öğretmen gibi toplum tarafından bilgili olduğu sanılan insanlar anlayamaz ve çocuklarını bu sınavlara sokmazken, genel bilgisi olmadığı sanılan esnaf , çiftçiler bu sınavları çok titiz olarak takip ederek çocuklarının bu sınavlara girmesine çalışmaktalar. Demek ki bilgi ne kadar çok olursa olsun, zamanında ve yerinde hayatta uygulamadığın zaman fazla önemi olmamaktadır. Bu yüzden sende bilgiyi ve sevgiyi sana verecek olan insanlardan alarak zamanında kendine ve ailene uygularsan hayat sana zorlukları kolaylık olarak geri sunacaktır. Aslında zorluk dediklerimiz şeyler bizim hayata verdiklerimizi hayatın tekrar bizlere yollamasından başka bir şey değildir.
Canım oğlum,
Hayatta insanlara rastlayacaksın. En yakın olan bu insanlar hasta olduğun zaman seni ziyarete gelmeyecek, sen düğün yapsan gelmeyeceklerdir. Ancak onlar hasta oldukları zaman ,senin gitmeni bekleyecek , gitmediğin zamanda sana darılacaklardır. Böyle insanlara çok rastlayacaksın. Sen gitmediğin zaman sana terbiyesiz, akrabasını ve dostunu sevmeyen insan gibi şeylerde söyleyeceklerdir. Ama onlar bilmeliler ki , terbiyesiz olanlarda , kendilerini sevmeyende gene kendileridir. Çünkü yaptıkları geri kendilerine dönmüştür. Böyle insanlara toplum olarak gereken değeri vererek , gerekli cevapları da verirsek böyle davranan insanların zamanla azalacağını da ümit ederiz.
Canım oğlum,
Hep veren hep veren insan olmamak , zamanı gelince de karşılık beklemesini bilmemiz lazım. Elde avuçta tüm sevgi ve bilgimizi başkalarına vermektense , hayatta kalacak ve başkalarına muhtaç olmayacak kadar sevgimizi ve bilgimizi de kendimize ve ailemiz saklamamız da gerekmekte . Çünkü hayatta kimseye muhtaç olmamak ve kendi kendimize yeten insanlar olmakta insan olmamızın gereğidir. Buna ancak bilge insanlar ulaşır.
Canım oğlum,
İnsanlara kılık kıyafeti ile değer verme hastalığına da yakalanma . Günümüzde bazı güzel giyinen insanlar sırf karşılarındaki insanları aldatmak için güzel giyinmekteler. Tabii ki her güzel giyinen insan karşısındaki insanı aldatmakta demiyorum ama , insanlara davranış ve sözleri ile değer vermeye alış. İnsanların konuşmaları ve yüz ifadeleri onların niyetleri ve sana karşı ne yapacağı konusunda ip uçları verir. Yüz okuma sanatı diye bir sanat olan fizyonomi günümüzde büyük önem kazanmıştır. Hatta tarihe adını altın harflerle yazdıran 2. Abdülhamit’in , mahkumların fotoğraflarına bakarak suçlu olup olmadıklarını anlayacak kadar bilgiye sahip olduğu, büyükelçileri fotoğraflarına bakarak atadığı bile söylenmektedir. Sen insanların kılık ve kıyafetlerinden çok yüz ve vücut ifadelerine bakarsan hayatta insanları tanımak ve anlamakta zorlanmazsın.
Canım oğlum,
Sana anlattıklarımı hayatıma uyguladığım zaman insanları nasıl daha iyi tanıdığımı ve onlarla ilişkilerimi öğrendiklerimin süzgecinden geçirerek yeniden değerlendirdiğim zaman hayatın nasıl bana kolaylıklar sunduğuna şahit olarak rahatlamıştım. Artık bu bilgilerimizle insanları daha iyi tanımak konusunda , çevremizi de aydınlatmaktayız. Bu mektubumla hem seni hem de okuyanları aydınlattığım gibi.
Canım oğlum ,
Bir atasözümüz der ki “ İnsanlara gereken değeri ver. Eğer 3 paralık insana 5 paralık adam değeri verirsen aradaki 2 paralık farka seni başkalarına satar” derler. Bu espri herhalde doğru olsa gerekmekte. İşte insanların başlarına gelen belalar bu 2 paralık farkın değerini anlamamak ve insanları , dostlarını doğru seçememelerinden meydana gelmekte .
Canım oğlum,
Atasözlerimiz , yılların yüzyılların tecrübesi ile bizlere ışık saçmaktalar. Her ne kadar birbiri ile çelişir gibi görünen ata sözlerimiz varsa da söylendikleri zaman ve mekanın gerçeklerini yansıtmışlardır ve atasözlerimizden de bilge insanlardan nasıl faydalanıyorsak öyle faydalanmasını bilmeliyiz.
Canım oğlum,
İnsanları aydınlatmak , insanlara hayatın gerçeklerini anlatmak ve insanlarında bizlerden faydalandığını görmek çok zevkli duygular. “Bana bir kelime öğretenin 40 yıl kölesi olurum diyen Hz. Ali 29 harflik alfabemizi göz önüne alırsak 1160 yıl köle olmayı göze alıyorsa öğrenmenin ve ilimin önemini var sen anla .
Muhabbetle kucaklıyorum seni.Bu memleket senden çok şey beklemekte…
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.