- 824 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Sana gelen yollar 2
Bu gün günlerden Perşembe ve Mayıs 28 .
Ve birisi bana bir gün bunları yazacağımı söyleseydi güler geçerdim yalnızca. Ama ey hat insanoğlu öyle bir yaratık ki bünyesinde her şeye yer var.
Bir söyleşiye başlamıştım ve devamını getirecektim çünkü orada bitmemişti, devamı vardı. Bu günkü hislerimi baz alırsam meğer her şey aslında orada bitmiş, ben biraz geç anlamışım..Sana geliyordum hatırlarsan yanında refakatçi olarak kalacaktım öyle anlaşmıştık. Aslında daha önce geldiğimde yanında kalmam için can atmıştık ikimizde ama ailen senin sağlığın için uygun görmediler ya da en azından bana öyle dediler. Her neyse o gün gelirken kardeşimi de uykudan uyandırdım ve yanıma aldım onu görmekten çok mutlu olacağına emindim canım. Hastaneye vardığımızda asansörden inerken Teyzen ve kardeşin de asansörün önündeydi biraz ayaküstü sohbet ettik.
Teyzen seni fazla yormamamız için beni uyardı peki dedim..ve odana doğru yaklaşırken gene çok heyecanlıydım çünkü seni daha iyi görmeyi umuyordum. İçeri girdiğimizde merhabalaştık sen oturuyordun ve oksijene bağlıydın. Daha sonra uyuklamaya başladın. Kardeşin teyzeni geçirip yanımıza geldi. Baban başında bekliyordu garibim ne kadar yorgun görünüyordu. Birden kendimi onun yerine koydum ve ne kadar acı çektiğini hissettim çünkü o bir babaydı ve yıllar sonra bulduğu oğlunu neredeyse kaybediyordu, perişan olmuştu.
Biraz sohbet ettik ve daha sonra kardeşin bilet almak için oradan ayrıldı artık dönmesi gerekiyordu.
Seni Yedikule göğüs hastanesine sevk edeceklerdi. Ve orada refakatçi kalmasına gerek yoktu baban öyle dedi. Sadece bir gece yanında kalabilmem için babandan izin istedim.
-hayır! olmaz kardeşi burada kalacak..dedi bende ısrar etmedim belki daha önceki konuşmalarımızdan haberi yoktu ya da orada kalmam onları rahatsız ediyordu bilemiyorum. Biraz seni yalnız bırakıp dışarı çıktık çünkü içerdeki havayı teneffüs ediyorduk ve senin odanın oksijeni azalmıştı. Geri döndüğümüzde ise şaşırmıştık. Bizi gülerek karşılamıştın.
-o kızlar hoş geldiniz..dediğinde içim rahatladı.seninle konuşamadan döneceğimi düşünmeye başlamıştım.meyve yiyordun ve keyfinde yerindeydi. Şimdi yatağındaydın. Oksijen masken ise takılı değildi. Bir süre sonra baban aşağıya indi. Yalnız kalmıştık. Ben senden izin istedim hatırlıyor musun?- Aşkım seni öpe bilir miyim bir kez..dedim ve yanına gittim bana dudağını değil de yanağını uzatmanı garipsemiştim aslında.
Benim bir daha ziyarete gelmemi istemediğini söyledin. Bende peki dedim. Çünkü artık bizi ziyarete sen gelecektin, öyle demiştin. Ben de inanmıştım her zaman ki gibi. Sen gözümde öğle büyüktün ki. Seni yere göğe sığdıramıyordum, benim aşkımdın, sevdiğimdin, sevdalımdın, her şeyim sendin. Yeniden görüşeceğimiz günün hayaliyle yanından ayrıldık Ve çok mutluydum içim biraz buruktu ama olsun önemli olan senin sağlığındı, benim ne hissettiğim değildi.
Eve geldiğimde tatlı bir yorgunluk vardı üzerimde bu kez kardeşinin de telefonunu almıştım ve sen onu aramamı özellikle rica etmiştin. Ertesi gün kardeşini aradığımla oğlu çıktı gene ve annem hala burada yok değip yüzüme kapadı telefonu. Garipsedim kocaman bir delikanlı insanlarla konuşmayı bilmiyor muydu yoksa. Yada sadece bir tavır mıydı diye düşünmeye başladım. Ne o gün nede ondan sonra ki günlerde kardeşine ve teyzene ulaşamadım. Zaten teyzende rahatsız ve çok yorgundu onu pek rahatsız etmedim bu arada kuzeninle yazışıyorduk sürekli ondan haberlerini alıyordum. Babanı aramaya başladım sağ olsun her telefonuma cevap verdi ve iyi olduğunu söyledi ama bunlar yeterli gelmiyordu bana sonra senin sevkin yapıldı ve artık kendi telefonun açılmıştı. Seninle güzel, keyifli sohbetler yapıyorduk o kadar çabuk iyileşiyordun ki beni şaşırtıyordun.
Öyle mutluydum ki sanki bir rüyada yaşıyordum Rabbime dualarımı kabul ettiği için bol, bol şükrediyordum. Seni bana bağışlamıştı. Derken bir gün eski eşinden bana bir mesaj geldi.
-Yeter! taciz etmekten vazgeç artık.
Biraz onurlu ol, rahat bırak adamı...
Bundan sonra ona söylemen gereken bir şey varsa bana söyleyeceksin, ben iletirim.
Hiçbir şekilde rahatsız etme...
İyi günler.. diye şaşırdım kaldım ağzım açık kaldı adeta.. sırf senin moralinin bozmamak adına sana bundan bahsetmedim. Yanılmıyorsam bir gün sonraydı ve sabah, sabah bir mesaj daha almıştım. İyice canım sıkılmıştı ama fazlada ciddiye almıyordum. Çünkü siz boşanmıştınız ve bana kesinlikle görüşmediğini söylemiştin.
-Tamam. O iş bitti artık onunla dost falan kalamayız.. demiştin. Ben tabi sana inanmıştım. Onun, senin hasta olduğunu duyduğunu ve yazımı okuduğu düşündüm. Yazdığım “şöyleşi” yazısını paylaşmıştım tüm sitelerde. O yüzden bana öfkelendiğini düşündüm. Hatta bir ara sen bana eski eşinin bir başka ilişkisi olduğunu söylemiştin, onunla tatilde olduğunu falan işte. Konduramadım açıkçası. Fakat! ikinci mesaj daha da farklıydı kale alıp bir cevap vermedim.
- Emine hanım,
Rahatsız etme dedim, hala telefon açıyorsun adama. Başından beri anlarsın diye bekledim. o beni kızdırmak için seni kullandı. Sayfana yazdıkları bile hep bana ait şeylerdi. Huyudur onun, beni kızdırmak için zaman zaman bunu bana yapar :) Sen ne ilksin ne de son...
Akıllı ol; biz onla birbirmizi yesek de, boşansak da, gerçek anlamda ayrılamayız. Anlamıyor musun ve hala görmüyor musun bana aşkını...Şiirlerinin yarısı bana ait. Ve hatta onun bunun şiirlerinin altına yazdığı yorumların çoğu da bana ait...Yapmayın Emine hanım, sizin için de üzülüyorum....dedikten sonra ben seni aradım ve konuşuyorduk laf arasında bana dedin ki, emoş eski eşim burada. Ben bir kez daha şok olmuştum, şaşırmıştım. Peki neden benim haberim yok dediğimde unuttum söylemeyi demiştin..gelen giden çok olduğunda unutmuştun bana öyle dedin. Ve o senin yanında iki gündür refakatçi olarak kalıyordu. Daha sonra ben sana onun bana yazdığı mesajları okudum ve sen bana dedin ki. Kendini ağlamaktan helak etmiş benim hastanede olduğumu duyunca çok üzülmüş kardeşimi aramış . Ben onun doğum gününü telefona kaydetmişim ve o gün alarm çalınca baktım onun doğum günü o ruh haliye jest olsun diye aradım ve akabinde çıktı geldi. Ailemde onu çok iyi karşıladı çok mutlu oldular ve aralarında inanılmaz bir diyalog gelişti..dedin. işte burada her şey belirmeye başlamıştı. Daha sonrasında banabir mesaj daha geldi. Aynen yazıyorum buraya.
‘Emine hanım’ dedim ama anlamadın... Bundan sonra anlayacağın dilde konuşacağım... Hala devam ediyorsun aramaya. Dün yine hiçbir şey olmamış gibi aramışsın. O’da sana yazdıklarımı bildiği için; ne diyeceksin diye meraktan açmış telefonu. Kafanda ne kuruyorsun bilmiyorum (hayal aleminde yaşadığın gerçek) ama artık kendine gel, yazık sana! ... Ondan’dan inan sana fayda yok, olamaz da...Olsaydı bir kaç ay ayrı kaldık olurdu. Naptınız bu birkaç ay içinde? sadece ’geyik’ değil mi? :)) Üstelik sadece senle değil inan, bir sürü kıçını sallayan kadınla yaptı o geyiği :)) o yapar bunu; sizin gibi kıçını başını sallayan kadınları rencide etmemek için geri çevirmez, aksine mavi boncuk dağıtır. Ama asla yakınına da almaz. Benden başka kimseye gerçek anlamda sokulmadı/sokulmaz. Sanal alemdedir onun hovardalıkları...
Bundan sonra belki bir kez daha ona’a telefon açabilirsin (söylediklerimin teyidini onun ağzından duymak için) Ama, ondan sonraki telefonlarına ben çıkacağım bilesin! ! ...Rahat bırak bizi! ...
Aşkına, sevgine saygım var ama keşke bir karşılığı olsaydı:( diye yazmış..hele de seninle konuştuktan sonra artık kayıtsız kalamazdım ve aradan çekilmeye karar verdim. Seni zor durumda bırakmak istemiyordum. Bende ona cevap yazdım.
-Merhaba
Size daha fazla kayıtsız kalamayacağım..beni anlamanızı beklemiyorum ki.
Benim kimseyi rahatsız ettiğim yok..
onu ’evet kendi hayatımdan daha çok seviyorum’ ondan vazgeçebilecek kadar hem de..önemli olan onun hayatta ve mutlu olması..kimin yanında olduğu önemli değil..
Eğer sizinle mutlu olacaksa bu beni de mutlu eder..onun yanında olduğunuz onunla ilgilendiğiniz ve onu bu kadar çok sevdiğiniz için size teşekkür ediyor minnettarlığımı sunuyorum..siz iyi bir kadınsınız..
Lütfen ona iyi bakın olur mu..
saygılar..dedim ve ne yapacağımı bilemez halde düşünmeye başladım bütün dünyam paramparça olmuştu bunu seninle konuşmaya çalıştım ama bu seferde sen ikimizin de senin için çok özel olduğumuzu söyleyip..bu durumda tüm sevdiklerinle senin için en doğru karar hangisiyse onu alacağını belirttin ve benden zaman istedin.
-İyileşip hastaneden bir çıkayım her şey çok güzel olacak. Seninle çok güzel şeyler yaşayacağız. Sen benim bir tanemsin, canımsın kötü gün dostumsun. Seni seviyorum..diyordun.ve hatta onun benim gönderdiğim mesajdan sonra sesinin titrediğini ve benden çok etkilendiğini anlattın onu anlıyordum aslında anlıyordum da anlamadığım sendin..ve sonrasında bir iki tane daha mesaj attık birbirimize.
- Teşekkürler Emineciğim...
İnan sen de iyi ve özel bir kadınsın... Yoksa bu kadar güçlü sevemezdin. Lütfen kendine iyi bak ve kendinin değerini bil.
Seni incitecek bir şey söylediysem kusura bakma. onun rahatsızlığı üzdü beni...
Sevgiler.
- Evet haklısınız insan böyle günlerde anlıyor sevdiklerinin kıymetini..
Sizi çok iyi anlıyorum ve bu yüzden incinmiş değilim..
Sevginin ne demek olduğu çok iyi biliyorum size kırgın değilim ve ciddi anlamda tüm samimiyetimle mutlu olmanızı istiyorum..
Tekrar teşekkürler iyi günler dilerim..diye yazdım. işte tüm hikayenin detayları ne komik değil mi..tam 9 ay boyunca beni ve kendini kandırmıştın. Yakıştı mı peki?
Devam edecek
28 mayıs 2009 Perşembe