DAVETSİZ MİSAFİRDİR BAZEN AŞK
Yorgun bir günün, akşamında gelen davetsiz misafirdir, bazen aşk, sevgi yerine korkular saran, anlamsızlıklar kaplıyan ,yaralı bir kuş misali, bir kalbi iyileştirme çabasıdır bazen sevgi, o iyi olsun diye kendinizden ödünler verirsiniz yarayı sararken canını yakarsınız o size hakaretler eder aldırmazsınız iyileşir ve uçar gider oana kadar farketmemişsinizdir gittiğinde anlarsınız sevgi olduğunu her kapı tıkırtısına acaba diye bakarsınız ama değil :( her canlıya seslenirsiniz eğer görürsen söyle uğrasın bir iyi olduğunu göreyim diye ve bir gün kapınız tıkırdar bir bakarsınız yaralı kuş güçlenmiş geri gelmiş sevinemezsiniz bile iyileştirmek için uğraşırken kendinizden ödün verirken aslında o kırılmıştır ve sizi küçük görecek kadar kırılmıştır sizin yarayı saran sargınız değil oyarayı sararken onu acıtmamız önemli onun için öyleki size nefret kusuşunda aslında sizi tanımadığını görürsünüz ve uçar gider sözünü bitirir bitirmez dur sen sevgisin ,yeni anladım diyemezsiniz sevinciniz boğazınızda düyüm olur bir yudum zehirde yutkunasınız gelir gözyaşınız kirpiğinizde asılı kalır anlamsız neye akacağını şaşırmış ...
************************************
Bir umuttu aradığım, bilinmeyende bir bilinen, kasırgalarından yorgun hayatım ,sığınacak bir liman ,bir sesti istediğim... hayata dair yaşamın anlamını anlatan, bir umut ışığıydı, yaşamam için nedenler sunan ve bir bahçeydi...
yetiştirmeye çalıştığım; sevgiye dair acemi çaresizliğimle yok olan , her güzel söze, bir nefret tohumu ektim, donkişotun yeldiremenlerine savaşı, yoruldum ,yoruldum yalnız, yalnızlıkla savaşmaktan... kaybetmek üzere olan müfreyeze yetişen,destek gücü sandım,bağlandım...
sarmaşıklarını; sargı bilip bağlandım ...sormadan, düşünmeden ,sen sardın, sardın, sardın, kemiklerim kıtırdıyordu aldırmadım sarışına aldandım sen sıktıkça ben yokoldum sus oldum her doğan güneş sen, yorulur oldum, güneşsiz sabahları beklemekten, her yıldızın ışıltısı, gözlerin duacı oldum yağmurlara ,ve şimdi son can çekişen umut, bir esintinin seslenişinde, son nefes, yalnızlığın kokusu ciğerlerimde ,ve son veda kadare, feleğin tokatı ensemde,bir gülüş vardı maskemde, onu alan sen... hayatın karalığına inat, güneşe yağdırdığım yağmurdaki, gökkuşağının silik rengi, martıların çığlıklarındaki sessizlik , kısaca hayatıma kış ayazında yaz esintisi getiren , ev sahipliği yapamadığım, davetsiz gelen misafir...
---HOŞÇAKAL---