- 569 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
AKLIMIZA ATILAN MAYINLAR
1 Mart 1999 yılında imzalanan Ottawa anlaşmasına göre, 2014 yılına kadar, topraklarımızdaki mayınları temizlememiz gerekiyor.TBMM 12 Mart 2003 de ilgili anlaşmayı onaylamış.
Bu mayınların TSK tarafından temizlenmesi için bütçeye konulan 50 milyon dolar, TSK nın bu mayınları temizleyemeyeceğini belirtmesi üzerine kulanılmadan iade edilmiş.
Şimdilerde anlaşmalar nedeniyle söz verdiğimiz tarihe yetiştirmemiz gereken mayın temizleme işi gündemin en sıcak maddesi olarak hayatımıza girdi.
Mayınları araziye döşemek, ama döşendikleri yerden çıkaramamak ne anlama geliyor?
Akla gelen ilk ihtimal, mayınların yerlerini gösteren haritaların sağlığına güvenememek.
Toprak kaymalarıyla veya diğer doğal nedenlerle yerleri değişen mayınlara ulaşamama endişesi, temizleme esnasında olabilecek can kayıpları, mayınları temizleyecek personel ve teçhizat eksikliği de diğer nedenler arasında gösterilebilir.
TBMM nin anlaşmayı onaylamasından sonra geçen sürede bu yöndeki hazırlıklar niye yapılmamış, gerekli araç ve personel niye hazırlanmamış cevap bekleyen önemli sorulardan.
Daha da önemlisi, sökebilecek teçhizat ve personelimiz olmadığı bilinerek mayınlar niye döşenmiş 550 km lik sınır boyunca?
O topraklara bir daha girileceği düşünülmemiş mi acaba?
O vatan coğrafyası mayınlı diye gözden mi çıkarılmış yoksa?
Şİmdi, o mayınlı arazilerdeki bizim temizleyemediğimiz mayınları, teknolojileri her nasılsa bizden daha ileri olabilmiş, gerekli teçhizatı ve personeli edinebilmiş başka ülke kuruluşlarına, firmalarına temizletme girişimleri gündeme geliyor.
İsrail firmalarının da içinde olabileceği özel şirketlere hizmetleri karşılşığı arazinin kullanım hakkının bir süreliğine verilerek temizletilmesi haberleri okuyoruz gazetelerde.
Bana kalırsa bu İsrail adının telaffuz edilmesi, biraz da, bu temizleme işinin İsrail dışındaki ama yine yabancı bir başka ülkeye verilmesi için kamuoyu oluşturma çabalarına hizmet ediyor.
"Aman ha İsrail mi, kesinlikle olmaz" korkusu verilerek, temizleyecek yine başka yabancı bir ülkeye razı olmamız sağlanacak gibi geliyor.
Sanki o zaman ayıptan kurtulmuş olacağız.
Keza Natoya temizletme düşüncesi de bir başka ayıp.
Natoya dış tehditlerde yanımızda olsun diye üyeyiz.Topraklarımızda, kendi hükümranlık alanlarımızda kendi döşediğimiz mayınları temizlesin diye değil.
Ne İsrail, ne başka bir yabancı ülke ne de Nato karıştırılmamalı bu işe.
Natonun, yabancı şirketlerin yapabildiği bu işi bizim, askerimizin yapabiliyor olması gerekli.
Şimdiye kadar, anlaşma onaylandıktan sonra da bu iş için gerekli personelin yetiştirilmediği, gerekli teçhizatın hazırlanmadığı, üniversitelerle, bilim adamlarıyla bu iş üzerinde ortak bir çalışma düşünülmediği anlaşılıyor.
Bir yerden başlanmalı.
Bir an evvel personel yetiştirilmeye, gerkli teçhizatın üretilmesine, teminine odaklanmalı.
Kendi mayınımızı kendimiz temizleyerek hem tecrübe kazanmalı, hem de dışraıya ödenecek milyonlarca dolardan tasarruf etmeliyiz.
Temizlediğimiz topraklarımızın kullanılması için de kimseye gebe kalmamalıyız.Asıl görevi bu tür projeler üzerinde kafa yormak olanlar, daha gayretli çalışmalı ve işlerinin , mesleklerinin hakkını vermeli.
Yıllardır, bırakın sınır bölgelerdeki mayınları, hemen hergün Mehmetçiğin canına kasteden terörist mayınların varlığı dahi bu çalışmaları çok önceden başlatmamız gerektiğini bize bağıra bağıra anlatmıyor muydu?
Asıl sorumlu hükümetlerdir bu konuda.
Gerekli çalışmayı zamnında TSK ya yaptırmalı, imzalanan anlaşmaların gereği olarak mayınların temizliğine yönelik eksikliklerin tamamlanmasını sağlamalıydı.
Asla ve asla yabanı hiç bir kurum ve kuruluşu sokmadan o vatan topraklarındaki mayınları yine bu ülkenin mühendisi, askeri çıkarmalı, imkanlar seferber edilmelidir.
Bu ülkeyi dünyaya küçük düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.
Aksi halde, dünyanın hızlı gelişen ekonomisi, en güçlü ordusu iddialarından vazgeçmeliyiz bir an önce..
YORUMLAR
doğru yazmışsınız..zaten düşündüğümüzde;
birçok yasanın gündeme getirilmeden onaylanması ama bu durumun gündeme getirilmesi de insanda soru işareti bırakıyor..
israil veya başka bir ülkeye kendi mayınlarımızı temizletmemiz bunun karşılığında da al bu toprağı senelerce kullan dememiz de başka bir boyut..
bizler ülkemiz üzerinde oyanan oyunların farkına vardığımızda umarım sahip çıktığımız ülkemizi tamamen kaybetmeyiz..
saygılarımla..
Sayın Erol Başçı ; maalesef bu yazınızın tamamına katılmak ve sizi desteklemek zorundayım..
Ve bu olay gerek ordu gerekse ülke olarak çok büyük bir prestij kaybı olacaktır..Bu güne kadar yapılan tartışmaları bir an önce bitirip, gerekli çalışmaları başlatmalı ve kendi işimizi kendimiz görmeli ve o toprakları kendimiz değerlendirmeliyiz. Yoksa yıllarca elalemin diline sakızoluruz.
Sorumlular hükümet ya da ordu, hiç farketmez, kaybeden ülke olacaktır...
TSK o mayınları temizlemek zorundadır. "Biz temizleyemeyiz." de ne demek oluyor? Sınırdaki o değerli topraklar İsrail'in veya başka ülkenin çıkarlarına hizmet eder hâle gelmemelidir. Askeriye bu devasa bütçesiyle ne yapıyor? Ne terörü durdurabildiler ne de içlerindeki Ergenekoncuları temizleyebildiler. Herkes işini doğru dürüst yapsın. Ben bu memlekete başbakan olacak adammışım; fakat ola ola şair olmuşum.