SÜKÛTU İHLAL ETTİM
KALBİMİ ÇALDI SÖZLERİN MİRİ
BİR KALBİ KIRIK MAHZUN TAMBURİ
**********************************************
Kelimelere muhtacım. Her daraldığımda elimden tutan, sarıp sarmalayan, sanki bana bilinmez bir el tarafından yazdırılan kelimelere. Ucu bucağı olmayan bir harf denizinde, bilmediğim bir sürü işaretin arasında tanıdık bildik bir tek harf olsun bulmak için debeleniyorum. Ama yok işte. Halimi anlatacak bir tek harf yok. Bilmediğim bir dilin işaretleri bunlar. Bilmediğim bir dilin işaretleri…
Konuşmamaya yeminliydim. Sessizliğimin tahtına kurulmuş beklemekteydim. Ta ki yüzünü gördüm, sıyırdım beyaz bayrağı kalenin burcundan. Yüreğimin darmadağınık saçlarını ördüm. Gönlümü dürdüm, senden yana sürdüm.
Kıvılcımları yakaladı gözlerim bakışlarından. Sevdim. Ben işte o an, tam da o an sükûtu ihlal ettim. Şimdi canhıraş çığlıklarım dolduruyor dünyamı. Susturamıyorum.
Ağladığımı duyuyor musun? Gecenin karanlığını delen gözyaşlarımı görüyor musun? Yüreğime saplanan hıçkırıklarıma dokunuyor musun? Uzanıp tutuyor musun gözyaşlarımı yanağımdan? Cevabını bilmediğim yüzlerce, binlerce sorudan birkaç tanesi işte bunlar. Bilmiyorum. Sadece sığınıyorum, tek yapabildiğim bu. Belki de bunu da beceremiyorum, kim bilir?
Taşları çevrilmiş, odunları çatılmış bir ocakmışım meğer. Bekliyormuşum meğer alev almak için. Şimdi en harlı, en büyük ateşlerle yanıyorum. Odun mu yanar, ateş mi yakar diye düşünüyorum. Ne fark edecek ki ortada bir yangın varken? Hem ateş değil midir arındıran, temizleyen, paklayan? Katlanıyorum.
Sana sesleneyim diyorum. Yapamıyorum. Tek bir kelimene muhtaçken, belki de aradığım, yana yakıla aradığım kelime iki dudağının arasındayken senden uzakta böyle çaresizce beklemek ne demek bir bilsen? Her çalan telefonu senmişsin gibi açmak, her kapıdan gireni sana benzetmek, herkese adınla seslenmek ne demek bir bilsen?
Bilme can bilme! Bilirsen gelirsin biliyorum. Belki kapıdan girersin. Belki telefona uzanır ellerin. Belki de seslenişlerimden birini duyar dile gelirsin.
Bilme can! Sebebi mi? Sen bilirsin…
Ey can!
Yollarına serildiğim can!
Yüreğine dürüldüğüm can!
Hasretine sürüldüğüm can!
Tellerine gerildiğim can!
Var gücünle çek ve uzaklara at beni.
Benden uzaklara, benden uzaklara, benden uzaklara…