- 1058 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VERAN'A KALSIN VERANHANA'DA ESKİ BİR HAYAL'A DENK GELDİK!.. ard/öyk (29) kitap 26
Topal Meme’nin köşeden sallanıp. Aşağıya Mal Meydanı’na bir talla boyu gidecektik!
"Evin yıkılmaya..."
Girmiş olduk bir defa çıkmayı da istemedik yolumuzdan.
Rastlamış bulunduk.
"- BEN ESKİ BİR HAYALİM"
Kendini bu şekilde tanıştırdı bize!
İlk defa "Hayal" denen şeye tesadüf ediyorduk. Hayal dediğimiz şey zihinsel hayal karşımızda ve acayip şekillerdeydi!
Renkleri solgun soluktu. Çizgiler yoktu... Düz dümdüzdü. Taşı andırıyordu dokusu. Ay tepelerde idi. Meme Dayı’nın Kahve’nesini adlayıp geçtin mi? Viraneler vardı! Gecenin gençleri burada.
Şaraplar... mezeler: Evden aşırılmış kelle peynir... Kavurma eti... Söğüş et... Gazeteye sarılmış cız- bızlar. Şaraplar; hasseten şaraplar. Şişesi mantarlıydı.
Işıklı’da açtırıp "elece" alıyordular veya içkili lokantalarda açtırıyordular.
Akıl edip bir tane İsviçre Bıçağı almıyordu bu gençler. Mantar tıpaları bir avuçta bir şişenin ağzında... Gu lıup gu lıup!.. İt öldüren köpüklü; dert alan namında şaraplar.
"Ardahan’a bir şarap bulağı yaptıracam ola!.. A bu bilete para çıksın!"
"İt oğl’it olem yapdurmasam!"
Hey gidi Osman hey arkadaşı Şinasi’ye Kaf Dağından kar bağışlıyor!..
Ay’ın ışığı mavilerden kaçıp kaçıp, altuni renge çeviriyordu ortalığı. Bizim gözümüz de ala bula oluyordu. Velveleye verdi; ayamı gecenin altunisi.
Hayal:
- Ben hayaliyim bir gencin. Eskidim de. Asır olmasa da bir çağa yakın gelir ömrüm! Kaç senedir hayali hayali gezerim. Menzilim erişmek o yar’e!..
Ne zormuş? Ne kabahatmiş ki girmişiz bu umuşun altına.
- Ne?
- Hayal olmak...
Erememek...
Söze yetememek!..
"Ola bu ne söyliyer Alla’sen?"
"Ha buradan savuşsak mı?" Hayalin içi dışı yoktu. Sesi ses değildi. Dokunduğu baktığı; onlarsa hiç birşey gibi duruyordu!.
Öyle şey, öyle bir şey!
Eski mi eski değil!
Var mı var değil!
Yenisini bilirdik hayalin bir de eskisi çıktı.
Görüngüsü yoktu.
Görüngülüsü önümüzde.
Viranhaneler çoktu. Yaşlılar bilir.
Deli Behice Viranhanede kalırdı.
Bu veranaların numarasına mı geldik!
Anladık!..
Hayalin derdini...
Istırabını!
Hayallerine niye sahip çıkmaz bu insanlar. İşte böyle ser sefil olur istenmedik senelere yayılır gider. Anlayacağınız: Bir gencin olduğu kuvvetle muhtemel hayalin hangi sebeple ne için kurulduğunu? Biz soracak iken soruyu?
Ses ’in biri nağralana- nağmelene çıktı geldi.
Şişeler!.. Bir göklere,
Bir arzın yerine,
Bir göğe; bir yere,
Ve şişenin ağzı, içenin ağzından akıyor, kesiliyor.
"Az iç ben de para verdim! Cincorob’un Bulağı değil meret!"
Şişe serseri oldu!
Gençler serhoş olmak’a yakın!
" AĞLA GÖZÜM AĞLA YOL AYRI DÜŞTÜ
YOL AYRI DÜŞMEDİ YAR DÜŞTÜ "
Gecenin serhoşlarından biri mest’i mestine mestanelikte sözü ağzımdan kaptı:
Veysel Çınar’ın GÖPGÜZEL şiirini başladı serdetmeye;
"Kalenin ardında mal yayılır
Bir kez öpme inen yar mı sevilir
Gecesi gündüzü bir olmayınca
Ağla gözüm ağla yol ayrı düştü
Yol ayrı düşmedi yar düştü
Giderim giderim yola giderim
Ayvadan usandım nara giderim
Yolları nedeyim yar olmayınca
Ağla gözüm ağla yol ayrı düştü
Yol ayrı düşmedi yar ayrı düştü
Yaylalar yaylalar otlu yaylara
Südü kaymakları tatlı yaylalar
Sütler kaymak tutmaz kar olmayınca
Ağla gözüm ağla yol ayrı düştü
Yol ayrı düşmedi yar düştü "
Hana’da halı dokuyan genç kızı oğlan Macivet te görmüş yıllar evvel. Utangaç delikanlı sene seneye hayallerinin yıldönümünü yaparmış. O derece mahcup biriymiş ki sevmenin; birini hayal ettin mi? O da bunu anlar seni severmiş gibi bir şey sayarmış.
İlginç: Daha önce böyle bir şey duymadım. Derken bu hayal, oğlan ölünce ortalıkta kalmamış mı? Hayal yekt- i yetim olmuş ortalık yektisi olmuştu!
Aşağı:
"Yekti!"
Yukarı:
"Yekti!"
Kız oğlanın Satgabel’li olduğunu biliyormuş!
Kız’ın:
"Bu da aynı kumaşdan içine kapanık, içevrenlerin insanı."
"Nesnelleşen evrenle hiç alakası olmayan şeyler gibi. Kelebek çiçek börtü böcek gibi olamayan biri" Acaba böyle bir monolog’un iddiasını kim yapar?
Hayalin sesi türkü şarkıyor!
Hayal’e yakayı kaptırdık bir,
Bir ikincisi mestanları şer-e ker dinliyoruz!..
GİDERKEN BİZE UĞRA ANİKO
NANAY NANAY
KEBAB KÖZE DOĞRU CANİKO
NANAY NANAY
BENDEN BAŞKA SEVERSEN ANİKO
NANAY NANAY
DERMANSIZ DERDE UĞRA CANİKO
NANAY NANAY
Hayalin kurduğu kurgu faş olmuş ki mestanelik mestaneler her bi’şey işe uyanmış. Konuşuyoruz anlaşıyoruz, anlamasakta anlar gibi davranıp anlamamış gibi anlamış görünüyorduk.
Kuran müsaf çarpsın ki!..
Bu; Nazım Hikmet’in şiirindeki adam!
Ne işi var?
Hayallerden bahis açılmıştı ya!
Haaaa!
"Bildim. Ben bülürüm!"
"Berf’te gezerimde izimi belli etmem!"
Nazım Hikmet’in eskimemiş hayali eskiden beri beğenilen "Hayallerle ilgili..." şiiri dil dilleniyor:
YA SİZ
MUHARRİR AHMET CEMİL
GÖZÜMLE GÖRDÜM
TABUTUNUZUN TOPRAĞA İNDİĞİNİ
HEM GALİBA
TABUT BİRAZ KISAYDI BOYUNUZDAN
VAZGEÇMEMİŞSİNİZ ESKİ HUYUNUZDAN
O İLAÇ ŞİŞESİDİR
RAKI ŞİŞESİ DEĞİL.......
BEN SİZİ ÖLMÜŞ ZANNEDİYORDUM
BAŞ UCUMDA DURUP EL ELE VERDİNİZ
BUYRUN OTURUN DOSTLAR
HOŞ GELİP SEFALAR GETİRDİN
Veran’anın üstü çökmüştü. Yıkılmayan odaları kalmıştı. Oraya şarap, rakı, bira şişelerini zulalık; başka ne varsa koymuştular. Karanlıktan sebep, kaç kişidir sayabilmiyoruz.
"Ardahan spor orda; de işte adam!"
Bir kutlamaya benziyor daha ziyade. Nişan kıymış gencin kutlaması. Tamam! Arkadaşlarına diğerleri
" Bico, Bico..." diye sesleniyor!
- Bico! Şerefine saadetin ve sonsuz mutluluğan Bico!
Bico:
" -O YARİM BİÇARE OLDUĞUM BİLMİŞ
ÇİFTE BENLER BEYAZ GERDANA İNMİŞ
BU GECE SEYRETTİM BEYAZLAR GİYMİŞ
SALINDI GELDİ KARŞIMA HAYALİ "
Veran’a’nın çöken duvarlarından biri; içenlerin sağ yamalarında beyaz bir çakatura duvar duruyordu. Gece şerrine sabahın hayrı gibi beyaz beyaz şafaklıyordu; bu sayede geceleyin güzel gençleri görebiliyorduk.
Masum temiz gençlerin yüzleri meleksi ve tertemizdi..
Ne umuyorlar ne bulacaklar hayattan?
O yok taa!
Oktay Arayıcı ’nın oyunu’nun ismi vardı :
" DÜN GECE EVE GİDERKEN KOMİK BİRŞEY OLDU!.."
Dün gece, bu gecenin en komik şeyi ..
Bico ve arkadaşlarının inanılmaz yaptıkları.
Hayali zarhoş ettiler...
Romantik hayal sallana sallana...
Nara ata ata hamam’dan baş aşağı endiler.
" AH ÖYLE YARİN BEN NEYİNİ NEYDEM!.." diyerek.
Bico’ya kızan arkadaşları:
"Keşke "HAYAL’İ zerhoş etmeseydik Bico!"
Bico durdu, sustuu! Muharrir Ahmet Cemil noktayı koydu:
- ZERHOŞLARRRR!..
Her şey!.. Herkes baktı!..
- ULAN AMMA DA ÇOK MUŞUZ!
yalçıner yılmaz
28 / 05 / 2009
gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.