"right here waiting..."
“Sanırdım ki,
hep ben düşünürüm böyle şeyleri…”
Ne zaman, yeri geldiğinde “ben dondurma sevmem, yemem” desem aynı tepkiyi alırım… Nedeni yok işte sevmiyorum… “Aaaaa dondurma da sevilmez mi..?” gibisinden tuhaf tuhaf bakışlar…
Aslında konu “sürprizler”…
Ama bırakın sevmek şöyle dursun, “ben sürprizlerden nefret ederim”…
Ciddi ciddi hem de…
Tabii karşımdakilere bunu böyle söyleyemiyorum, “sevmem” diyorum, diyorum da kim inanıyor ki bana..?
İnanmayı bırakın “hadi canım sende” gibilerinden bir bakış ve birkaç imkansızlık kelimesi dökülüyor hayretlerini saklamaya gerek bile duymadan…
Benimse bildiğim ve beklediğim tepkiler bunlar, hatta ezberlediğim, öncelerinde canımı sıkan sonrasında ise eğlence haline getirdiğim şeyler…
Oysa sen bunu hep yapıyorsun…
Ben “yapma” dedikçe, sen “bunu seveceksin” diyorsun…
Sonuç mu..?
“Evet, seviyorum…”…
Yine de bu, “bir daha ki sürpriz ne olacak acaba..?” diye düşünüp, kendimi kasmamı engelleyemiyor… Can çıkmadan huy çıkmıyor işte, anla…
Şimdi girişteki söze gelelim, ne alaka di mi..?
Aslında çok alakalı ve de zıt işte…
Ben gibi, kimi zaman çift karekterli, zıt şeyleri seven, zıt işler yapan …
Siz hiç, kendisine sürpriz yapılmasından nefret eden, ama başkalarına sürprizler yapmayı çok seven birini gördünüz mü, tanır mısınız ki..?
İşte o benim, tam karşınızdaki satırların sahibi…
Seviyorum işte, elimde değil…
Oysa sen sürprizleri sevdiriyorsun bana...
İnsan her önüne gelene ya da her istediğine sürpriz yapmamalı…
Tanıdığın, sevdiğin, özümsediğin kişilere, senin için anlamı olan, özel olan kişilere yapılmalı…
( yazarak düşünmeli ya da konuşmalı sanırım bazenleri
ki kendime ait bir saptama buldum burada)
Demek ki ben, özümsediğim kişilerden gelen sürprizleri seviyorum, haberli ya da habersiz, fark etmiyor…
Aslında yine her şey, insanın kendini iyi tanıması ve anlamlandırmasından geçiyor…
Bir de birbirini tanıyıp, ona o kişiyi sunmasından –kendini yaşamasına yardım etmekten sanırım…
Biz farkında olmadan birçok şeyi yaşıyoruz seninle...
Ve yine farkında olmadan birçok şeye de hayat veriyoruz birlikte…
Dengemizi böyle buluyoruz belki de…
Hayat da hiç beklemediğimiz bir an”da bizi buluşturarak bir sürpriz yapmamış mıydı ki..?
Ve hangi sürprizi ben bu kadar sevmiştim ki..?
“Sürpriz “ senden özür mü dilemeliyim ki..?
Ufacık bir şeyin, çok düşündüğünüz ve istediğiniz bir şeyin, hiç beklemediğiniz bir an”da sessizce avucunuza bırakılması, hiç sevinç gözyaşlarınız oldu mu..?
Yüzünüzde kocaman ve utangaç bir gülümsemeyle, bir şarkının melodisinin girişinde mutluluktan uçtunuz mu..?
Çok az zamanlar vardır, hatıralarınıza kazınır…
Sen bunu sessizce yapmayı çok iyi biliyorsun…
Ve içimde hep aynı melodi ...
" bir de,
ben bildiğim her şeyi,
senden duymak istiyorum…”
25mart2009/…Dnzc_
/ Mart hiç bitmesin istedim, hayatım boyunca bu ayı hiç bu kadar sevmedim…/
YORUMLAR
bir zamanlar
sessiz-sedasız sürprizler yapmayı ne çok severdim
o vakitler yaptığım muzırlıklar aklıma geldi şimdi
ve gülümsedim/özlem duyarak
sen kaleminle yazıyor musun?yoksa kalemini konuşturuyor musun?
ki böyle doğaçlama dizeler ortaya çıkıyor...hııı
teşekkürler emeğine
selam ve saygıyla
Oysa sen bunu hep yapıyorsun…
Ben “yapma” dedikçe, sen “bunu seveceksin” diyorsun…
Sonuç mu..?
“Evet, seviyorum…”…
Hayat da hiç beklemediğimiz bir an”da bizi buluşturarak bir sürpriz yapmamış mıydı ki..?
Ve hangi sürprizi ben bu kadar sevmiştim ki..?
Güzel ifadelerdi..
Sanırım klişeleşmiş olgulardan hoşlanmıyorsun..
Milyonlarca insanın yaptığını yapıyorsun..
Kalkıp buna süpriz mi diyorsun..
Şaşırmak gerekiyor..
Ben de güzel şaşıramıyorum klişe süprizlere..
Çatkapı gelmene bi şey demiyorum..
Gizlimiz saklımız yok tamam...
Yap bunu, ama
Benim için neden program yapıyorsun.. belki bütün kıyafetlerim kirli.. belki nezleyim.. belki bu gece bütün insanlardan nefret ediyorum..
Şaşırıyorsun..
Alınıyorsun..
Ağlıyorsun.. Hayır ağlama..
Bak angela yı da ağlatacaksın..
Bırak duygularımın sahibi ben olayım..
Tamam..
Lanet olsun..
Yaprım.. onu da yaparım..
Fakat hissederek yapmak istiyorum..
Anla..
Yapmak zorunda hissetmeden yapmak istiyorum...
Bana diyosun denizce ama sen de yoruyorsun yazılarınla :)
martlıyorum seni..