- 666 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
HURAFELERİMİ GERİ İSTİYORUM -1
HURAFELERİMİ GERİ İSTİYORUM -1
Habil ile Kabil’in kavgasıyla başlayan,insanlar çoğaldıkça zulmün öldürmekten öte vahşetler sergilediği, yaşlı dünyanın üzerinden sevginin eksildiği günümüzde artık yüksek sesle hurafelerimi geri istiyorum diye bağırıyorum.
Kendini sevme hastalığı ile çoğul olmayı yitirdik. Bin yılı aşkın ,Türk İslam kültüründen utanır olduk. Bizi “bir “ yapan değerleri acımasızca sorguladık. Birileri bize böyle dediği için, var olan gerçeklerimizi hançerledik. Ayakta durma sebeplerimizi yok ettik. Endişeyi,sorguları,nefreti kavgayı bağrımıza soktuk. Bizim olmayan kimlikleri, özentilere prangalı ayaklarımızla koşarak aldık…. Bunalımlı,yalnız ve vahşi insanların değerleri bizlere çare gibi sunuldu.
“Türkiye çölleşiyor” diye avaz, avaz bağıran birilerine inat, yemyeşil ülkelerini bırakıp akın, akın Türkiye’den toprak alan yabancılar, niçin çölleşecek Türkiye’ye yerleştiklerini hep sormuşumdur kendime.. Örf ve adetlerimiz,yeme içme kültürümüz,toplum adabımız,sevgiyi gösterme şeklimiz,dinimizi yaşama biçimimiz televizyon kanallarında sorgulanmaya açıldığı günden beri, kayıplarımız daha da hızla çoğaldı ve artık bu kayıpların getirdiği acı gerçeklerle yüzleşir olduk. Önümüzdeki 40 yılı düşünmek açıkçası beni korkutuyor. Fakat 40 yıl öncesini hayal etmek hepimize huzur verecektir.
Yıprattığımız, bıraktığımız,burun kıvırıp geçtiğimiz değerlerin aslında bizlere ait olduğunu er geç anlasak ta,yitirdiğimiz mutlu değerlerimiz tekrar bize geri döne bilecek mi sorusunu kendimize mutlaka sormak zorundayız.
Anadolu mayalanmasında İslam kültürü, Türk kültürü ile öylesine kaynaşmıştır ki ayrılmaz bir gerçek haline gelmiştir. Atımızı süslememizde,işlenen gelinliklerimizde, köylerin kuruluş nizamlarında, komşuluk ilişkilerimizde, kız sevip istemelerimizde, ahiliğin, yarenliğin yüz yıllarca yaşamasında, yüreklice kocaman aile olma başarımızda ve daha nice değerlerimizde Anadolu’ya çalınan o muhteşem nur yüklü maya vardır.
Son 150 yıllık kendimizden utanma ve sorgulama yanlışımız ile biz olmayan gerçeklerin kavgasını ve huzursuzluğunu yaşıyoruz. Ne kadar geçmişe gidersek İslam ve Türk kültürüne o kadar yakın olunacağı bir hakikattir. Dünyanın var oluşunu yakalaya bilmek gibi… Geçmişi kötüleme ahlakı aslında kendi anne,baba,dede ve atalarımızı kınamaktır,hor görmektir.Onların soyundan gelen bizleri yalnızlığa itmektir. Yıkılmış değerlerini ayağa kaldırmak için bizi bir birimize düşüren insanlar,kendi adetlerini kurtara bilmek için ellerinde ki tüm kaynakları kullanmaktadırlar.
5-6 mayıs gecesi hıdrellez. Unuttuğumuz bir değerimiz. Önemsemediğimiz bir gece ve günümüz. Bu gece çocuklarımla beraber dualar edeceğim,niyetlerde bulunacağım. Dua etmek için bir gün yakalaya bilmenin değerini bileceğim. Gece kapımın önüne çakıl taşlarından ev yapıp, ellerimi açıp niyaz edeceğim,sıhhat,iyilik isteyeceğim. Coşkuyla bana gelen geleneği çocuklarıma da öğreteceğim. Kendimden attığım her örf ve adetimin yerine, biliyorum ki bana ait olmayan ahlaklar dolduracaktır. Oğlum bana, bu gece çikolata isteyeceğini söyledi. Bende yastığının altına güzel bir paket hediye koyacağım. Çünkü onun gülümsemesi cennetten gelen bir huzur olacaktır bana ….
Allah Rasulünü tanımamamız,Türk kültürünü yaşatmıyor olmamız bize dış mihrakların sunduğu yeni yaşama biçimlerine mahkum kalmamız demektir. Çocuklarımız noel babayı, barbiyi, süpermenleri sevip benimsediği kadar,Keloğlan, İbiş,Dede Korkut,Ahmet Yesevi,Hızır Aleyhisselam’ı ve daha nicelerini de keşke bilip, sevselerdi.
Biz nereye koşuyoruz diye haykırırken maneviyat, eyvah şapkamız önümüze düştü galiba…..
YORUMLAR
Türklük ve İslamiyet, bir paranın iki yüzü gibidir; biri diğerinden ayrılmaz , ayrılsa da anlamını yitirir. Bahsettiğiniz gibi biz özel bir milletiz, çok da şanslıyız ve bunun için hem atalarımızla hem de kendimizle gurur duymalıyız.. Orta Asya'da Çin'i korkudan titretip set çektiren Mete Han, Maveraünnehir'de Anadolu'ya kapı aralayan Alparslan, Avrupa'yı dize getirip Viyana kapılarını zorlayan Kanuni ve tüm dünyaya karşı , emperyalizme karşı göğüs geren , yüzyılın dahisi kabul edilen bu her santimi cennet olan vatanı bizim kılan , bize sunan Mustafa Kemal Atatürk... Dünya üzerinde kaç devletin böyle cevherleri var, gurur duyacakları insanlar var.. Onun için çok şanslıyız ve kıymetlerimize sahip çıkmalıyız..
büyük bir keyifle okudum yazınızı , unutulan değerlere dikkat çekmişsiniz, teşekkürler
ellerinize sağlık
saygılarımla
Çok güzeldi konusu kendisinden milletinden geçmişinden utananlarda bir değil bir çok şeyler eksik.Geçmişini bilmeyen kendisini bilmez .kendini bilmeyense vatanını sevmez.Sözle yürümüyor O kadar çok manevi değerleri barındırmaktaki yurdumuz bağrında onlar paha biçilemeyen değerler Medya açınca tv yi kannallarda sergilenenlere özenenler Dıştan cenneti anımsattığını sananlar aslında içine girince Battıklarını görecekler .Hakyoldan ayrılanlar sağlam kale ve kaleci olmayınca hani sporda kaybedilirya öyle olurlar İnşaallah silkinip uyanacaklar Uyudukları yeter artık Teşekkürler yazınız için .
Ülkemizin bir din devleti gibi lanse edilmeye başlandığından beri, İslâm adeta bir inanç değil de örf adet gibi görülmeye başlandı. Bu da zaafiyete neden oldu tabii. Ayrıca son yıllarda dinin siyasette başarılı olabilmek için basamak olarak kullanılmaya çalışılması, suistimal edilmesi de anlattıklarınızın en önemli etkenidir...İnsanların kendi hür iradelerine bırakıldığında yeniden inanç olayı devreye girecek ve İslâm bence özlediğimiz değerine kavuşacaktır..Daha doğrusu var olan değeri anlaşılır olacaktır..
Bu sancımızın sonu gelmeyecek asla ancak her beşer kendi sancısının tedavisini acilen uygulamak zorunda..
Dünya hep aynı dünya olarak görünüyor fakat insanlar aynı değil ve dahada başkalaşacaktır mutlaka..Ne yazıkki kapitalist metafizik hastalığına henüz çare bulunamadı..
selamile..
Muhakkakki kalpler yalnız Allah"ın zikriyle mutmain olur..