İlk yolculuğum
Sayfa kenarındaki boşluklar doldurulmayı beklerken nasıl boş durabilir insan. Sevdiğin kızın veya sevdiğin bir şeyin ismini yazarsın, içinden gelenleri karalarsın sığdırabildiğin kadar. Sayfa kenarları sayfanın ortasından daha doludur. Daha renklidir. İnsanların ruh halini bile anlayabilirsiniz oradan.
Sayfa kenarındaki boşluklar Kural istemezler. Yazın güzel olmuş olmamış fark etmez ve de o yazılarından sorumlu değilsindir. İşin gerçeği özgür kalemler yolculuğa oradan başlar. Önemli bir konu aslında. O daracık köşelerde sığıntı da olsa özgürlüğün tadına varabilirsen, geniş sayfaların kıymetini daha iyi bilirsin. Duygularımızı sayfanın hangi kenarında olursa olsun anlatabilirsek sayfanın tamamında harmanlayabilme şansımız olur.
Bende kıyıdan köşeden başlamıştım. Vadiye indiğimi henüz düşünemiyorum. Zor bir yolculuğa başladık. Taş, çamur falan filan Artık duygularımı kenarlarda değil sayfaların ortasında canlandırmaya çalışıyorum. Kurallara uyma çabasında konunun önemini vurgulama derdinde oluyorsun. Zaten bir şeyler ifade etme derdinde değilsen sayfaları boşu boşuna doldurmana gerek yok. Hem kendini hem okuyucuyu yorma.
Benim ilk yolculuğum bu. Hevesli başladım ve de hala hevesliyim. Acıların çaresizliğin ortasında da olsa kendini ufuktan doğacak olan güneşe, yol kenarındaki çiçeklere bırakmak güzel. Her çiçekten bal almak gibi bir şey bu. Her şey ilgilendiriyor seni. İster istemez her konuda düşünüyorsun. Yorucu oluyor bazen çıkmazlara girebiliyorsun. Ama yinede zevkli , farklı bir dünya.
Her gün yeni sayfalar yeni konular yeni düşünceler. Güzel oluyor birbiri ardına. Hiçbir olay boş olmuyor senin için. Bakış açın gelişiyor. Bu yazma işi insana gerçekten yeni özellikler kazandırıyor.
Her insanın içi dolar. Kimi şarkı söyleyerek kimi konuşarak kimi yazarak rahatlar. Kimisi düşüncelerini yazarak paylaşır.
İşte ben de yazanlardanım. Devam ettirme ümidiyle başladım ilk yolculuğuma. Ve de tasfiye erdim. Nice sayfalar dileğiyle.
Muhammet Karakök