Mumcu'nun becerisi, Erbakan'ın isyanı...
Deneyimli siyasetçi Demirel sık sık “Politikada 24 sat, çok uzun zaman. Her şey birden değişebilir” der.
ANAP-DYP birleşmesiyle ilgili gelişmelere bakınca bu sözün ne kadar doğru olduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Bundan 2 ay kadar önce yapılan anketlerde DYP yüzde 14-15, ANAP ise yüzde 5-6 görünüyordu. Bu iki partinin birleşmesiyle yüzde 20’lere yakın bir oy potansiyeli yakalanacağı hesapları yapılıyordu.
Ama siyasette 24 saat gerçekten çok uzun bir zaman… Hele bir de Erkan Mumcu gibi bu kadar becerikli bir siyasetçi olursa… Gerçekten takdir etmek lâzım. Mumcu nasıl yaptı da bu iki partiyi de bitirmeyi becerebildi, anlaması çok güç… Hani “Kuduz ölür, daladığı da ölür” derler ya… Mumcu bir birleşti, bir ayrıldı, sonra bir daha birleşiyormuş gibi yaptı; partisini dibe vurdurdu. Tabi bu arada DYP’yi de (DP) ta aşağılara çekti. DYP ile ANAP birleşme kararı aldığında, Deniz Baykal bile “Helal olsun onlara” demişti ya; iki parti de bu kadar kan kaybedince, şimdi de “Helal olsun Mumcu’ya, 2 ayda nasıl becerdi iki partiyi birden yok etmeyi” demek lâzım.
Özellikle son aylarda terörün tırmanmasıyla, geçim sıkıntısının en üst noktalara ulaşmasıyla ve büyük kentlerde kapkaççılığın, haraççılığın, yankesiciliğin, hırsızlığın önlenemez bir durum almasıyla, yabancılara mal satışıyla ve özelleştirmelerdeki şaibelerle, AKP iktidarı da ciddi bir kan kaybediyor.
Gelişmeler; uzun zamandır sessiz duran eski başbakan Erbakan’ı da çileden çıkartmış olmalı ki, sonunda patladı ve 22 Temmuz seçimlerinin Çanakkale savaşından daha önemli olduğunu söyledi. Gerekçesini de, "Çanakkale Savaşı’nda emperyalistleri kapıdan kovmuştuk. Ancak AK Parti vasıtasıyla bacadan girdi, tepemize oturdular" diye açıklıyor. Erbakan isyanına şöyle devam ediyor: ’Bak, emperyalizmin üfürmesiyle, savuruntusuyla bu sandalyelere geldiniz. Kendinizden bilmeyin ha. Onlar sizi getirdi, uşak olarak kullanmak için. Ama ne yapalım ki siz bizim eski talebelerimizsiniz’. AKP ne demek biliyor musunuz? Arka kapıdan kaçanlar partisi. Arka kapıdan kaçan hayırsız evlatlarsanız da bizim vecibemiz var. Bak yine nasihat ediyoruz. Siz zannediyorsunuz ki un var, su var, tuz var, ekmek yaparız. Bir şeyi unutuyorsunuz. Ekmek için maya lazım maya. O maya sizde yok."
4.5 yıllık AKP iktidarı çok şey öğretti. En önemlisi de, Türkiye’nin tek parti iktidarını kaldıramadığı… “Temsilde adalet, yönetimde istikrar” sloganıyla, yüzde 10’luk barajın konulması ne temsilde adaleti, ne de yönetimde istikrarı sağladı. Toplumun yüzde 40’lık bölümünün tercihi, temsil edilmediği gibi; yüzde 33’lük oyla parlamentoda yüzde 65’lik sandalye elde eden AKP’nin tek başına iktidar olması; keyfi kanunların, kişisel yönetmeliklerin ve kararların çıkartılarak toplumda kamplaşmalara, adaletsizliklere ve huzursuzluklara neden oldu.
Bu nedenle 22 Temmuz seçimlerinden sağlıklı bir koalisyonun çıkması, bu olumsuzlukların giderilmesi için bir fırsat. Eğer DP barajı aşamaz ve Meclis’e yine iki parti veya üç parti girer, AKP tek başına iktidar olursa; bunun sorumlusu Erkan Mumcu olacaktır. Ve Erbakan’ın “22 Temmuz, Çanakkale Savaşı’ndan daha önemli” sözlerinin gerçekliğini ve acılarını önümüzdeki 5 yılda hep birlikte yaşayacağız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.