- 6675 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLUK ÜZERİNE
Sevgide Güneş Gibi Ol,
Dostluk Ve Kardeşlikte Akarsu Gibi Ol,
Hataları Örtmede Gece Gibi Ol,
Tevazuda Toprak Gibi Ol,
Öfkede Ölü Gibi Ol,
Her Ne Olursan Ol,
Ya Olduğun Gibi Görün, Ya Göründüğün Gibi Ol.
Mevlana’nın bu ünlü dizeleriyle başlamak istedim;
Bir insanı her haliyle, her yönüyle sevebilmek, anlayabilmek, anlamaya çalışmak. Kötü hissettiğin anlarında, omzuna başını koyup ağlayabileceğin, derdini anlatıp rahatlayacağın, sevincini paylaşacağın birinin olması her insan için çok büyük bir mutluluktur. Bu mutluluğun adı dost’luk olsa gerek…
Kişi dostu olduğunu bildiği insandan hiçbir zaman kuşku duymaz. Dostluğunu hiçbir zaman sorgulamaz, İyi günde de, kötü günde de yanında olduğunu bilir. Gerçek dostluğu hiç kimse ya da hiçbir olay zedeleyemez. Öyle dostluklar vardır ki, insanın ömrünün sonuna kadar devam eder. Mutlaka bu insanların arasında iyi ya da kötü olaylar, sorunlar yaşanmıştır. Dostluk ipleri güçlüyse ne olursa olsun etkilemeyecektir. Zaten insanları en çok üzen dostu bildiği insandan gelen kötü bir söz, kötü bir davranıştır. İnsan düşmanından her türlü kötülüğü ya da ihaneti bekler ama dostundan asla beklemez. Bu yüzdendir ki tarihe baktığımızda birbirine rakip olan ülkeler, bilek gücüyle yenemedikleri ülkeleri, dostlarının ihanetlerini sağlayarak ele geçirmişlerdir.
Örneğin, Sezar’ın son sözlerinde olduğu gibi; “ Sen de mi? Brütüs” gibi…
Dostluk güvenmektir. Dostluk kilometrelerle ölçülemez. Arkadaşın, dostun nerede olursa olsun, isterse başka kıtada olsun farketmez. Önemli olan iki kişinin karşılıklı birbirlerine olan samimi duygularıdır. O yüzdendir ki, dostlarımızı yanlışları konusunda uyarır, onların her zaman ve her konuda zarar görmesini engellemeye çalışırız. Bu durumda bile yanlış anlaşılma olasılığı yüksek olsa da biz aldırmayız. Eminsek sonuna kadar mücadele ederiz. O yüzdendir ki; “ Dost acı söyler” atasözü çok güzel ve anlamlıdır. Tabii ki eleştirinin de bir ölçüsü olmalıdır o da ayrı konu. Bir arkadaşım ve dostum bana bir sohbetimizde “Hatasız dost arayan dostsuz kalır” demişti. Gerçekten de çok güzel bir söz. İnsan kendi başına yemek yiyebilir. Hayatını devam ettirebilir bir süre ama daha sonrasında mutlaka sosyal yönden ihtiyaç duyacaktır.
İnsanlar arasında mutlaka her konuda paylaşım olmak zorundadır bu doğanın kanunudur. Bilgi paylaşıldıkça güzeldir, Yemek yedirildikçe güzeldir. Bütün yiyeceklerin dolu olduğu bir sofra düşünün, bunları tek başına yemek mi güzeldir yoksa dostlarınız ve sevdiklerinizle yemek mi daha zevklidir? Bütün bunların ortak noktası da paylaşmaktır. Sevincimizi paylaştığımızda daha mutlu oluruz. Üzüntümüzü paylaştığımızda da sıkıntılarımız o an için azalır. Bazen ise dostlukların arasına soğukluklar girer. Gerçek dostlukta arada kırgınlık olsa dahi dostluk aynen yerinde kalır. Dostluk saygı ister, sayılmak ister. Dostluk emek ister. Kalabalıktan bunaldığımız ve bazen yalnız kalmayı düşündüğümüz anları olmuştur hepimizin. Bir dağın tepesinde tek başına olmayı istediğimiz anlar vardır mutlaka ama yalnızlık ta belli bir süre sonra sıkmaya başlar. Paylaşmayı bilmeyen insanlar genelde bu nedenle mutsuzdurlar.
Sözün özü her şey birbirini anlayabilmek ve dostlukta bitiyor. Bu arada da empatinin devreye girmesi gerekir. Birey ve aile toplumun en küçük birimidir. Bizim davranış biçimimiz toplumu oluşturur. İyi bir toplum için kendimizi ve ailemizi, geleceğimizi güven altına alabilmek için önce çocuklarımıza dostluğu, paylaşmayı ve güzel değerleri aşılamamız gerekiyor. Hadi o zaman şimdi başlayalım. Sabah işe gitmek için çıktığımız da ya da gazete almaya giderken! Tanıdık, tanımadık herkese “Günaydın” ile başlayalım güne.
Sağlam ve uzun dostluklar dileğimle…
YORUMLAR
Gönül ne kahve ister, ne kahvehane...
Gönül bir dost ister, kahve bahane... derler eskiler
Maddiyata endekslenmiş dostlukların çoğaldığı bir devirde gerçek dostluğu bulabilmek kısmet olsun herkese...
Çünkü; herkese dost lazım...
Sırtı yere gelmemiş pehlivan ve bileği bükülmedik koçyiğit yoktur...
Dost... yere düşeni yerden kaldırandır
Saygımla
Rom@ntik tarafından 5/24/2009 2:44:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
"DÜŞMANIN KILICI DEĞİL DOSTUMUN ATTIĞI GÜL BENİ YARALDI" DEMİŞ PİR SULTAN ABDAL.
BEN EN ÇOK DOSTLARIMIN GÜLLERİNE DİKKAT EDERİM.DÜŞMANIMI BİLDİĞİM İÇİN GARBIMI NASIL ALACAĞIMI BİLİRİM.
Canım kardeşim,kalemine günden güne ısınmaktayım.
Güzel komuları bizlere aktardığın için kutlarım seni..
saygılarımla..iyi geceler..
"İnsan yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, hep birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandırırmış."
Reşat Nuri Güntekin/ ÇALIKUŞU
Dostluklarımızın hep bu tatta olması temennisiyle..
Ellerinize sağlık
Saygılarımla