17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2058
Okunma
Bu defa acı bir haber ile başlamak istememiştim yazmaya ama ne yazık ki yine büyük bir acı ile başladık haftaya.
Gündemin hızla değişimine ayak uydurmamız çok güç, ama yine de o hafta içimizde en çok acı bırakan olayları yazma gereği duyuyoruz her defasında.
Çağdaş yaşamın aydınlık yüzü, Atatürk İlke ve Devrimlerinin yılmaz bekçisi, gerçek bir Devrimci, yoksul ve okutulmak istenmeyen kızlarımızın en büyük koruyucusu, cüzamlı hastaların doktoru, ATATÜRKÇÜ düşünceyi kabul etmiş çağdaş yaşamı benimsemiş kadınların annesi, ablası, arkadaşı ve dostu olan, fikirleri ve bıraktıkları ile her daim gönüllerde yaşayacak olan Türkan SAYLAN’I kaybettik.
19 Mayıs ATATÜRK’Ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramını en güzel şekilde kutlamaya çalışırken, bir yanda da içimiz kan ağladı. Türkan SAYLAN’IN cenaze törenine on binlerce insan katıldı. Hiç kimse Cenaze Töreni için özel çağırılmamış, hiç kimse için otobüsler tutulmamış, hiçbir kimseye çağrı yapılmamıştı.. On binlerce insan kendiliğinden gelip katılmıştı törene ve son defa görevlerini yapmak için buluştular Teşvikiye Camiinde ve kabir başında. Her kişinin gözlerinde yaş vardı, her kişi neden orada olduğunu biliyordu. Törene katılabilenler gözlerinden akan yaşı dindirmiyorlardı ardından. Benim gibi katılmak isteyip de katılamayanlar TV’LERİN başında gözlerimizden akan yaşı dindiremedik.
Kurtuluşumuzun temelinin atıldığı 19 Mayıs sevincini yaşıyor, diğer taraftan özel bir kişinin kaybı ile üzüntümüz bir arada idi. İki zıt duygunun bir arada yaşanması yüreğimizi biraz daha yakıyordu aslında. Bir başka üzüntümüz de ülkemizde gerçekten bir kutuplaşmanın olduğunu görmenin acısı idi. Evet, gerçekten gözle görülür ve hissedilir derecede bir kutuplaşma mevcuttu ülkemizde. Hükümeti temsilen hiçbir milletvekilinin ya da Başbakanın cenaze törenine katılmadığı gibi bir başsağlığı dileğinde bile bulunulmamış olması işin vahametini gözler önüne seriyordu.
Bizler Ergenekon davası nedeni ile Sayın SAYLAN’IN evinin ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernek şubelerinin aranmış olmasından dolayı Türkan SAYLAN’DAN özür dilenmesini beklerken, Başbakan başsağlığı dileğinde bile bulunmamış, Cumhurbaşkanı ise küçük bir baş sağlığı dileği yayınlamıştı. Bu durum ise bize Sayın başbakanın ve Cumhurbaşkanının göreve gelirken söyledikleri “ herkesin başbakanı ve Cumhurbaşkanı olacağız” sözünün ne kadar yanlış olduğunu kanıtlıyordu.
Dinimiz ölen bir insanın arkasından kötü konuşmayı yasaklamıştır. Ama bugün din sömürücülüğüne soyunmuş bazı basın organlarında görev yapan kara beyinler, Türkan SAYLAN öldüğü için nerdeyse davul zurna çaldırıp oynayacak duruma geldiler. Yaptıkları hakaretler ve söyledikleri sözlerle insanlara bakış açılarını bir kez daha ortaya serdiler.
Ve utanmadan Türkan SAYLAN’IN cehennemde hesap vereceğini yazdılar. Oysa unuttukları bir şey vardı. Türkan Saylan ve Onun gibi düşünüp de yaşayanlar, tecavüzcü ve tacizci ÜZMEZ gibi insanlarla, din sömürüsü yapan Müslim Gündüz’lerle, hırsızlığı ve talancılığı hoş görüp “ bizim hırsızımız iyidir “ diyenlerle, kadınlarına ikinci sınıf muamelesi yapanlarla, hukuku kendi amaçları doğrultusunda kullananlarla, halkı aç iken kendi kasasını doldurup yan gelip yatanlarla v.s bir arada olmak ister mi dersiniz? Eğer Cennette bu tür insanlar var ise bizler Cehennemin kapısında zebanı olmayı yeğleriz.
Elbet bedenler toprak olacak. Ölümden hiç birimizin kaçışı yok. Önemli olan dünyada bıraktığı mirasıdır kişiyi yaşatacak olan. Ve Türkan SAYLAN ülkemizde yaptığı çalışmalar ve bıraktığı miras ile hep yaşayacak ve yaşatılacak. Çünkü bir SAYLAN öldü ama binlerce SAYLAN’LAR yetişti ve yetişmeye de devam edecek. Çağdaş Yaşamı benimseyen her insan Sayın SAYLAN’IN vasiyetini yerine getirmek için bu günden sonra çok daha fazla çalışacaktır.
Ülkemin Aydınlık yüzü, Cumhuriyetin yılmaz savunucusu, Çağdaş, ATATÜRK İlke ve Devrimlerine bağlı gerçek ATATÜRK Kızı sevgili hocam Türkan SAYLAN sen yerinde rahat uyu. Çünkü arkanda bıraktığın binlerce ATATÜRK çocuklarıyız ve hepimiz ülkemin asla karanlıklar içinde kalmasına izin vermeyecek ve bu yolda ölümüne gideceğiz
Hepimiz ATATÜRKÇÜYÜZ hepimiz Cumhuriyet Okullarında okumuş ATATÜRK kızı ve Çağdaş Yaşamı kabul etmiş aydın beyinleriz. Ve hep öyle kalacağız.
Türkan DİNÇER