- 2012 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
Hepimiz ATATÜRK Çocuklarıyız
Bu defa acı bir haber ile başlamak istememiştim yazmaya ama ne yazık ki yine büyük bir acı ile başladık haftaya.
Gündemin hızla değişimine ayak uydurmamız çok güç, ama yine de o hafta içimizde en çok acı bırakan olayları yazma gereği duyuyoruz her defasında.
Çağdaş yaşamın aydınlık yüzü, Atatürk İlke ve Devrimlerinin yılmaz bekçisi, gerçek bir Devrimci, yoksul ve okutulmak istenmeyen kızlarımızın en büyük koruyucusu, cüzamlı hastaların doktoru, ATATÜRKÇÜ düşünceyi kabul etmiş çağdaş yaşamı benimsemiş kadınların annesi, ablası, arkadaşı ve dostu olan, fikirleri ve bıraktıkları ile her daim gönüllerde yaşayacak olan Türkan SAYLAN’I kaybettik.
19 Mayıs ATATÜRK’Ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramını en güzel şekilde kutlamaya çalışırken, bir yanda da içimiz kan ağladı. Türkan SAYLAN’IN cenaze törenine on binlerce insan katıldı. Hiç kimse Cenaze Töreni için özel çağırılmamış, hiç kimse için otobüsler tutulmamış, hiçbir kimseye çağrı yapılmamıştı.. On binlerce insan kendiliğinden gelip katılmıştı törene ve son defa görevlerini yapmak için buluştular Teşvikiye Camiinde ve kabir başında. Her kişinin gözlerinde yaş vardı, her kişi neden orada olduğunu biliyordu. Törene katılabilenler gözlerinden akan yaşı dindirmiyorlardı ardından. Benim gibi katılmak isteyip de katılamayanlar TV’LERİN başında gözlerimizden akan yaşı dindiremedik.
Kurtuluşumuzun temelinin atıldığı 19 Mayıs sevincini yaşıyor, diğer taraftan özel bir kişinin kaybı ile üzüntümüz bir arada idi. İki zıt duygunun bir arada yaşanması yüreğimizi biraz daha yakıyordu aslında. Bir başka üzüntümüz de ülkemizde gerçekten bir kutuplaşmanın olduğunu görmenin acısı idi. Evet, gerçekten gözle görülür ve hissedilir derecede bir kutuplaşma mevcuttu ülkemizde. Hükümeti temsilen hiçbir milletvekilinin ya da Başbakanın cenaze törenine katılmadığı gibi bir başsağlığı dileğinde bile bulunulmamış olması işin vahametini gözler önüne seriyordu.
Bizler Ergenekon davası nedeni ile Sayın SAYLAN’IN evinin ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernek şubelerinin aranmış olmasından dolayı Türkan SAYLAN’DAN özür dilenmesini beklerken, Başbakan başsağlığı dileğinde bile bulunmamış, Cumhurbaşkanı ise küçük bir baş sağlığı dileği yayınlamıştı. Bu durum ise bize Sayın başbakanın ve Cumhurbaşkanının göreve gelirken söyledikleri “ herkesin başbakanı ve Cumhurbaşkanı olacağız” sözünün ne kadar yanlış olduğunu kanıtlıyordu.
Dinimiz ölen bir insanın arkasından kötü konuşmayı yasaklamıştır. Ama bugün din sömürücülüğüne soyunmuş bazı basın organlarında görev yapan kara beyinler, Türkan SAYLAN öldüğü için nerdeyse davul zurna çaldırıp oynayacak duruma geldiler. Yaptıkları hakaretler ve söyledikleri sözlerle insanlara bakış açılarını bir kez daha ortaya serdiler.
Ve utanmadan Türkan SAYLAN’IN cehennemde hesap vereceğini yazdılar. Oysa unuttukları bir şey vardı. Türkan Saylan ve Onun gibi düşünüp de yaşayanlar, tecavüzcü ve tacizci ÜZMEZ gibi insanlarla, din sömürüsü yapan Müslim Gündüz’lerle, hırsızlığı ve talancılığı hoş görüp “ bizim hırsızımız iyidir “ diyenlerle, kadınlarına ikinci sınıf muamelesi yapanlarla, hukuku kendi amaçları doğrultusunda kullananlarla, halkı aç iken kendi kasasını doldurup yan gelip yatanlarla v.s bir arada olmak ister mi dersiniz? Eğer Cennette bu tür insanlar var ise bizler Cehennemin kapısında zebanı olmayı yeğleriz.
Elbet bedenler toprak olacak. Ölümden hiç birimizin kaçışı yok. Önemli olan dünyada bıraktığı mirasıdır kişiyi yaşatacak olan. Ve Türkan SAYLAN ülkemizde yaptığı çalışmalar ve bıraktığı miras ile hep yaşayacak ve yaşatılacak. Çünkü bir SAYLAN öldü ama binlerce SAYLAN’LAR yetişti ve yetişmeye de devam edecek. Çağdaş Yaşamı benimseyen her insan Sayın SAYLAN’IN vasiyetini yerine getirmek için bu günden sonra çok daha fazla çalışacaktır.
Ülkemin Aydınlık yüzü, Cumhuriyetin yılmaz savunucusu, Çağdaş, ATATÜRK İlke ve Devrimlerine bağlı gerçek ATATÜRK Kızı sevgili hocam Türkan SAYLAN sen yerinde rahat uyu. Çünkü arkanda bıraktığın binlerce ATATÜRK çocuklarıyız ve hepimiz ülkemin asla karanlıklar içinde kalmasına izin vermeyecek ve bu yolda ölümüne gideceğiz
Hepimiz ATATÜRKÇÜYÜZ hepimiz Cumhuriyet Okullarında okumuş ATATÜRK kızı ve Çağdaş Yaşamı kabul etmiş aydın beyinleriz. Ve hep öyle kalacağız.
Türkan DİNÇER
YORUMLAR
güzel insan can dostu güzel yüreğine sağlık bızım için en guzel şey atamızdır en büyük türk atatürktür
benim izim atamın izidir çok güzel harıkaydı çok hoş
severek okudum hocam her zaman sayfalarınızı gezıyorum
kaleminiz daim olsun tebrik eder kutlarım hocam .
sevgı ve saygılarımla.....
Sayın onurumsun yaşınız kaç bilmiyorum ama, iddianame açıklanmadan, ciddi suç emareleri varsa binlerce dava açıldı bu ülkede başka insanlar için.Hatta iddianame hazırlanması ergenekon sürecinden çok uzun süren davalar bile oldu.
Neticede, ciddi deliller olmasa savcılar dava açmaz, mahkemeler savcıların tutuklama taleplerine katılmaz, tahliye taleplerini defalarca reddetmez.
Bulunan silahları bombaları mühimmatları o kadar küçümsemeyin.Hatırlarsanız Danıştay savcısının katlinde tek bir tabanca kullanılmıştı ve yer yerinden oynamıştı.Hemen, bugün ergenekoncu çevre olduğunu artık idrak ettiğimiz çevreler, cinayetin turban yüzünden işlendiğini iddia etmiş halkı galeyana getirerek, cenazesinde bakanları bile tartaklayacak psikolojiye sokmuşlardı.Oysa şimdi yargıtaydan Danıştay davası ile ergenekon davasının birleştirilmesi kararı çıktı.İlişkileri , incelenecek.
İlişkileri kesinleşirse, ülkenin savcısını kendilerine ulusalcı Atatürkçü diye lanse eden ergenekoncuların işleyip suçu da başkalarının üstüne atarak belki de bir iç savaşa uzanacak kaos ortamını planladıkları kesinlik kazanacak.
Ne kadar korkunç düşünebiliyormusunuz böyle bir oluşuma destek verdiği düşünülen insanların durumu.
Yakın tarihimizdeki bir çok cinayetin, topu katliamların arkasından da ne yazık ki aynı çeteler ve ekipler çıkıyor.
Kendilerine bir düşman yaratmak için insanlarımızın bir kısmını seçip provakasyonlara maruz bıraktıkları anlaşılıyor.
Saylan, Nur Serter, Necla Arat gibiler de kızların eğitim haklarını ellerinden alınması için ikna odaları dahil herşeyi yaptılar ne yazık ki ve bazı kızların okuyamamasının adeta sembolu, baş nedeni oldular.Çünkü söylem ve davranışlarıyla, o insanlarımızı kazanma değil dışlama yok etme derdindeydiler.Bunun adına çağdaşlık devrimcilik, ilericilik demeleri ironi olsa gerek herhalde?
Oysa o kızların da eğitim almalarını sağlayacak imkanları hazırlayabilirlerdi.Başka ülkelerde okumak zorunda bırakılıp kendi ülkelerine küstürülmezdi.
Üniversiteleirmizde marksistinden PKK lısına kadar herkes okuyabiliyorken sadece bu kızların okuması mı sorun çıkartıyordu? Ama yaratmak istedikleri irtica, şeriat geliyor korkusu için bu tabloya ihtiyaçları vardı. Müslüm gündüzleri, Ali kalkancıları, fadime şahinleri bu yüzden piyasaya hazırladılar.Saylan ve ekibi de bu senaryonunbir parçası oldu maalesef.
Daha dün fatihte bir mahkemede çarşaflı bir kadının kovulduğu haberini okuduk gazetelerden.
Bugün çapada annesi ve kendisi tesettürlü bir kıızın acilde tedavi edilmediği haberlerini okuduk.Sizin bahsettiğiniz örneklerin tersi de binlerce örnek var.Ama bu örnekler dahi Saylanın ve onun gibi düşünenlerin kendilerinden farklı düşünen ülkemiz insanlarını ikinci sınıf insanlar olarak gördüğü gerçeğini değiştirmez.Uygulamaları ve kendi söylemleri bunu net şekilde ortaya koyuyor zaten.Kimsenin fikir yürütmesinden ziyade kendi söylemleri bunu gösteriyor. Önceki yorumlarda da bahsetmiştim bu özelliklerinden.
Dolayısıyla, kendi düşünceleri çevresinde devşirebilecekleri kız öğrencilere yardım ettikleri doğru olabilir.O öğrenciler ve onların yakınları, aynı düşünce dünyasının insanları bundan mutlu olmuş olabilirler.Ama kızların okumalarında ayrımcılık yaptıkları gerçeği ortada duruyor.
Siz ayrımcılığı inkar etmiyor ama bunu haklı nedenlere dayandırmaya çabalıyorsunuz.
O halde sevenleri kadar sevmeyenleri de olacaktır kendisinin.Ülke için değil, bazı kendilerine yakın buldukları insanlar için pozitif ayrımcılık yaptıklarını düşüneceklerdir.
erolbasci tarafından 5/23/2009 7:44:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
Dün akşam NTV de Okan BAYÜLGEN'İN konuğu idi Muazzez İlmiye ÇIĞ ve orada çok güzel bir söz söylemişti.
" Türkan SAYLAN kızlarımızın elinden tutup okullara gitmesini sağladı ve törelerden kaçan kızların bizzat evlerine giderek onları yanına alıp takipçisi olabilmek için mektuplarını cebinde taşıdı son anına kadar.
Benim 95 yaşımda aklıma geldi. Madem Türkan SAYLAN kızlara mektuplar yazıp onlara kol kanat oldu bende erkeklere yazacağım mektupları ve onlardan gelenleri de cebinde taşıyacağım. Neden mi Okan. Çünkü bizim ülkemizde her yerde erkekler organize olmuş durumdalar ama ona rağmen beyinlerinin bir yerlerinde küçük bir örümcek var ve o örümcek ölmedikten sonra aydınlığa ulaşmak çok zor. Bakın bizim dinimizde, harama el uzatmak, ölünün arkasından konuşmak, birine iftira atmak, yalan söylemek, kadınlarını ikinci sınıf görmek yoktur ve bugün ki durum bunun tam aksini gösteriyor " diyordu.
Galiba İlmiye CIĞ çok haklı. Önce erkekler eğitilmeli ki toplumda bu kadar kutuplaşmalar oluşmasın. Erkekler eğitilmeli ki kadınına kızına sahip çıksın, erkekler eğitilmeli ki karanlıklar aydınlığa ulaşsın.
Erol bey, Saylan ve yandaşları hiç bir kızın saçından utup sokaklarda sürüklemedi ama sizin dediğiniz kızlarımız ve kadınlarımız başı açık, bacağı görülüyor diye İstanbul’un sokaklarında saçından tutup süründü. Saylan gibi düşünenler hiç bir zaman oruç tutan birine " neden oruç tutuyorsun" demedi ama sizin savunduğunuz düşüncedeki insanlar " neden oruç tutmuyorsun diye öğrenencileri bıçaklayıp köprülerden attı, Saylan gibi düşünen hiç kimse dini düşüncesi yüzünden kimseye küfretmedi ama sizin savunduğunuz düşüncedeki insanlar dini düşüncesi yüzünden küfürler yiyip gazetelerde manşet manşet gösterilip hedef tahtası yapıldı. SAYLAN gibi düşünenler hiç bir zaman kadınını ikinci sınıf görüp " yanımdan değil arkamdan gel " demedi ama sizin savunduğunuz düşüncedeki insanlar kadının yüzünü gözünü kapatıp yanımdan değil bir adım arkamdan gel dedi.
Daha sayayım mı ne dersiniz. Artık bırakın şu türban konusunu. Başı kapalı kızlarımızı, dinci erkeklerimizi alıp okutan o kadar çok yurtlarınız ve paranız var. Bir de oralara elini kaptıranlar kolunu kurtaramıyorlar.
Yurtlardan ayrılmak isteyenler ayrılamıyorlar. Ayrılabilmek için camlardan kaçıp kurtuluyorlar.
Ergenekon diyorsunuz. Evet, Ergenekon isminde bir dava var ama ne olduğu ya da ne olmadığı bile belli değil. Ben bu yaşıma kadar iddiası hazırlanmadan hiç bir kimsenin tutuklandığını görmedim ama ne hikmetse ortada iddianame olmadan tutuklananların sayısı yüzleri aşıyor. Önce suç belirlenir ardından da o suçu işleyenler tutuklanır. Burada ise önce tutukla sonra suçla.
Bu nasıl bir sistem lütfen açıklar mısınız?
Bir de nasıl oluyorsa hep hükümet kanadında bir şeyler olduğunda ve insanlar soru sorma aşamasına geldiğinde anında ortaya cephaneler çıkıveriyor ve bütün dikkatler o cephanelere çekiliyor.
Hiç birimiz çocuk değiliz ve her şeyi çok net görüyor ve yaşıyoruz.
onurumsun tarafından 5/23/2009 4:24:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Okullardan kızları saçlarından sürükleyerek atarak mı gelir karanlıklar,yoksa ne pahasına olursa olsun okuma gayreti ve azmi ile mi?
Bu gayret için ailesinin varını yoğunu sattırarak başka ülkelerde, kendi ülkesinde alamadığı eğitimi almaya çabalayarak mı?
Diri diri toprağa gömülen İslam öncesi cahiliyye devri kızlarını da kurtarmak için gelen bir dini bile bu türlü ağzınıza malzeme yapabilkiyorsunuz ya.
Saylan ve yandaşlarının kız öğrencilere yaklaşımı mı cahiliye devrindeki diridiri gömülen kızları çağrıştırıyor size göre? Yoksa Arabistan çöllerindeki cahiiyye devri arapları mı?
Aşmışsınız siz artık dostum, aşmışsınız..Bravo..
erolbasci tarafından 5/23/2009 3:49:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ben eğitimin de eğitimcinin ne demek olduğunu biliyorum. Hakkındaki iddialar diyorsunuz ; kendinizle çelişiyorsunuz..
Bu ülkenin hastalığı, geri kalmışlığının nedeni Milli Eğitimin Türkân Saylan gibi çağdaş düşünen eğitimcilerin değil de sizin gibi hala Arabistan çöllerinde gezenlerin eline geçmiş olmasıdır. Arabistan çöllerindeki kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldükleri günleri özlemişsiniz siz. Getirmek istediğiniz düzenin amacı da o zaten....
Deniz fenerini kayıp trilyonlarını savunmuyorum ki değerli Tezal:)
Onlar hakkında sizlerin Saylan yazıları gibi yazı, yorum mu yazmışım ki?
:)
Ne alaka yani?
Siz feneri yazdınız da ben yazmayın mı dedim?
Yazanı mı engelledim? Aleyhinde yorum mu yaptım? :)
Sadece deniz feneri ile ergenekonu kıyaslayanlara bir kaç çift söz ettim.
Çünkü bir tarafta 28 şubatın banka hortumlanması gibi, kartel medyasının vergi kaçakçılığıntüründen bir suistimal veya çıkar iddiaları var.Ama diğer tarafta cinayetler, katliamlar, şehitler, terör, iç savaş tehlikesi gibi ölümcül olaylar var.
Sulandırmayın, birbiriyle kıyaslamayın bunları.
Fener davasını siz işleyin yazılarınızda, ergenekon davasını ben yazayım.Söz size, feneri bırakın ergenekonu yazın demeyeceğim.E siz de beni bırakın artık değil mi?
Siz Saylan hakkında yalan yanlış maksatlı, gerçek olmayan güzellemeler yazıyorsunuz, üstelik haklarındaki iddiaları da okumak öğrenmek zahmetine katlanmıyorsunuz.
Kendileri hayattayken de yazdım düşüncelerimi. Toprağa veridlikten sonra da elbette yanlış yazılanları düzeltip, doğru bildiklerimi insanlara duyuracağım ki , farklı bakış açısını da okuyup kendi fikirlerini oluşturabilsin insanlar.
Saylan Hakkındaki hassasiyetlerinizi, toprağa verip de hiç adlarını aklınıza getirmediğiniz diğer bilim insanlarımız için de bekleriz.
Ki, bilim kadını yönüyle mi, yoksa ergenekon yapılanmalarına yakınlıkları nedeniyle mi "azizeniz" oluyor öğrenelim bizde.
Ülkemin Aydınlık yüzü, Cumhuriyetin yılmaz savunucusu, Çağdaş, ATATÜRK İlke ve Devrimlerine bağlı gerçek ATATÜRK Kızı sevgili hocam Türkan SAYLAN sen yerinde rahat uyu. Çünkü arkanda bıraktığın binlerce ATATÜRK çocuklarıyız ve hepimiz ülkemin asla karanlıklar içinde kalmasına izin vermeyecek ve bu yolda ölümüne gideceğiz
Hepimiz ATATÜRKÇÜYÜZ hepimiz Cumhuriyet Okullarında okumuş ATATÜRK kızı ve Çağdaş Yaşamı kabul etmiş aydın beyinleriz. Ve hep öyle kalacağız.
NUR İÇİNDE YATSIN..BU MEMLEKETTE EĞİTİME GÖNÜL VERMEK NE GÜZEL..DEĞER BİLİNSE DE BİLİNMESE DE..
HAK BİLMEZSE HELAK BİLİR DERLER YA..HİZMETLERİNİ UNUTMAYACAĞIZ..
GÜZEL VE ANLAMLI BİR YAZIYDI SEVGİLİ TÜRKAN..TEBRİKLER..SEVGİLERİMLE..
Türbanlı doktora erkek hastaya bakmıyor diye öfkeden kudurduğunuzu söylüyorsunuz, ama, başıörtülü diye eğitim almak isteyen kızları engelleyenlere bırakın kızmayı, üsyttelik de destek çıkıyorsunuz.
Öncelikle bu iç hesaplaşmayı kendi içimizde yapmalıyız.
ne farkı var arkadaşınızın uğradığını söylediğiniz durum ile, Saylan ve ekibinin diğer başka insanlara uyguladıkları reva gördüğü muamelenin?
Ayşe Arman ile ropörtajını okuyun.
Nefretini kusuyor adeta, okumak isteyen kızlardan, kendisin ya da ailesinde türbanlı başıörtülü olanlara.
Üstelik de hayasızca ekliyor
" gerçi bu sayede koca bulmaları da kolay oluyor"...
Ne çağdaş, ne bilimsel, ne ilkeli bir düşünce şekli değil mi?
Bunu özellikle bir kadının yapması ve çevresinde de kendisini destrekleyebilecek benzerlerini bulabilmesi, niçin bunu erkekler de savunuyor sorusunu anlamsızlaştırıyor değil mi?
Niçin çağdaş hemcinsleri savunmuyor da, hayatlarını karartmak için ellerinden geleni yapıyor, düşündünüz mü?
Erol bey size cevap vermeye bile gerek duymamıştım ama sanırım bir kaç cevap vermek gerek.
Siz nerede yaşıyorsunuz Erol Bey. Yaşadığınız yer Türkiye Cumhuriyeti toprakları, Ay Yıldızlı al bayrağın altında özgürce yazıp, özgürce konuşan bir bireysiniz Tıpkı şu kendini bilmez Vakit Gazetesi yazarları gibi.
Ben Türkan SAYLAN'I asla anlatmam anlatmayacağım da. Çünkü o kişi kendini yalnız Türkiye de değil birçok ülkede tanıtmış bir kadındır. Bizlerin onu tanıtmaya ihtiyacı bile yok. Türkan SAYLAN ve onun gibi düşünenler gerekli olan sayfalarda yerlerini alacak ve bir ömür anılacaklardır. O nedenle onun ne yapıp yapmadığını söylemeyeceğim ama size sorularım olacak türban konusunda. Çünkü birçok yerde okudum yazılarınızı ve hep dönüp dolaşıp türban sorununa getiriyorsunuz konuları.
Bir üniversitede çocuklarımızın okuması oralarda görev yapanlar için kanunlar konur ve o kanunla çerçevesinde öğrenciler o okullara girip okurlar. (Nasıl bir ülkenin yönetimi için kanunlar konuyorsa) Eğer o okulda okuyacak öğrenci orada konulan kanunları kabul etmiyorsa okumaz ediyorsa okur. O zaman siz hem o okulda okumak isteyeceksiniz, hem oranın kanunlarını delmek için elinizden geleni yapacaksınız ve sonra da “ benim okuma hakkımı elimden alıyorlar “ diye meydanlara çıkacaksınız. Bu nasıl bir tezat anlamadım.
Eğer bazı politikacılarımız gibi “ anayasayı bir defa delmekten bir şey çıkmaz” diye düşünüyorsanız söyleyecek sözüm yok size.
Bir olayı anlatayım size ve neden türbana karşı çıktığımızı çok net anlatabilmek için. Bir gece yarısı arkadaşım aradı. Babası rahatsızlanmış hemen hastaneye kaldırmışlar. Hepimiz gittik. O akşam bir bayan doktor nöbetçiymiş. Doktoru çağırdılar. Doktor hanım geldi. (Gece olduğu için başına türbanını takmakta sakınca görmemiş olmalı) Nesi var dedi arkadaşım bilmediğini söyledi. “ bilseydim buraya getirmezdim doktor hanım” dedi. Doktor hanım hastaya şöyle bir bak “ Bu erkek hasta. Ben erkek hastalara bakmıyorum. Diğer doktoru çağırın” dedi yanında ki görevli hemşireye. Diğer doktora ulaşamamış hemşire hanım. Ama getirdiğimiz hasta nefes almakta zorlanıyor. Ama doktor hanım hala müdahale etmiyor. Hepimiz öfkeden kudurmuş gibiydik Arkadaşım babasına baktı müdahale edilmezse ölecek. Doktor hanımın girdiği odanın kapsına bir tekme atıp içeri girdi. Ve bağırmaya başladı. “ Madem sen hastalarını erkek ve kadın diye ayıracaktın ne işin var burada” dedi ve doktor hanımı sürükleyerek babasının yanına getirdi. Hemen müdahale etti ama çok geçti artık Çünkü arkadaşımın babası öldü kurtaramadılar. Sonra ne mi oldu. Doktor hanımı mahkemeye verdi ve kazandı davayı. Doktor hanım buradan gitti ama doktorluk yapması yasaklanarak.
Şimdi söyleyin bana doğru olan hangisi? Neyi savunuyorsunuz ya da hangi yoldasınız? Görüyorum ki hala Türbanı kadınlar değil erkekler tartışıyor. Görüyorum ki kadının kapanması ya da açılması konusunda kararları erkeklere veriyor.
Siz kadınları ne sanıyorsunuz anlamadım. Hepsi beyinsiz, namusunu örf ve adetini korumaktan aciz, kendini bir erkeğin yanında değil arkasında durması gerektiğini bilmesi gereken insanlar mı görüyorsunuz?
Bırakın artık kadını kadına, bırakın artık türban tartışmalarını biz kadınlara, işiniz yok mu sizin. Neden hep kadınların tenleri, örtüleri, saçları, üstünden pirim elde etmeye çalışıyorsunuz anlamadım.
Aslında ülkemde Türban sorunu yokken türban sorununu ortaya atan siz erkeklersiniz? Kadının tenini gördüğü anda nefsi uyanan erkek türleri bizim erkeklerimiz, bizim insanımız olmaz.
Sorun bizim sorunumuz yani biz kadınların sorunu. Siz erkeklerin değil Erol bey,
Ama şunu söylemek istiyorum. Siz erkekler türbana ve çarşafa girip, sokaklarda gezseniz, okullarda okusanız, kurumlarda görev yapsanız inanın hiç bir sorun kalmayacaktır ortada. Çünkü sorunu siz erkekler yaratıyor, yarattığınız sorunu da çözemediğiniz için yine biz kadınlar üstünden pirim yapma çabası içine giriyorsunuz.
Saygılar
onurumsun tarafından 5/23/2009 12:12:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
Biraz daha güncel konuları medyadan takip edin sayın Tezal.
Savcılar durup duruken ÇYDD şubelerini arayıp gözaltılar yapmadılar herhalde.
Şaşırmadan önce, bütün gazetelerde yayınlanan iddianameleri, eklerini okuyun, okuyun, okuyun.
İddia evet bunlar, ve bu iddiaların gerçekliğini araştırıyor savcılar.Savcıların kararlarına uyan mahkemeler de bu yönde karar vermişlerdi zaten.
Açın fanusu araştırın.
Savcıyı,mahkemeyi, ergenekon iddianamesini niçin suçluyor acaba bu zevat düşündünüz mü hiç?Tavsiye ederim, düşünün...
Hatta ben yardımcı olayım size.
İnternetiniz var bakın bir,benzerlerini duyduğunuzda şaşırmamak için?
http://www.stargazete.com/guncel/cyddde-amiral-imzali-sok-mektup-haber-182690.htm
erolbasci tarafından 5/23/2009 11:36:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
'' Buna karşılık, ergenekon iddianamesindeki bazı dialoglara göre, askeri öğrencilerin yoğun olduğu bölgelere yakın evlere kızlar yerleştirip, arkadaşlık kuracakları askeri öğrencileri kontrol altında tutma çabalarını da görmezden gelmek gerekiyor.Denizci bir askerle benzer dialogları gazetelerde yayınlandı. ''
Pes doğrusu ! Böyle bir zihniyet, bu ülkede mi yaşıyor ? Yazıklar olsun ülkeme !
"Yoksul ve oklutulmak istenmeyen kızlarımızın en büyük koruyucusu"
şeklideki ifade Türkan Saylanın üstüne ne yazık ki oturmuyor.
Bazı kızların eğitim hakları ellerinden alınırken, okullarından örtülerinden sürüklenerek atılırken Türkan Saylan onların koruyucusu değildi maalesef.
Sadece okuma hakları ellerinden alınan bu kızların koruyuculuğunu yapmıyor olmakla yetinmedi Saylan üstelik.Onları sürükleyerek eğitim aldıkları kurumlardan atan ellerden oldu, bir ucundan da o ve benzerleri sürükledi dışarılara.
BU kızların eğitim almamaları için bütün varlığı ve imkanları ile çalıştı.Adeta bazı okutulmayan, eğitim hakları ellerinden alınan kızların geleceklerinin karartılmasının sembolü, idolü oldu.
Nice çaresiz kız okullarından, geleceklerinden oldular.
Niceleri Saylan ve şürekası yüzünden kendi ülkelerinde okuyamadıkları okulları, ailelerinin imkanlarını tüketerek, Saylan gibilerin çağdaş diye öykündükleri Batı ülkeleri okullarında gurbette tamamlamak zorunda kaldılar.Niceleri de imkansızlıkları içinde kalakaldılar öylece.
Ne hazindir değil mi?
Ve şimdi bu eğitim haklarını ellerinden aldıkları, alınmasına önayak oldukları, hayatlarını kararttıkları kız öğrenciler yüzünden "Azize" muamelesi görmesini bekliyor bazı çevreler...
Ne güzel yaptın Türkan Hanım bu dinci kızları okutmamakla, onların eğitim hayatlarını karartmakla diye payelendirmeye çalışıyorlar.Bundan gizli / açık haz duydukları da belli üstelik..
Buna karşılık, ergenekon iddianamesindeki bazı dialoglara göre, askeri öğrencilerin yoğun olduğu bölgelere yakın evlere kızlar yerleştirip, arkadaşlık kuracakları askeri öğrencileri kontrol altında tutma çabalarını da görmezden gelmek gerekiyor.Denizci bir askerle benzer dialogları gazetelerde yayınlandı.
Burs verilenler listesinin savcılık tarafından alınmasına feveran edildi.Diğer yandan burs verdikleri öğrenciler arasındaki PKK eğilimli öğrencilerin varlığı dolayısıyla mıydı bu feveran henüz net değil.Ancak iddialar o yönde.
Hepsinden önemlisi, ülkenin en büyük zulüm davasını sorgulayan ülkenin savcılarını, yargıçlarını, mahkemelerini
foyalarını ortaya çıkarmaları ihtimali nedeniyle mi suçlamaya çabalıyorlar acaba yandaşlarıyla birlikte?
BU ne ilkel bir düşüncedir çağdaşlık kisvesi altında.Kendini hukuk dışı hukuk üstü gören bu kibir bu cüret hangi güç kaynaklı?
İnsanları ayrıma tabi tutan. Kişinin kendisinin, hatta onun da yetmediği durumlarda ailesinin bireysel özelliklerini, dindar olup olmadıklarını, başları örtülü olup olmadıklarını inceleyen, irdeleyen ona göre "kendi düşünce dünyalarına devşirebileceklerini" kayırıp, diğerlerini dışlayan bir iyilik melekliği bahsedilen!!
Üstelik bu ayırımcı hallleriyle, devlet katında, dışarı ittikleri, eğitim hayatlarını kararttıkları bütün diğer insanları incitecek bir ilgi beklemeleri normal mi?
Bilim alanındaki çalışmalar ayrı, ancak ideolojik yıkım çabaları için ayrı değerlendirmek lazım Saylanı.
Ülkenin tek bilim insanı değildi.
Arkasından koşan onca insan da bu bilim kadını yönünün peşinde asla değillerdi.
Nice bilim insanlarımız ebedi dünyaya göçerken bunların hiç biri ortalarda yoktu çünkü.
Saylanın arkasında biriken güç, ideoloji dünyalarına sempatiyle bakanların gücüydü aşikarane.
O ideoloji dünyalarında ise kendileri gibi düşünmeyen insanlara, yoksul da olsalar, ihtiyaç sahibi de olsalar, okumaları engellense de asla yer yoktu..
Yok gördüklerini cenazelerine beklemek ise gerçekten komik kaçıyor biraz.
Başbakanın, cumhurbaşkanının eşleri, kız çocukları hakkında iğrenç cümleler kurabilen bir anlayışın müstesna örnekleriydi çevresindeki benzerleriyle birlikte.
Allah kendisine amelleriyle muamele etsin.
Diyebileceğimiz bu...
erolbasci tarafından 5/23/2009 8:38:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
'' Türkan Saylan ve Onun gibi düşünüp de yaşayanlar, tecavüzcü ve tacizci ÜZMEZ gibi insanlarla, din sömürüsü yapan Müslim Gündüz’lerle, hırsızlığı ve talancılığı hoş görüp “ bizim hırsızımız iyidir “ diyenlerle, kadınlarına ikinci sınıf muamelesi yapanlarla, hukuku kendi amaçları doğrultusunda kullananlarla, halkı aç iken kendi kasasını doldurup yan gelip yatanlarla v.s bir arada olmak ister mi dersiniz? Eğer Cennette bu tür insanlar var ise bizler Cehennemin kapısında zebanı olmayı yeğleriz. ''
Başka söze ne gerek ! Anlayanlar anladılar bizi !
Fikret TEZAL tarafından 5/23/2009 9:44:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
TÜRKİYE,TÜRKAN SAYLAN'IN EMEĞİNİ ÖDEYEBİLECEK Mİ?
Yazınızda,düşüncelerimi ve duygularımı buldum.Kutlarım sizi..Böyle yazıları okudukça,yüreğime su serpiliyor,diyorum ki"Düzelecek bu dünya,düzelecek Türkiye'm"...Umudum artıyor sizleri okudukça...
19 Mayıs günü yazdığım dizelerle süslemek istiyorum yazınızı..
ATATÜRK KIZI:"TÜRKAN SAYLAN"
Sen,bizim için çok şeyler yaptın,
Kar kış demeden
Köy köy dolaştın.
Okutmak için yoksul çocukları,
Zamanla yarıştın.
Gün oldu,
Hastalara şifa oldun.
Gün oldu,
Işık oldun,gönüllere doldun.
Türkiye,senin emeğini ödeyebilecek mi
Atatürk kızı?
İçimde derin bir sızı,
Kanser olmasaydın eğer,
Belki de ödülün olacaktı hapishane odası.
SAVAŞ YAVUZ
19 M AYIS 2009 / 21.00
egece tarafından 5/23/2009 1:04:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
egece tarafından 5/23/2009 1:06:57 AM zamanında düzenlenmiştir.
RAHAT UYU NUR İÇİNDE YAT TÜRKAN HOCA
Türkan Hoca o karanlığın yobazlığın takkunyacı sahte iki yüzlü beyni sulanmış akımın
adeta korkulu rüyası idi, çünkü bilim adamıydı, Atatürk Türkiyesinin aydınlık yüzü idi
Milyonlarca Kardelenlerin Anası Bacısı idi, Misakı Milliden yana, Laik Cumhuriyetin , Çağdaş hukuğun,
çağdaş eğitimin, takipçisi , bel kemiği idi
Nur içinde yat onurlu yürekli insan
Güneş bir gün Karanlığı boğacak,
Karanlığı Güneş bir gün mutlaka boğacak saygın yürek inan
Seninle gurur duyuyor bu Kutsal Vatan
YILDIZLAR YÜREĞİNDE OLSUN GÜZEL İNSAN
Rahmetle Anıyor, Zattıalilerin önünde saygı ile eğiliyorum,
ellerinizden özlemle öpüyorum değerli eşsiz yürek
Yüreklerimizde yaşayacaksın,
Yine Karanlığın üstüne Güneş olup akacaksın
Saygı ve özlemlerimle
Duyarlı nahif yüreğinizi Kutluyorum Atatürkün yürekli cesur kızı iyiki varsın Türkan Dinçer onurumuzsun gururumuzsun medar-ı iftiharımızın
Atatürk Türkiyesinin çağdaş, aydın , onurlu yüzüsün
İlkelereinden taviz vermeden alın açık başın dik yürüyorsun
Yanınızdayız güzel insan, yanınızdayız onurlu yürek, yanınızdayız arif bilge saygın yürek
Hepimiz Atatürkün çocuklarıyız cesuruz korkmayız
Her Şey Vatan için Ahte vefa için, Laik Cumhuriyet Atatürk ilke ve Devrimleri için yolumuz Kemalizim yoludur
Vatan Ata Bayrak namusumuz şerefimizdir kim ne düşünürse düşünsün
Bizi başımızı kuma gömenlerden değiliz
Vatan Millet Atatürk için çarpıyor yüreğimiz
Saygı ile efendim
* * * * * * * * * *
___________________Ali Cemal AĞIRMAN___________