YANLIZLIK
Yaşlı kadın, misafirlerine süt ikram ederken:
— Sizler de gelmeseniz kapımı çalan olmayacak, diyordu. Beni ne kadar sevindirdiğinizi bir bilseniz...
Kadıncağız, kendisi gibi yaşlanmış ve yıkılmaya yüz tutmuş tek katlı ahşap bir evde oturuyor, eşinin vefatından sonra kendisine bağlanan aylıkla geçinmeye çalışıyordu. Allah bereket versin, zaten pek masrafı olmadığı için o para kendisine yetiyordu. Fakat ihtiyarlıktan da zor gelen ve belini büken “yalnızlık” yok muydu?
Yan taraftaki bakkalın çırağı, her gün pencereyi tıklatıp istediği şeyleri getirmesine rağmen, dükkân sahibinden korktuğu için onunla konuşmaya cesaret edemezdi. Kadıncağız böyle zamanlarda unutulmuşluğunu daha fazla hisseder ve kendisine sık sık uğrayan vefâlı misafirlerini beklemeye koyulurdu.
İşte o misafirler yine gelmiş ve ikram edilen sütü içmeye başlamışlardı. Yaşlı kadın, onlara her zamanki yerinde duran sararmış resmi gösterirken:
— Rahmetli eşim, oldukça uzun boyluydu, dedi. Onun yanındaki ise oğlumdur. Bu resmi çektirdiğimizde üç yaşındaydı. Doktor olup yurt dışına yerleşecek ve bir daha bizi aramayacak deselerdi, kim inanırdı?
Misafirler, her gelişlerinde aynı şeyleri dinledikleri için yaşlı kadının sözüne pek kulak asmıyorlardı. Kadın, devam ederek:
— Benim yanımdaki kıvırcık saçlı ise, kızımdır dedi. O da zengin bir iş adamıyla evlendikten sonra, nedense anacığına vakit ayıramaz oldu.
Kadının nemli gözleri duvardaki resme takılı kalmış, misafirler ise sütlerini bitirip ayağa kalkmışlardı. Hep birlikte döşemedeki kırık tahtaların arasından geçerek gözden kayboldular.
Yavru kedicikler, ertesi gün yine misafirliğe gelecek ve ihtiyar kadının verdiği ziyafete katılacaklardı.
Yukarıdaki hikaye,Cüneyd Süavi - Hayatın İçinden Hikayeler kitabından alıntıdır.
Şöyle düşündüğümüzde her şeyin anlamı olmasına rağmen bizler hiç birşeye anlam yükleyemeyiz.Anne-Babamızın üzerimizde emeği vardır,hakkı vardır haktan ötürü.Ama biz bunu bilir de bilmeziz.Benim hep düşündüğüm şey hani hep iyilik eden iyilik bulur lafı vardır ya.Rahman bu tür durumlarda kimi sınamaktadır.Böyle bir duruma düşmeyi hakettiği için mi yaşıyordur aile.Yoksa bunları yaşatan evladın sınavı bu mudur?Evladın sınavıysa şayet anne-baba için ağır bir yük değil midir? Herkes hakettiğini yaşarken,bazen haketmediğimizi düşündüğümüz ancak yaşadığımız şeyler bence sadece bizim sınavımızdır.Dünya denilen bu alemde sıkıntı çekilebilir belki ama önemli olan ebediyettir.Rahmetinden sual edilmeyen gökteki kuşu dahi eşiyle var etmiştir ya hani.Yanlızlık kendinden başka kimseye mahsus değildir.Önemli olan bilinçli nesiller yetiştirmek bence.Farkındalık çok önemlidir.Tam anlamıyla herşeyin bilincinde olamayız belki ama değerlerimize sahip çıkabiliriz en azından.Ve en önemlisi de bu değilmidir ki??
YORUMLAR
hikaye çok güzel...
yazınız ise epeyce bir düşünmeye sevk ediyor insanı.çook çokk!derin konulara girmişsiniz.Allah kolaylık versin.biz kendimize düşeni yapalım diyorum,gerisi Allah Kerim...
EVLAT OLALIM ANAMIZIN BABAMIZIN KIYMETİNİ BİLELİM,KUL OLALIM ALLAH'A TEVEKKÜL EDELİM...
güzel mesajlar içeren değerli yazınız için kendi adıma teşekkürler...