- 574 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
tebrikler kardeş. güzel bir öykü olmuş. hemen okul kütüphanesine koymak çıktısını alacağım.
yorum yapan dostların yazdıklarına aynen katılıyorum. Onur Bilge nin yorumunu dikkate almanızı ben de isterim. mesleğim gereği çocukların okuma alışkanlığı kazanması gerektiğini iddia ederiz. oysa bir çok çocuk aynı kitapları defalarca okumak zorunda kaldığı için bıkkınlık geliştirmekte ve okumaktan soğumaktadır. kitap yok değil ama çocukların çağına uygun kitap sayısına bakıldığında neredeyse tamamını bir kaç yıl içinde okuyup bitiriyor. ya seviyesinin üzerinde bir kitap vereceksiniz. ki o zamanda sıkıcı bulup okumuyor. ya da okuduğu litapları tekrar vereceksiniz. o da bıktırıyor. şiir de öyle. çocuklara yönelik neredeyse şiir kitabı yok gibi. fazıl hüsnü dağlarca çocukları düşünüp yazmış. iyi de etmiş.
yukarıda yazdığınız öykünün konusu çok güzel. ayrıca doğal çevrenin korunmasına da farkettirilmeden değinilmiş.
duyarlı nesiller duyarlı kalemlerle yetişir. üstelik Allah size böyle nadide bir cevher vermiş, değerlendirirseniz umarım O'nun da rızasına nail olursunuz.
yazmaya devam edin kardeş. yazmaya devam....
selamlar saygılar.
hürmetler.
Kendini olduğu gibi kabul etmesi gerektiğini , başına daha kötü felaketler gelmeden anlayabildiği için, Allah’a ömrü boyunca şükretmiş.
Aynur hanım,yazını dikkatlice okudum.Fabıl içerikli yazıda anlatılmak istenenler de harikaydı. Özeti çıkarmaya çalışayım derken son cümlede anafikri gözüme çarptı.
"Kişi kendisini olduğu gibi kabul etmeli aksi takdirde olmadık şeyler başına gelebilir"
Yine harika bir yazıydı.Ufak tefek hatalar olsa da ne olur ki.Hangimiz(başta ben) hata yapmıyoruz ki...
Saygılar sunuyorum kalem arkadaşım.saygılar..
Merhaba,
Öykünüz anafikri itibarıyla anlatmak istediği, vermek istediği mesajı net olarak gözler önüne sermiş.Akıcı anlatımıyla da sıkmadan, yormadan zevkle okunur kılmış tebrik ederim.
Değinmek istediğim iki husus var sanırım gözden kaçtı.
"Kurbağa taşın üzerine zıplamış.Balık denizden çıkamadığı için taşın dibinde kalmış"
Burada "balık denizden çıkamadığı için.."bir genelleme yapılmış ancak sazandan bahsedildiği için "balık gölden çıkamadığı için..." dense daha mı uygun olurdu diye düşündüm.
Bir diğer gözüme çarpan; öykünün genelinde-mış-miş-geçmiş zaman ekleri kullanılırken ve yazarın ağzından anlatılırken öykü, giriş ve sonuç bölümlerinde bazı cümleler
"Olanları onun kendi ağzından duymak en akıllıca iş gibi görünüyordu." -görünüyormuş-
"Tanımadığı balık türleri köpekbalıkları, ahtapotlar, deniz anaları, mürekkep balıkları, dev yengeçler o kadar ürkütücüydüler ki, hiç kendi sularındaki sevimli sazanlara, alabalıklara benzemiyorlardı. Denizin derinleri çok karanlıktı.Korkunçtu.Oysa o öyle miydi? Güneş sığ sularının dibindeki kumları ve çamurları bile pırıl pırıl parlatırdı onun."
Ve bu bölümde sanki yazar o anki duruma şahitlik etmişcesine bir dil kullanmış.Anlatıcılıktan çıkmış,gözlemlemiş gibi.
Umarım anlatabilmişimdir gözüme takılanları.
Emeğinize sağlık.Başarılarınızın devamı dileklerimle.Saygılar.