- 859 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BOB DYLAN/ ARDAHAN ÖYKÜLERİ (27)
1985 yılında Amerikalı şarkıcılar Afrika’da açlıktan ölen insanlar için bir yardım kampanyası düzenlediler.
Bunların başını Michael Jackson çekiyordu. Kampanyanın ismi " Usa for aid" idi. Kampanyayı ateşleyen bir şarkı vardı:
’We are the world. We are the chıldren.’
" Biz dünyayız. Biz çocuğuz."
" There is a choice we are making
We are saving our own lives
It’s true, we ’ll make a better day
Just you and me..."
Şarkının sözleri akıp gidiyordu.
Tasarım sahibi sanatçılar sırayla koro içinden çıkıp solo yapıyorlardı.
Dianna Ross
Kenny Rogers
Paul Simon
Ray Charles...
Saydıklarımızın dışında en az otuz kırk tane sanatçı daha vardı. Onların hepsinin ortak yanı " Muttal" yani tasarım yaparak bir anlatım dili sahibi olmalarıydı.
Cyndy Lauper meselâ: Şarkıyı internette izlediğimde tarzını çocuk gibi eda işve seslenme üstüne inşa etmiş. Çok basit, çok zor gibi gözüken bu sanatta orijinal olmak insanı hayıflandırıyor!
Yıllarımızı veriyoruz sanata özgün bir yol bulamıyoruz! Hayıfım bu.
Neden ?
Amerikan sanatının ve sanatçılarının tarihe yazılacak en önemli hususu şudur: Yeni diye her şeye uzanıp değerlendirmiş ve sakınmadan bunu yapmışlardır. İnovasyon dediğimiz şey aslında tekrar ve kopyadan kaçınmaktır... Ve ayrıca toplum olarak " Yeni fikre" saygı duymalarıdır. İşte Amerika’nın sırrı: İnovasyon ve tasarım boyutlu özgünlük.
Ne saklıyacağım: Ben özgün olmanın yolunu Ardahanda buldum. Kopya kopya nereye kadar? Eller özgün eser veriyor. Biz! Ya biz! Ne yapıyoruz?
Şenlik, Zülali nur içinde yatsınlar cesaret verdiler! O zaman, o çağ da özgün ve özgüven içinde olmuşlar. Asr-i zamanlar da insan yeter ki gayretli olsun ....
Onlar en önemli şeyi salık vermişler eserlerinde. Herşey kişinin kendinde:
" Kendini bil!" Dünyayı haydi haydi bilirsin!.."
En büyük okul üniversite kişinin kendidir. Yunus’ta aynı şeyi söyler:
" Dış evren neyse iç evren de odur!.."
Şarkının: " We are the world. We are the children" isimli bestesinden yukarıda dize bulunmaktadır. Diğer sololardan sonra Bob Dylan yukarıda ki soloyu geçiyor... İnsanı çok etkileyen intizari sesi var...
Ve bu yazıyı yazarken dinliyorum...
Hem dinleyip hem yazıyorum...
Bob Dylan’ın sesinde şu var: Birinin gelmesini beklemek...
Kartal burunlu köle çehre sıfatı gözümü bırakmıyor ki...
Kıvırcık saçı, birşeyin olmasını uman gözün sahibini derbeder kılmış öyle!..
Sızılı bu ses, sadâ beni ikna etmekte zihnimin karanlığına galeba çalamıyor!..
Nedir ?
N’oluyor ?
Bob Dylan: Kendi hatıralarında şunu yazmış. Türk kökenli olduğunu, İstanbul’dan KAĞIZMAN’ a gitmişler oradan Trabzon üstünden Odessa’ya. Odessa’dan Minesota’ya gitmiş ailesi 1941 yılı doğumlu sanatçı. Deha seviyesinde bir protest şarkıcı. Ünlü şarkıları:
" Bir tane kahve daha..." , " Tık tık çalıyorum cennetin kapısını..."
Üç dört tarz da eser verebilen Dylan’ın esas adı Robert Allen Zimmerman.
Kağızman yaşayanı başka bir ozan da: "Kağızmanlı Hıfzı" dır.
Hıfzı’nın hayatı aşk çemberinde dönüp durmuş.
İki aşk... gönül kaymaları arasında geçmiş yirmi beş yıllık ömrü!..
Sona ’ya aşk çektikten sonra evlenmiş. Çirkin baldızı Ayşe’ye tutulan Hıfzı 1918 yılında savaş esnasında ölür genç yaşında ve genç sanatının başında....
" Çünkü var aşkın emrazı
Aşıkların inkirazı
Takdirde razıyım razı
Ben bilirim Mevla bilir."
Holisizm: Bütünsel düşünme. Her şeyi birbiriyle ilgili ve bir bütünün parçaları olarak gören düşünme biçimi. Kağızman bütününde Bob Dylan ve Kağızmanlı Hıfzı ne denli uzak kalsalarda onları bağlayan bütün: Kağızman mekânı, zamanıdır.
Bu her iki sanatçının HOLİSiZM’idir.
" Cihan - ara cihan içredir arayı bilmezler
O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler!"
Holistik düşünceye göre herşeyin temelde birbiriyle bağlı olduğu varsayımı geçerlidir. Kağızman bütününde gelmiş geçmiş herşeyin birbiri ile bağlılığı vardır anlamı ortaya çıkıyor.
Bob Dylan:
" O en güzel şarkıları söylemezken ben şimdi kendime
Hangi aşkı dilenebilirim hangi mutlunun dudaklarından."
Hıfzı:
" SEFİL BAYKUŞ NE GEZERSİN BU YERDE
YOK MUDUR VATANIN İLLERİN HANİ
KÜSMÜŞ MÜSÜN SELAMIMI ALMAZSIN
ŞEYDA BÜLBÜL GİBİ DİLLERİN HANİ "
Taaa; İbn -i Haldun’dan beridir bilinir Antropoloji, insanoğlu mekânın ve zamanın eseridir. Hayat içinde bunların örneklerini çok görmüşsünüzdür.
İnsan bir gece bir yerde kalsa bile oraya birşey bırakır birşey alır.
Malakanların nice huy ve davranış kodları Ardahan’da halâ devam eder. Kaşar yapmak gravyer yapmak gibi...
Ardahan havzasında Kuzey Anadolu sahasından kimler gelmiş kimler geçmiş bıraktıklarıyla götürdükleriyle o holistik anlayış devam eder.
Bob Dylan’da gözlerinde benim görüp anlamlandıramadığım bu olmasın? Holistik davranış!
Arthur Koestler dünyanın önde gelen tarihçi ve filozofuydu Londra’da intihar ettiğinde. Bıraktığı mektupta şunları yazmıştı: 2000 yıl önce çıktığımız Kudüs’ten ayrılma acısını dindiremedim ve yenemedim! Koestler’ de Antropoloji içerisinde bu holisizmi biliyordu tabii ki!
Bob Dylan’ın boş, bomboş bakışlarında Joan Baez sanki aynı şeyleri görmüştü. Siz ne dersiniz bilemiyorum?
" Bob! New York’a geldiğinde gözleri Tanrının ki kadar yaşlı ve kendisi bir kış yaprağı kadar çocuksuydu."
Bir gün: Göçlerin, gezmelerin, Antropoloji içerisinde mutsuzluk kaynağı birşey olduğu üzerinde çok bilgi edineceğimizi sanmak güç olmasa gerektir. Bob Dylan örneği değil sadece, nice gözlerde bunu okuyabilirsiniz. Çağdaş bilgi biçimleri: Antropoloji, Holistik Düşünce vb. ile bu olanaklı kılınmaktadır!
Aynı çembere girmiş bir şair: Cemal Süreya:
" NASIL OLSA BİRGÜN
DÖNERİZ BU YOLLARDAN GERİ
SENİN BİR ELİNDE BİR MENDİL
ÖBÜRÜNDE KUŞ SESLERİ "
Bob Dylan:
" KAÇ YIL OLDU GİDİLDİ GELİNDİ
KUMARLAR KAZANILDI KAYBEDİLDİ
YOLLAR NE KADAR ADIMLANDI
DİĞERLERİNİ HİÇ GÖREMEDİM!.."
Uyur idik uyardılar
Diriye saydılar bizi
Çok keramet var insan da
O cihan da bu cihan da
İnsana saydılar bizi!..
yalçıner yılmaz
20/ 05/ 2009
gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.