- 743 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAR_DİNİM_İNSANLIK
MAR_DİNİM_İNSANLIK
Toprak kana doymuyor yine;
Kırılgan bir bahara yine hüzün ve gözyaşıyla giriyoruz.
Evet, inanılır gibi değil; ister töre deyin ister cehalet…
Ama insanın insandan kaçtığı, kelimelerin yetersiz kaldığı bir vahşet yaşandı Mardin de.
Kırk yedi canın kanı toprağı suladı yine ağıtlar içinde.
Yıllardır acının gözyaşının anavatanı olan doğu ve güneydoğu, insanın
Kanını donduran ölümlere yine sahne oldu.
Suç insan, suçlu yine insan!
Ellerine silah verilen insanların döktüğü kana
Yine bu silahları verenler ortak oldu.
Hiçbir açıklama ve gerekçe bu insanların ölümüne
Ve dayanılmaz acılarına perde olamaz.
Her şey ortadadır artık.
Kandan beslenen hayvanlar bile; doyabilecekleri kadar kan dökerler.
Emin olun bir haftaya kalmaz birçok olay gibi buda unutulacak.
Ve asıl unuttuğumuz insanlığımızdan, duygularımızdan
Ne kadar uzaklaştığımızı hatırlayamamak acı olacak.
Millet olmayı unuttuk biz, toprak kaybetmekten bile daha vahim bir durumdur bu.
Şimdi kimse çıkıp ahkâm kesmesin, nutuk atmasın
Yalana yılana sarıldı artık; gerçekler.
Daha kaç çocuk, kadın, erkek toprak olmalı;
Tanıdık ağıtlar mı yoksa gözyaşı mı?
İnsanlık bir kez daha uzak dursun kendinden;
Kimse sormayacak mı kendine neler oluyor bize?
Acıyı ve gözyaşını içimize atmak yerine, artık birlikte olmanın yanlışların üzerine,
Beraber Türk ve Kürt; kardeşçe yürümenin zamanı gelmedi mi?
Ülkemizde yaşanan her olaya seyirci mi olacağız?
Birlikte ağlamak tek başına ağlamaktan daha onurludur.
İçimizdeki umutlara ne oldu böyle?
Yaşadığımız bu olay kendi vurdumduymazlığımızın ve kopmuşluğumuzun seyridir.
Sakın yanılmayın, seyrettiğimiz yine kendimiziz.
Ekran başında ya da gazete sayfalarında ölen insanları, masum çocukları izlerken;
Hangimizin içi parçalanmadı ki.
Artık, insanlık ölüyor.
Geriye kalan ideolojilerin, dillerin, dinlerin ve renklerin ne önemi var ki.
Hep bedel vererek mi akıllanacağız?
Masum bir çocuğun öldürülüşünü ya da hamile bir kadına kurşun sıkmanın;
Cezası ne kadar rahatlatır ki ölen duyguları.
Korku ekiyoruz, duyarsızlaşarak doğan çocuklarımızın dünyalarına.
Kendimizle ve vicdanımızla baş başa kalmanın o dayanılmaz ağrısını işte o an hissederiz.
Daha fazla yazılacak gibi değil artık;
Önce kendimizi önyargılarımızdan, ideolojilerimizden arındırarak;
Daha yaşanılası yarınlara; kardeşçe birbirimize sarılarak, yaraları sararak yol alabilmeliyiz artık.
Yoksa ne yazmanın ne de daha çok okumanın bir anlamı kalmayacak.
Yüreğimin acısını içime damıtarak, kalemimle kelimelerimin arasına
Gömüyorum daralan ve ağlayan yüreğimi…
Sadık TORAMAN
www.malabadigazetesi.com daki köşe yazım...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.