19 MAYIS RUHUNU TAŞIMAK
“ Bizim, kendisinde açıklık ve uygulama imkânı gördüğümüz siyasî ilke, millî siyasettir. Dünyanın bugünkü genel şartları, yüzyılların dimağlardave karakterlerde yerleştirdiği gerçekler karşısında hayalci olmakkadar büyük yanılgı olamaz. Tarihin ifadesi budur, ilmin, aklın, mantığın ifadesi böyledir.”
Gazi Musfafa Kemal Atatürk-NUTUK 1919)
19 mayıs derken hepimiz kendimize bir soru ile başlayalım.
Ve bu önemli günün mana ve ehemmiyetini anlamaya çalışalım.
19 Mayıs sıradan bir tarih değildir.
Mana itibariyle Milyonlarca Anadolu insanının yüreğinde özgürlüğün temsili olmuş,
büyük önder Atatürk’ün ilkelerini hatırlatan mukaddes bir gündür.
19 Mayıs gençliktir.
19 Mayıs Milletine güvenen bir liderin, medeniyet yolunda gösterdiği hedeftir.
Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu sebeple şu sözleri buyurmuştur:
"Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir.
Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yüceltecek ve devam ettirecek sizlersiniz"
Türkiye cumhuriyetinin temelleri atılırken, 19 Mayıs’ta gençliğe verdiği önem ile
Cumhuriyetimizi adeta pekiştirmiş ve yıkılmaz kale kılmıştır.
yıkılmaz kaleleri sarsma cesaretini gösterenler görmezlikten gelinse de
19 Mayıs ruhunu iliklerinde yaşayan bilinçli Türk gençliği dimdik ayaktadır.
Cumhuriyet sahipsiz değildir.
Cumhuriyetimize sahip çıkmak geçmişe saygı, geleceğe umutla bakmaktır.
Otuz küsur yıldır iki yüzlü Batı destekli "terör" ile uğraşan ülkemiz, bilinçli bir
cenderenin içine sokulmaya çalışılmıştır. Türk gençliği, geleceğe büyük lider Atatürk’ün
gösterdiği ilkelerle ulaşacak ve er geç hak ettiği yeri bulacaktır. Hak ettiği yer; birilerinin
dayattığı gibi Batı ya köle olmak değil, öze dönerek büyük Türkiye gerçeğini yakalamaktır.
Düşünce ve özgürlük adına hürriyet isteyenler, içinde yaşadığı toplumun değerlerine
hakaret etmekle kalmamış, ülkeyi açıkca bölmek istediklerini mecliste dillendirir hale gelmişlerdir.
O Meclis ki, büyük önder Atatürk’ün yokluklarla kurduğu yüce Türk milletinin Meclisidir.
Bu gün ne acıdır ki O yüce meclis çatısı altında olmayı dahi içine sindiremeyen Millet düşmanı terörden medetle ırkçılık yapan vekiller barınmaktadır.
İşledikleri suç sayısı binler olmasına rağmen
Hala ayrıcalık istemekte taviz üstüne taviz istemektedirler. Bakalım isteklerine:
Eğitimde fırsat eşitliği: Gönderilen her öğretmeni öldüren, sonrada eğitimsiz kaldık desin...
Dilimizi konuşamıyoruz diyorlar açılan “Kürtçe kurslara” tek öğrenci kaydolmuyor..
Siyasi platformda etnik ve ırkçılığa yönelik bölücülüğü şiyar edinmiş temsilciler yolluyorlar.
Kırk bin şehit veren vatan evladımızın toprağa gidişinden sorumlu SAVUNDUKLARI eli kanlı örgüte hala terörist diyemiyor utanmadan kardeşlik barış ve demokrasiden söz ediyorlar?
Demokrasiden bahsedip terörden beslenmek, insan öldürüp hak talep etmek!
Bu ne yaman bir çelişki
Hak hukuk isteyen önce bu ülkenin bütünlüğüne ,Ülkenin insanlarına, toplumun kurallarına SAYGI’lı olacak, İNSAN gibi davranacaksın ki İnsan muamelesi görmelisin.. Önce İnsan Olmayı içine sindirmelisin ve ardından isteklerini söyleme hakkın olsun..
2009 yılına nice sorun ve acılarla girsek de yüce Atatürk’ün güvendiği Türk gençliği daima bilinçli ve
ülkesine karşın yapılan sinsi planlara karşı uyanıktır.
2009 tarihli bu günün Türk gençliği olarak, şanlı tarihine ve modern Türkiye Cumhuriyetinin
temellerini atmış o cefakar büyüklerine, başta büyük lider Mustafa kemal Atatürk olmak üzere
minnet ve şükran duygularımızı sunarız.
19 Mayıs her Türk’ün kalbinde mihnet duygularının yoğunlaştığı ve her geçen seneler de cumhuriyete
sahip çıkmanın manasını derinden anladığı tarihin adıdır.
Cumhuriyetimizin sahipsiz olmadığını;
Bu mana dolu tarih vesilesiyle bir kere daha dosta ve düşmana hatırlatıyoruz.
Ulu önder:Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk ta:“Milletimizin, güçlü, mutlu ve istikrarlı yaşayabilmesi için, devletin bütünüyle millî bir siyaset izlemesi, bu siyasetin iç teşkilâtımıza tam olarak uyması ve ona dayanması gerekir. Millî siyaset dediğim zaman kastetiğim anlam ve öz şudur : Millî sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanmakla varlığımızı koruyarak, millet ve memleketin gerçek saadet ve refahına çalışmak... Genellikle milleti uzun emeller peşinde de yorarak zarara sokmamak... Medenî dünyadan, medenî, insanî ve karşılıklı dostluk beklemektir.” buyurmaktadır.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
(19 Mayıs 2009 Huryildiz gazetesi köşe yazım
www.huryildiz.com/Detay.asp?yazar=1&yz=3223)
YORUMLAR
19 mayısta o sabah Türk milleti için doğumun başlangıcıydı. Bir başkaldırıştı, isyandı, Karadeniz’in dalgaları kadar azgın bir haykırıştı.
Ve Mustafa Kemal Samsun’a “ayakbastı”.Artık Anadolu’nun çocuğu doğdu. Koskoca bir milletin Kurtuluş Savaşı başladı. Anadolu baskıdan, işgalden, yönetimin zulmünden kurtulmak için savaşıyordu. Bunun içinde 19 Mayıs sabahı doğan çocuğa sonradan “Cumhuriyet” adını verecekti.
Mustafa Kemal 19 Mayıs sabahı Samsun’dan doğum ateşini yakmasaydı, belki buçocuk Anadolu’nun içinde yıllarca onu zehirleyip hiç doğmayarak Anadolu’nun uygarlıklar cennetinin ölümüne neden olacaktı. Belliydi…
Mustafa Kemal’in çakmak çakmak gözlerinden bunu bildiği belliydi.
Bugün yine bir 19 Mayıs sabahı.19 Mayıs 1919′da başlayan sancılarla doğan çocuk tam 90 yaşında. Hala 19 Mayıs sabahındaki gibi heyecanlı, büyümek için hırslı, yeni doğmuş kadar güçlü.Çünkü bu çocuğu doğuran Türk Milleti, yıllar boyu onu sahiplendi, onu yetiştirdi ve hala 90 yaşında bir çocuk
Samsun ve M.Kemal........
19 Mayıslar elbet sıradan değil.100 yılın dehasının isabetli kararlarına ev sahipliği yapmış bir harekatın başlama noktasıdır.
-Gün bu gündür ki.......M.Kemaller yeniden ve küllerinden doğmalıdır.Aksi takdirde yarın çok geç olacaktır.
-Baykara'nın bu nezih paylaşımı gerçekler adına gözümüzün içine içine yerleştirilmesi gereken hususları dile getirmektedir..
-Bin selam olsun M.Kemallere.......
-Yazan kaleme de.......