- 1977 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
TOKAT
SEVGİLİ OKURLARIM ( Kurban Bayramından bir anı)
Bu gün size Almanya’nın Karlı dağlarının içinden, soğuk ikliminden donan parmaklarımla, ama sımsıcacık yüreğimin sevgisiyle sizleri selamlayarak bu yazıya başlayacağım.
Bayram da yurdumuzun çok güzel illerinden biri olan Tokat’ın şipşirin bir ilçesinden Turhal’a; Yalıkavak Neşe Doğan ilköğretim Okulun da Öğretmenlik yapan, oğlumuz kadar çok sevdiğimiz Aykut Özmen’in ailesi tarafından davet edildik. Bu güzel ilimizi ve Turhal şeker fabrikasıyla adını duyuran Turhal’ı her zaman görmek istemiş, ama bir türlü nasip olmamıştı oraları gezip görememiştim. Bayram üstü trafiğinin çok olması dolayısıyla tereddüt ediyor, bu arada dostlarımızı görmenin sevinci de gitme isteğimizi kamçılıyordu.
Hem Turhal’ın Milli Mücadele Yıllarında Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde tüm varlığıyla savaşarak binlerce şehit vermiş olması da, bizler için önem taşıyordu. TALAURA (Turhal) kalesinde bulunan Sümerce yazılmış el kitabelerinde Turhal tarihinin M:Ö. 3000 yılarına dayanması da ilgimizi çekiyordu. Hele gitmeden evvel Tokat tarihine bir göz atmam bizi büyülemişti. Tokat’ın içinde ki tarihi de okuyunca, mesela Danişment Ahmet Gazinin yaptırdığı Garipler çeşmesi ile Çukur medrese ( 1143) Ebulkasım türbesi (1234) Taş köprü eni 7, boyu 151m’ beş kemerli göz ve üzerinde kitabesi olarak hala taş gibi durmakta. (1275) de yapılan gök medrese şimdi müze ve kütüphane olarak kullanılıyor. Ayrıcada adını saymadığım birçok tarihi yapı ile Osmanlı devrinde de yapılmış bir sürü cami, medrese, hamam, hemen hemen hepsi kullanılır durumda. Bütün bu tarih kanımızı kaynatınca ve dostlarla özlem buluşması olunca, gideceğimiz yer, davete icabet edilir diyerek daha fazla düşünmeden; maceralı bir yolculukla- Bodrum-Milas-İstanbul-Ankara hava yoluyla Ankara dan da Turhal a otobüsle geldik Dostlarımız tarafından sevgi ve güler yüzle karşılandık. Hasrete doyamayan insanların kavuşmaları sabahları bulur bilirsiniz. Sabah gene erkenden dillenir dostluklar. Sevgi yağar yüreğimize. İşte bizlerde böyle bir sevgi içinde dillendi dostluklarımız sabahtan geceye geceden sabahlara dek düştü sohbetler. Neler konuştuk bilemem ama sevgi konuştuk hasret konuştuk diyebilirim.
Uzun bayram tatilini cumartesiden- cumartesi gününe kadar planlanmıştı. Zaman, bizler için akıp geçiverdi tatlı dil güler yüz ve sevgi için de.
Bu günler içinde dostlarımızın dostlarıyla dost, akrabalarıyla akraba, komşularıyla komşu oluverdik. Ne gittiğimiz bayram evlerinde ne gezilerde kendimizi yalnız ve yabancı hissetmedik. Hissettirilmedik. Her kapının ardında kalabalık aileler ve hemen hazırlanan kurban sofraları. Kavurmalar, çaylar, tatlılar, evlerde yapılmış ekmekler, Turhal çörekleri (cevizli tereyağlı pide) sofralarında kuş sütü eksik… Fakirine et taşıdık torbalarla, zenginin de et yedik tepsilerle. Hepsinde ayrı tat ayrı lezzet vardı. Dolmasından köftesine kadar meşhur olan her şeyinden yedik. Bu arada meşhur Tokat Kebabını yediremedik diye çok üzüldüler. Onun da zamanı değilmiş zaten Niksar-Erba yaylaların da yetiştirilen kuzularla yapılırmış kelle soğan yöreye ait domates ve yöreye ait biber vs vs anlatmakla bitmez isterseniz tarifini alırım ama herhalde oradaki lezzeti vermez bize sanırım. Bu arada Tokat’ı gezdik. Tokat buram buram tarih kokuyordu. Her adım attığımız yer tarih. Yukarda bahsettiğim her yeri gezdik. İçimde daha çok daha çok yer görmek için arzular uyanıyor bu sayılı günlerde her yerlere yetişemiyorduk. Dostlarım bizimle beraber gezebileceğimiz yetişebileceğimiz her yeri gezdirdiler. Gezdiler. Tokat’ın meşhur anlatmakla bitirilemeyen Ballıca mağarasını gezemedik. 7 kat yerin altına inen birçok odalardan ve koridorlardan, meydana gelen her katı ayrı bir güzellikte olan ve içinde damla taş da bulunan bu mağara şimdi ışıklamış. 200 ile 500 milyon yıl olduğu söyleniyor Ama ben görmediğime üzülmedim. Bütün bunları görmek ve daha göremediğim yerlere gidebilmek için mutlaka Tokat’a gideceğim. Oranın da insanları öğle cana yakın ki anlatamam. Ben burada yaşayabilirim diyecek kadar çok sevdim Tokat’ı da Turhal’ı da
Aykut öğretmenin ailesi çok geniş Turhal da her çaldığımız kapı abla ağabey vs vs ben akrabadan hiç anlamam ve de akrabalık anlatmak bana zor gelir. Eşim o kadar akrabayı bir arada görünce baban buranın belediye başkanımı demiş. Aykut öğretmene.( Benim eşim alman 32 senelik bir evliliğimiz var.) Yani buranın ağası mı demek istemiş. Zaten Turhal’ın sınırlarını aşmışlar Amca, dayı, kuzen, yeğen. Velhasıl sekiz günde zaten bitiremedik geceleri de bize guruplar halinde gelindi ama daha çok görmediklerim vardı. Olsun göremediklerime de buradan selamlarımı söylüyorum ve Cem karacanın bir Turhal şarkısıyla da onlara selamlar derken sizlere de veda ediyorum.
Bir daha ki yazıda görüşmek üzere diyor siz beni okuyanları kalbime kilitliyorum. Hoş kalın, hoşça kalın, sıhhatle kalın.
GÜLAY SOMER BİRKL
[email protected]
YORUMLAR
memleketimiz sizin dilinizden birkez daha şen oldu...
bu günlerde tam bir doğa harikası tokatımız. her noktası yemyeşil. tabiat güzelliğe uyandı. güzel ilçemiz turhalı ziyaret etmisşniz sadece. bunu kabul etmiyoruz. yeniden davet ediyoruz. sizi tüm güzelliği ile tokatın heryerini gezdirme sözü veriyoruz. teşekkürler ilimiz ile ilgili gönül esntilerini aktarmanız çok çok güzeldi. sağlıcakla kaıln efendim.
Tokat tan Diyarbakır a cennet vatanımızın her köşesi ayrı güzelliklerle dolu...
Tokat ı insanaalrını,dostlukları çok etkili bir şekilde anlatmışsınız.
ASLOLAN KENTLER DEĞİL YÜREKLERDİR.....
sevgili ablacığım
bu değerli yazı için ve kentlerimizi tanıttığın için çok teşekkürler
İBRAHİM EROĞLU tarafından 5/19/2009 11:17:44 AM zamanında düzenlenmiştir.