Halil'in Sevgisi
Bir varmış, bir yokmuş zaman zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal iken, horoz imam iken, manda berber iken,ben deyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı, Gümüş uçtu gümüş uçmadı İbiş uçtu uçar mı, uçmaz mı demeye kalmadı; anam düştü eşikten, babam düştü beşikten… Biri kaptı maşayı, biri aldı meşeyi; dolandım durdum dört köşeyi.Gel gelelim şu mahallenin yumurcakları haşarı mı haşarı; bir fiske vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı! Az gittim uz gittim… Dere tepe düz gittim. Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek; soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gittim. Bir de dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim, gide gide bir arpa boyu yol gitmişim!.Koşmaya başladım büyük bir şevk ile,en sonunda ulaştım masal iline
Ağaçların yemyeşil,kuşların gökyüzünde şarkılar söylediği,derelerin,ırmakların bulunduğu güzel bir memleket varmış.O kadar güzelmiş ki bu memleket,insanlar hayranlıklarını gizleyemiyorlar ve bu memlekete Cennet köy diyorlarmış.Burada yaşayan insanlar o kadar çok mutluymuş ki,herkes birbirini çok seviyor,birbirine yardım ediyormuş,kimin bir sorunu olsa hemen herkes yardımına koşuyormuş.Bu memleketin çocukları çok şanslıymış,yeşilliklerin arasında,masmavi gökyüzünün altında doyasıya oyunlar oynayıp,derelerde balık tutuyorlarmış.Yani bu köyde herkes çok mutluymuş,hiç kimsenin bir derdi sıkıntısı yokmuş.Ama yalnız bir kişi hariç,köyde Halil adında ufak bir çocuk varmış bu çocuk hiç mutlu değilmiş,ne ağaçların yeşilliği,ne gökyüzü,nede şırıl şırıl akan dereler onu mutlu etmiyormuş.Evleri köyden biraz uzaktaymış,her gün evlerinin başında ki tepenin oradaki çam ağacının altında oturup düşünüyormuş,hiç kimseyle konuşmuyormuş,sabahtan akşama kadar oracıkta oturup köy meydanını izleyerek dertleniyormuş.Kimse Halil’in derdinden anlamıyormuş,Halil’e sorduklarında ise Halil hiç kimseyle konuşmuyormuş,en çokta annesi bu duruma üzülüyormuş.Halil yine bir gün çam ağcının altında otururken anne’si yanına gelip,oğlum demiş bak yarın bayram,gel sana güzel kıyafetler alalım Halil hiç bir cevap vermemiş,annesi oğlum niye konuşmuyorsun,bari benimle konuş diye ağlamaya başlamış,annesini bu halde gören Halil, annesinin boynuna sıkıca sarılıp oda ağlamaya başlamış,çam ağacının altında saatlerce ağlamışlar annesiyle Halil.Ama yinede Halil annesiyle elbise almaya gitmemiş çünkü; Halil bayramları sevmiyormuş.Halil annesi gittikten sonra yine üzülüp,dertlenmeye başlamış,yarının bayram olması onu daha da çok üzüyormuş çünkü; Halil bayramları babasız geçiriyormuş,Halil’in babası Halil doğmadan ölmüş,hiç görmediği babasını çok özlüyormuş,Halil babasını sadece resimlerden tanıyormuş ,meğerse Halil’in bütün üzüntüsü buymuş ama kimselere söyleyemiyormuş ,herkesler babalarının ellerinde tutup bayramda gezerken,Halil sadece onları izlemekle yetiniyormuş.Halil babasını görmeyi o kadar çok istiyormuş ki,hep bir gün dönecek ümidiyle gözünü köyün girişinde ki yoldan ayırtmıyormuş,babasını bir kerecik görmek için her şeyini vermeye hazırmış ama bunun imkansız bir şey olduğunun da farkındaymış.Koynundan babasının resmini çıkartıp öpmeye başlamış,öptükçe tekrar öpüp,koklayıp kalbinin tam üzerine bastırmış,gözlerinden yaş dökülmeye başlamış ve ağzından baba kelimesi çıkmış,diğer çocuklar için belki bir önemi yok bu kelimenin ama,Halil için büyük bir özlem,büyük bir hasretin yükünü taşıyormuş.Baba,baba,her baba dedikçe babasına olan özlemin acısı daha da çok yaralıyormuş Halil’i.Halil babasına ağlamaktan yorgun düşmüş sırtını çam ağacına vererek,babasını düşünüp uykuya dalmış.Uykusunda rüya görmeye başlamış Halil,öyle bir yerdeymiş ki burada ki ağaçlar insanı büyüleyecek kadar güzel,burda ki kuşlar cıvıl cıvıl,dereler,ırmaklar ise bir gökkuşağı gibi rengarenk akıyormuş,uçsuz bucaksız güzelliklerle doluymuş,burası gerçek cennetmiş.Halil şaşkınlık içerisinde yürümeye başlamış ve az ilerde ona doğru kollarını uzatmış birisi bekliyordu,Halil’in içi içine sığmıyor,az biraz daha gittiğinde büyük bir şaşkınlığın içinde sevinçten çıldıracak gibi olmuş.Halil’e kollarını uzatan adam görmeyi çok istediği babasıymış,Halil baba deyip başlamış koşmaya.Babasının kollarına atı vermiş kendi,babam diyerek kocaman bir sarılmış,öpmüş,koklamış,sevmiş babasını,babası da Halil’e oğlum demiş,Halil o kadar şaşırmış ki bu kelimeye hiç kimse ona bu kadar sıcak,bu kadar şefkatli oğlum dememişti daha önce,Halil’in mutluluğu gözlerinden okunuyordu,hayatı boyunca bu anı beklemiş ,rüyada olsa Halil babasına kavuşmuş sonunda.Baba demiş sarılmış boynuna,baba demiş öpmüş yanaklarından,baba seni çok özledim demiş Halil,babası da bende seni oğlum deyip Halil’i basmış göğsüne.Halil bu rüyanın bitmesini hiç istemiyormuşçasına babasına bakarak,baba bundan sonra hiç ayrılmayacağız demi diye sormuş.Babası Halil’e sen istersen ayrılmayız demiş.Halil sevinçten istemem baba istemem bundan sonra hiç ayrılmayalım,benimde ellerimde tutan bir babam olsun demiş.Babası tamam oğlum demiş ama şimdi git annene haber ver seni merak etmesin,tamam demiş Halil ve bir anda gözlerini açarak irkilmiş,yüzünde sonsuz bir tebessüm,içinde tarifi mümkün olmayan bir sevinçle ayağa kalkmış,eve doğru baba diye bağırarak koşmaya başlamış,annesi telaşla kapıya çıkmış,Halil tam evin bahçe kapısında baba diyerek olduğu yere yığılmış,annesi Halil diye bağırarak başına koşmuş,Halil cansız bir şekilde yerde yatıyormuş,annesi Halil oğlum,kalk oğlum diyerek başında yalvarıp,ağlıyormuş bütün köy Halil’in annesinin feryatları üzerine hemen toplanmışlar,bakmışlar ki Halil ölmüş,bütün köyü yas bağlamış herkes Halil için ağlıyormuş,ama bu sefer Halil’in yüzü gülüyormuş herkes başını gökyüzüne kaldırdığında Halil’in ne kadar mutlu olduğunu görmüşler.Halil babasının ellerinden tutup gökyüzünden gülümsüyormuş.Halil sonunda içinde ki o büyük aşka sonsuza denk kavuşmuştu,babası artık her zaman yanında olacaktı ama şimdide annesini özleyecekti.Gökyüzünden annesine el salladı ve bir damla gözyaşı düştü gözlerinden annesinin avuçlarına ve o gözyaşı bir kırmızı gül oluverdi .Annesi artık Halil’in daha mutlu olduğuna emindi ve Halil diye o gülü koklayıp,o gülü sevecekti ve öylede yaptı. Zamanı geldiğinde annesi de Halil’lerin yanına gitti,Halil şimdi daha mutluydu bir elinden babası diğer elinden ise annesi tutuyordu.Ve her akşam gerçek cennetten gelip,cennet köyünün üzerinde gezip şarkılar söylüyorlardı hep birlikte.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.