- 1076 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
TABURCU........................................................
TABURCU
Köyündeki ortaokulunun çalışkan öğrencilerindendi Gülbahar. İlkokulu bitirmesiyle birlikte ailesi onun artık okuyamayacağını ve evlenme zamanı geldiğini söylemişlerdi. Gülbahar kararlıydı, okuyacak ve ülkesine faydalı olacaktı. Bunu arkadaşlarına hep söylüyordu.
O yıl köyde ilk defa ortaokul açıldı, Ailesi de onu ortaokula kaydettirmek zorunda kaldı. Çünkü Gülbahar ısrarlıydı. İdari yoldan, İlkokul öğretmeni tarafından da ailesine de baskı yapılmıştı.
Ortaokula yeni başladığı günlerde, Yaz boyunca sürekli tarlada, bahçede çalışmıştı. Gülbahar hasta olmuştu. Karnı ağrıyordu, köydeki ilkel yardımlar onu iyileştiremedi.
O zamanlar kasabada hastane yoktu, köyle iletişim çağrılı telefonla, ulaşım ise sabah gidip öğlen geri gelen tek araçla yapılıyordu. Şehre mecbur kalmadıkça gidilmiyordu.
Gülbahar, ilk defa köyden çıkıp şehre gidiyordu. Babası tarafından şehirdeki Devlet hastanesine götürüldü, doktor yatırılmasına karar verince ilgili servise yatışı yapıldı. Babası ise; işine köyüne döndü
Sonraki günlerde, şehirde bulunan yakın akraba kanalıyla Gülbahar’ın durumu kontrol edildi. Birkaç gün sonra şehirdeki akraba Gülbahar’ın bir gün önce taburcu olduğunu köye telefonla iletti. Ama ortada bir sorun vardı, Gülbahar köyüne gelmemişti.
Şehirdeki yakınlar vasıtasıyla eş dost evlerine haberler gönderildi, hiç birinde yoktu, zaten Gülbahar onların evlerini bilmiyordu.
İki gün sonra, hastane çalışan aynı köyden kişiye ulaşıldı. Gülbahar’ın köylüsü, hastaneyi araştırırken, hastanenin ilgili servisinde sandalyede otururken buldu Gülbaharı ve köyüne gönderdi.
Köyde; Gülbahar’a neler olduğu sorulduğunda başına gelenler oldukça ilginçti. Gülbahar’a hastanede yatarken görevli hemşireler ona “taburcu” olduğunu söylemişler ama bunun ne demek olduğunu bilmediği için orda beklemiş, bu arada kendi yatağına yeni doğum yapmış ve bebeği ölmüş genç bir kadını yatırmışlardı. O da bu kadının ihtiyaçlarını karşılamış, gelen yemeklerden yemişti.
Hastanedekiler onu bu hastanın refakatçisi sanmışlar, hasta ise başka birinin refakatçisi bana da yardım ediyor diye sesini çıkarmamıştı, zaten yerinden kalkamadığı içinde böyle bir refakate ihtiyacı vardı.
Bu arada gelen telefonların birinde Gülbahar çağrılınca, konuşmaya hemşire odasına gittiğinde telefonla nasıl konuşulacağını ve nerden konuşacağını bilememişti.
Hastanedeki köylüsü tarafından alınıncaya kadar, hastanenin ilgili servisinin en sevilen insanı olmuştu.
Yıllar sonra; Gülbahar, Hemşire üstelik Yüksek hemşire olacak, hastanede özellikle çocuklar tarafından, iğneden korkmadan bana Gülbahar hemşire iğne yapsın dedirtecek kadar sevilecekti.
Çocukken kendilerine bakan Gülbahar hemşireyi sokakta gördüklerinde; koca koca adamlar ve kadınlar, abla ablaya diye ellerine sarılıp öpmekteler.
12/05/2009 HEMŞİRELER GÜNÜ