- 2188 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ÇINAR AĞACI
Kaç gündür doğru dürüst uyuyamamıştı zaten..İçini kemiriyordu kıskançlık duygusu..Daha 18 yaşına bastığı gün koşmuştu gece yarısı Ali’sine.Bir bir geçti gözünün önünden evliyim dediği iki yıl....Ailesi de kaçtı diye bakmamıştı gözünün yaşına..Barışmamışlar en güzel gününde yalnız bırakmışlardı biricik kızlarını..Düğününü kayınpederi yapmış çok da güzel gelin olmuştu perihan..Annesi gelinliği çok yakışmış perihan’ın dediklerinde yüreği cız etmiş ama inatçı kocasının yüzünden kızını gelinlikle görememişti..Hep analar katlanmaz mı zaten baskılı durumlarda..Hep evin reisi konuşur kadınlar yutkunmaz mı içden içe..Hep yüreğine taş basan yine kadınlar değil midir..?
Kaçtığından üç-dört ay sonra olmuştu düğünü..Düğünden bayağı zaman sonra anladı hamile olduğunu...Kaç yaşındaydı ki bilmiyordu hiç bir şey...Kalabalık bir ailenin en küçük oğluydu Ali..Herkes evlenmiş en son Ali kalmış o da perihan a nasip olmuştu..İlk önce utandığı için söyleyemedi kaynanasına..Ali desen dağda çalışıyordu..Ormanda ağaç kesme işlerini bakıyordu...Yıkım kararı verilen ormandaki ağaçların kesimlerini takip ediyordu...Herkes -’dağda bir kıza vurulmuş Ali ’diyorlardı...
Önceleri inanmak istemedi..Eve her zaman gelen insan birden bire gelmeyince aklına kuşku düştü..Acaba diye sorgulamaya başladı kendini..Sorsa neden gelmediğini Ali
-’işler sıkı onun için gelemiyorum’dedi..
Anlamaya çalıştı...Doğumuna az kalmıştı..Para biriktirmemiz gerekiyor diye hep katlandı...
Bir gün doğum sancısı girdi perihan’a ama Ali yoktu..Kaynanası köy ebesini getirdi..Zorla doğum yaptı Perihan..O gün anladı ki Ali’nin aklı karışık onun için gelmiyor eve...Nur topu gibi bir oğlu oldu...Adını ali ihsan koydu kaynanası..Bir bebeği varmış Ali ihsan isminde ölmüş..Onun adını verdi bebeğe..Ali ihsan bir haftalık oldu ama babası hala yoktu meydanda...Bir hafta daha geçti aradan..Perihan üzüntüden bebeğini bakamıyordu...Sütü de yoktu kızcağızın...Kaynanası Sultan hanım Keçi sütüyle büyütüyordu küçük torununu...Daha nüfüsa kaydı da yapılmamıştı..O gün Perihan markete kadar çıkmıştı...Marketçi
-’Ali niye gelmiyor doğru herhalde ağaçları biçen kızla ilişkisi ’deyince marketten hiç bir şey almadan geri döndü..Geldi eve oğlunu öptü öptü ağladı..Çocuğu vardı elinden gelen bir şey yoktu..Ailesi konuşmuyordu kaçtı diye..Perihan’ın ne gecesi vardı ne de gündüzü..Sanki yaşamak haramdı..O gün Ali geldi eve...Birde baktı oğlu olmuş..Adını bile koymuşlar...Çok sevdiği biricik Ali’sini karşısında görünce bitti bütün öfkesi Perihan’ın..Sevinmişti..Ali bir gece kaldı evde yine çalışmam lazım diye gitti dağa...Aradan iki ay kadar zaman geçti..
O gün Ali yine geldi eve..Perihan çok sevinmişti fakat Ali hemen geri dönmem lazım deyince Perihan
-’para pul istemiyorum..Aç kalmaya razıyım ne olur gitme’dedi..Ali ise başladı bağırmaya..
Perihan
-’doğrumu o kızla ilişkin’deyince Ali
-’doğru ne yapacaksın..Üstelik o da hamile ’deyince Perihan olduğu yere yığıldı..Ali çıktı gitti dağa..Perihan ise sabaha kadar ağladı...Erkenden uyanmıştı Perihan yine..Sonbahar esintisiyle sallanıyordu sabah sabah kavak yaprakları...Çocuğunu aldı kucağına önce kendi babasının evine gitti..Babasına
-’babacığım ben yaptım siz yapmayın ayrılacağım ama önce beni affedin’dedi..Babası ise
-’giderken çocukla gitmedin...Çocuğu bırak kendin gel..İstemem o adamın çocuğunu’deyince Perihan üzgün gözlerle bir oğluna bir de babasına baktı...Çocuğu kucağında tekrar evine geri döndü..Eve geldiğinde Kaynanası inekleri otlağa götürecek kayınbabası da evin önünde oturuyordu..Baktı ortalıkta kimse yok..Kayınbabasına
-’baba sen ali ihsan’ı bakadur ben anneme inekleri çıkarmasında yardım edeyim’dedi..
Yaşlı adam
-’tamam kızım ’’dedi..Peihan’a torununu içerideki yatağının yanıbaşına yatırtdı ..Perihan son kez oğlunu öptü hızlı adımlarla evden uzaklaştı..Kaynanasını yetişti..Hemen seslendi..
-’anne sen dön geri ben inekleri otlağa götürürüm ’dedi..sultan hanım
-’kızım bebeğinle ilgilensene niye geldin sabah sabah hasta olacaksın’dedi..Perihan
-’bana bir şey olmaz..hadi siz bakadurun Ali ihsan’ı ben şimdi gelirim’dedi..Yalnız kaynanasının elindeki ipi de istedi..
-’dönüşte iki dal meşe kırıp getireyim evdeki keçiye anne..Ali ihsan’a süt veriyor keçi ipi ver bana’’’dedi..
Sultan hanımdan ipi alır almaz inekleri hemen otlağa bıraktı döndü geriye..Tam evlerinin karşısında yaşlı bir çınar ağacı vardı..Tam dibine geldi..Bir ağaca baktı bir de gelin girdiği eve..Bir çocuğunu düşündü bir de Ali’sine...İki satır yazdı cebine koydu..Attı çınar ağacının dalına ipi..Çıktı ağacın başına kendisi..Önce boğazına geçirdi ipi ve hızlıca bıraktı kendisini aşağı..Öğlen oldu dönmedi Perihan eve..Ali’ nin abisi Eşref gördü karşıdan çınar ağacında sallanan bir şeyi..Bütün köylü koştu çınar ağacının başına..Bir santim kamıştı boynunun kopmasına..Başındaki boncuklu yazması sallanıyordu aşağıya doğru düşmemek için...Hemen jandarma savcı derken akşama doğru oldu..Dokunamadılarda yirmi yaşındaki güzel Perihan’a..Alamadılar aşağıya..Savcının emriyle indi kopmadan boynu..Önce cepleri arandı ..Cebindeki notta
-’Ali seni çok sevdim hemde tahmin edemiyeceğin kadar..Sevgimizin meyvesi bircik oğlumu iyi bak..Sana yeni sevgilinle mutluluklar dilerim’yazılıydı..
Uğrunda ailesinden vazgeçip severek kaçtığı Ali’si ölürken de yoktu yanında...
Değer miydi acaba sana değer vermeyen birisi için kendini kıymaya Perihan...
sıdıka emek