- 484 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
O Duygu
O duygu
Zaman canavarının dişlileri arasından sana bakarken beni görüyorum anne..Ne kadar da benziyoruz birbirimize..Anneler ve kızları..Öykünün adı bu ve biz seninle aynı öyküde aynı rolleri farklı zaman dilimlerinde,farklı sahnelerde,farklı rol arkadaşları ile fakat aynı suflörle oynuyoruz sadece..Sözlerimiz aynı,esprilerimiz aynı,kızmalarımız ,sevinmelerimiz korkularımız endişelerimiz vs. vs hep aynı..
Anne olmadan kim anladı ki annesini..Annelik duygusu ile ilk tanışma ilk yüzleşme her kadının ilk çocuğunu kucağına almasıyla başlıyor ve zincirleme tevafuklarla ömür boyu devam edip gidiyor..Eşimiz,çocuklarımız,evliliğin hayatımıza dahil ettiği bütün arkadaşlık,komşuluk ve akrabalık ilişkilerimizle annemize benzemek istemedikçe daha da çok benzeyerek hayatımızı sürdürüyoruz..
Ondan bir sürü şey öğrenip dururken,ona da mavi nazar boncuklu kundaklarımıza sarınıp bürünmüş bebek halimiz ve ağzımızda yalancı emziğimizle bir sürü şey öğretiyoruz..Hiç tanımadığı annelik duygusunu “evlat” olgusu ile tattırıyor yüce Mevla ona..Kimi zaman acı kimi zaman tatlı bir evlat lezzetiyle yaşama becerisi onun annelik kodlarında var zaten..Biliyor ve inanıyor ki emanetidir evladı bir “can” değerinde yaradanın kendisine bahşettiği..Sonra da bir ömür o emanete ne kadar sahip çıkıp çıkamadığı oluyor bütün derdi..
Doğduğumuz andan itibaren onun hamurumuza kattığı malzemelerin yanı sıra yaşadığımız çağa ait,okul dönemlerinden başlayarak devam edip giden sosyal çevremizin kattıklarını da ekleyerek kendimizi oluşturuyoruz..Tıpkı onun da daha önceden oluşturduğu gibi..Annem ve anneannemin ilişkilerine baktığım zaman ileride annem le benim ilişkilerimi canlandırmak çok da zor olmuyor..Geçmiş geleceğe anne çocuk ilişkileri ile taşınıyor..
Ah biz kadınlar !Şairin defalarca şiirlerinde anlattığı,çoğu zaman anlatmakta aciz kaldığı bizler..Ben,annem,kızım,anneannem,babaannem,teyzem,halam,kaynanam,görümcem,eltim..Bu toplumda kendilerine yüklenen vazifelerin altında kalmamaya çalışan ;kimi zaman altından kalkamayan;yenik;çoğu zaman ezik biz kadınlar..Önce kadınlığımızı sonra da anneliğimizi tam anlamıyla özümseyemeden yaşlanıyoruz..
Anne oldukça kadın olan,kadınlığını anneliğin içerisinde bulup bulup kaybeden “bağrı yanık gözü yaşlı” annelerimiz..Anneler gününü diğer bütün günler gibi çok da amacına uymayacağını bile bile ,tek bir güne sığdırılamayacak dağlar gibi dertleriyle yine de inadına inadına ,sevgiyi,barışı çoğaltmak adına kutlayalım elbette..Ama kalbimizden onları geçirmeyi de unutmayalım..Onlar ; evlatlarını çeşitli biçimlerde kaybeden anneler ! Filistinli anneler ! Bir engelli çocuğa iki kere anne olmayı beceren anneler ! Şehit anneleri ! Çocukları organ mafyası tarafından kaçırılan ve bir daha onlardan haber alamayan anneler ! Evladını manevi anlamda hayatından kaybeden anneler !
Canlarına can katan annelik duygusu canından can koparmak demektir aynı zamanda bir kadın için..Velhasılı o duygunun getirdiği güzellikler kadar getirdiği katmerli acılarla yaşamaktır annelik bir kadın dayanıklılığında..
Her kadın doğursun ya da doğurmasın ;sadece o mukaddes duygunun adayı olduğu için özeldir , “anne” dir ..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.