- 861 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ak Umutlar (Sözcü Gazetesi 6 Mayıs köşe yazım)
Ölmek sadece bir ip miydi diye sorsam şimdi denize? Hangi ipten bahsedilir ki böyle bir günde? Ar damarı çatlıyor insanın sustukça. Haykırmak gelir içimden boğar karabasanlar. İpler düğümlenir boğazımda. Denize bakar denizi düşünürüm. Ben her altı mayısta binlerce kez bir ipte ölürüm. Üçe üç isterim diye direnen yöneticiler gelir aklıma. Sonrasında bir televizyon dizisinde kendilerinden utanan yöneticiler. Hızır İlyas’a kaldırılan ellerin eşliğinde sabahın köründe 3 ayaklı sehpalardan umut bekler 3 genci asarlar. Onlara göre 3 gencin ölümüyle demokrasi kurtulur. Utanıyorum Deniz, utancımdan bakamam böyle bir günde denizlere. Kara cellat giysilerinde ak umutlar yok edilir. İpten düşen umutlar bir daha göremeyecektir denizleri, yıldızları, sabah güneşinin doğuşunu. Birazdan sabah olacak ateş üstünden gencecik insanlar atlayacak. Hıdır ellez günü kısmet arayacaklar. Yağlı urganlarda bırakılan kısmetleri düşünemezler. Birazdan yine sabah olacak baharın kuş sesleri eşliğinde yemyeşil bir güne. Ben her altı mayısta altılarca bin kez iplere asılırım.
Aşk Olsun
Can Yücel dizelerinde anlatmış deniz sevdasını;
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!
Aşk olsun bizden de Can baba.
Orantısız Oranlar
Başbakan tam da 31 yıl sonra Taksime çıkan işçilerin gündemini kapabilmek için büyük bir taktikle haber bültenlerinin başlamasına 4 dakika kala yeni hükümeti canlı yayında açıklayıverdi. Bütün kanallar, gazeteler onu izlerken orantısız güç kullanımları kaçıverdi gözlerden. Bir sokak arasında ölümüne tekmelenen bir genci ertesi gün görebildik bizlerde. Orantılı tekmelerden tam kurtulduğunu sanırken karakolda ayna var deyip alıverirler. Tam da başbakan “bugünü başarıyla bitiren polislerimize teşekkür ederim” diyordu o saatlerde. Polisimiz de telsizden dinlerken başbakanımızı tekmeler savuruyordu. Ahdetmişlerdi başbakanımızı yalancı çıkarmaya. Ayıp ettiklerini fark etmediler bile.
Şehrine Sığamayanlar
1 Mayıs kutlaması için Ayvalık Sivil Toplum Örgütleri Belediye otobüsleriyle Burhaniye’ye gittiler. Niye böyle bir şey yapıldı diye sorduğumuzda Belediye İş Sendikasının son ana kadar burada kutlama yapacağını bildirmemesini belirttiler. Tam otobüslere binerler, giderken bakarlar ki Ayvalık’ta da kutlama yapılıyor. Şimdi soruyorlar neden böyle bir dışlama yapıldı diye? Evet. biz de soruyoruz şehrine sığamadı mı bu insanlar?
Bir Şiir
ANI
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma
Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken bu dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma
Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.
Melih Cevdet ANDAY
Bir Adres
Cumhuriyet Meydanında tam Atatürk heykelinin arkasında bir yer var. Herkes adını İngilizce olduğu için telaffuz etmek yerine Ahmet’in yeri ya da entel bar diye söylerler. White knight ismi, yani Türkçesi Beyaz Şövalye. Yabancı gazetelerin Ayvalıktaki adresi. Dem vakti köşemizin müdavimlerine duyurulur demlenmek için iyi bir adres. Bazen hükümetler kurulur, yıkılır, siyaset serbest. Herkes birbirini tanır olmuş artık. Tavsiye edilir ama kedileri sevmek mecburiyetiyle.
Bir Söz
Son yaprak düştüğünde, son ağaç kesildiğinde, son akarsu kuruduğunda paranın yenmediğini anlayacaksınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.