ANNELER GÜNÜ
“Hayatınızda en az bir gün kadın olmanın ne demek olduğunu hiç düşündünüz mü? En azından bugün düşünün!” Bir gönderiden bahsedeceğim bugün. Paylaşım sitesinin birinde yukarıda tırnak içerisine alınıp sarf edilen cümleler dâhilinde başlıyor. “Bir erkek kadın olursa neler yaşar?” ana fikri ile 2 dakika 36 saniye süren minicik bir film. Lakin dünyalar içinde.
Cinnet geçiren ülkenin kadınları çocukları bu cinnetten nasiplenmiyor mu? Mardin’deki olayda katledilenlerin 22’si kadın ve çocuk. Ölenlerin ve hapse girenlerin dışında da mağdur olanlar kadınlar ve çocuklar. Kesilerek hunharca öldürülen, her gün onlarca kez taciz edilen, dövülen, sövülen, kovulan da kadın. Bugün Anneler Günü! Magazinleşen, ticarileşen bir gün. Oysa bir günlüğüne dahi olsa empati kurup onları; kadınları yani, anaları, ablaları, hanımları anlayabildik mi doğru olarak?
Sabah saatleri. Çocuklar kalkmış; birisi ağlıyor, ikisi okula gitme hazırlığında.
Kadın yatakta hala, kitap okuyor, kalkmaya üşeniyor. Çaresiz kalan erkek bir yandan çocuklarla ilgileniyor, bir yandan işe gitmek için hazırlanıyor. Çocuklara doğru koşuyor, onların elbiselerini giydiriyor, kahvaltılarını hazırlıyor. Kadın da tık yok. Adam çocukların kahvaltısını yaptırıyor tek tek. Ara sıra kaçamak halde karısına nazar atıyor.
Kahvaltı masası. Kadın masada yayılmış; hem gazete okuyor, hem kahvaltısını yapıyor, hem de yanında kimse yokmuş gibi davranıyor. Adam yan gözle bakıyor çaresiz bir şekilde ama kadının çok da umurunda! Dışarı çıkınca rahatlayacağını sanıyor adam, aman sende diyeceğim geldi burada. Lakin bir günlüğüne dahi kadın gibi olmak zor olsa gerek bu memlekette!
Adam, araba sürerken bayağı zorlanıyor. Bütün şoförler kadın çünkü! Taksi, minibüs, kamyon, otobüs vesaire vasıtaların direksiyonunda kadınlar var. Adam fark edildiği andan itibaren taciz edilmeye başlanıyor. İlkin korna ile el kol hareketleri ile. Göz ile söz ile. Taciz ediliyor bilumum hal ile. Adam arabayı sürmekte zorlanıyor bu hal ile. Arabadan inip işyerine atmak istiyor kendisini hemen. Aklında zoru var galiba. Çünkü kadınlara orayı da ele geçirmiş.
İşyerinde masaya oturur oturmaz taciz ediliyor bayanlar tarafından. Omuzuna dokunuyor bir kadın müstehcen bir yüz ifadesi ile. Adamı kokluyor kadın, hissettirerek.
Adam rahatsız; ya biri görürse, ya yanlış anlarsa! Zaten iş yanlış. Başlangıç niyeti kötü. Beti benzi atar ama nafile, katlanacak bunlara.
İşyerinden çıktıktan sonra bir şeyler içmek için gittiği barda hemen yanında bitiveriyor iki üç kadın. Ağız tadıyla bir şey içemiyor ve hemen kalkıyor. Çünkü asılma var kendisine, çünkü tabiri caizse sulanma var kendisine. Oradan da hemen kaçıyor ama kadından kaçılmaz bilmiyor. Yolda onca taciz var 24 saat hem de! Göz ile söz ile el ile. Kadınlar sarkıyor sokakta amiyane tabirle ona. Zor eve atıyor kendisini. Bu hayat hayat mı acaba diye düşünüyor.
Sonra evin içi. Dışı seni yakar içi beni muhasebesince bir hal var mahrem olan yerde. Günlük gazetelere bir göz atmak istiyor lakin evdeki kadın okuduğu gazeteyi yırtıyor, üstünü başını aynı şekilde paralıyor adamın. Nerede kaldın muhabbeti? Sonra yetmezmiş gibi hırsını alamayan adam azmanı kadın, kemerle dövüyor eşini. Kollarından tutup duvara vuruyor, yaka paça yerlerde sürüklüyor kocasını. Şiddet işte; aynada moraran gözüne baktığında adamcağız, kadın hiç de oralı olmuyor. Günlük dayak limiti daha dolmamış ama!
Eve geldikten sonra almış olduğu bir draje dayaktan sonra akşam yemeğini yapmaya çalışan adamcağız birden duvarları yumruklayan kadınını görür mutfakta. Yemek daha tadına bakılmadan beğenilmemiş belli. Kadın masa örtüsünü ucundan tuttuğu gibi savurur. Adamın üzerine bir panter gibi atlar. Mutfağın köşesinde sağlı sollu kroşelerle adam yerde nakavt olur. Kadın adamı bırakır gider. Ve bizim bir günlük rol değişikliği nedeniyle kadın olan adama gibi adamımız kaderine ağlar hüngür hüngür. Çaresizlik diz boyu, gözyaşları sicim sicim.
Ve son perde. Yemek yenmiş yemek öncesi alınması gereken dayak erkek tarafından alınmıştır. Uyku öncesi dayak henüz gerçekleşmemiştir. Kadın gazete okuyor kanepede. Erkek kahve getiriyor, kadın bir yudum içtikten sonra celallenir birden. Belli ki kadın beğenmemiş getirilen kahveyi. Adamın boğazını tutuyor güçlü elleri ile sonra yere atıyor adamı ve en sonunda da çayı üzerine boca ediyor adamın.
“Dünyada her üç kadında biri şiddete maruz kalıyor, peki suçlu kim? Biz sadece bir ayna koyduk karşınıza düşünün diye.”
Ve bir film böyle bitiyor anneler gününde ülkemde.