ARTIK DÜŞLERİM DE YOK BENİM
Gündüzlerim yıldızları yanına almayı unutmuş gecelerimin izdüşümü.Kim sakladı umutları Kaf dağının ardına?Keşke diyorum dönüşü olmayan hataların verdiği pişmanlık yüzüne yansıyan ve sesinde yankılanan yorgun bir ihtiyar gibi,keşke gerçek olsaydı uyku öncesi dinlediğimiz masallar ya da masal olsaydı hayatlar...
Düşlerim karsavuran fırtınalarına teslim oldu.Yani artık düşlerim de yok benim.Hayat kaç kırbaç cezası kesti bana ve kaçıncı kırbaçtayım şimdi.Belki de ilk durağı da son durağı da terkediliş olan bir ring seferi bu ömür.
Şimdi İstanbul,gelinlik giymeye hazırlanan bir sevdalı telaşında.Bense,faili meçhul ezilmiş papatyalarımın bulunduğu yüreğimdeki kırda,geçmişle gelecek arasında gidip gelen bir salıncakta yapayalnız sallanıyorum ve boyunlarını sol tarafa düşürmüş papatyalarımı,kırkikindi yağmurları gibi boşalan gözyaşlarımla suluyorum.Ve şimdi soruyorum kendime haklı mıdır şair,Yalnızlık paylaşılmaz derken...