SÜMÜKLÜ KIZIN KADERİ
Bir kadın olsun adı Leyla olsun..
***
Mutfakta düşünceli düşünceli patates soyuyordu Leyla. Patates soyacağını her patatese vurduğunda daha bir fazla et kabukla götürüyordu. Kafasını salladı, elindeki patatese baktı. Patates soyayım derken elinde patates adına bir şey kalmamıştı. Dalgındı. Dalgınlığının sebebi de kaderin ağını örerken ne kadar ustaca ördüğünü düşünmesiydi.
Leyla evliydi, sırf evlenmek için yapılan bir evlilik yapmıştı. Onu bu kadar düşündüren evli olması değil,evlilik yolundaki olayların birbirine eklemlenip, muntazam bir yapı oluşturmasıydı.
O zamanlar daha on bir yaşındaydı Leyla. Komşusuna gitmişti. Komuşusunun kızı Seher ile bez bebeklerle oynamak için. Komuşularının evi kalabalıktı ogün. Misafirleri vardı komşularının. Seher’in dayısının oğlu Seyithan ve annesi gelmişti. Seyithan yirmi yaşındaydı o zaman. Leyla,Seher’in yanına gitmiş,bez bebeklerini alıp bir odaya çekilmişlerdi. Yaklaşık yarım saat sonra Seyithan ile Seher’in annesi odaya girmişler,Seyithan odadaki dolabın ayağını yapmıştı. O ve Seher sessizce Seyithan’ı izlemişlerdi. Çok sonra Seyithan Seher’in annesine dönmüş:"Bu sümüklü kız da kim" diye sormuştu. Kıpklırmızı kesilmişti Leyla. Seher’in annesi:"Komşunun kızı Leyla o. Hem neden sümüklü diyorsun ki,belki gün geldi sen bu kıza muhtaç oldun,belki de sen onla evlendin"
Seyithan:"İşin yok benle dalga geç" diye bir kahkaha koyvermişti. Kendisylen evlenilmeye uygun olmadığından dolayı dalga geçildiğinden mi yoksa kendisine sümüklü denilmesinden mi rahatsız olduğunu için mi bilinmez Seyithan’a dönüp:"Eşek oğlu eşek" demişti Leyla. Ve kalktığı gibi ağlayarak evden çıkmıştı..
Ve Leyla on sekizine basmıştı. Bu defa yine komşusunun evinin yolunu tutmuştu ama bu defa bez bebekle oynamak için değil dantel örneklerini almak için. Evin kapısında durmuş içeri girmekte kararsız kalmıştı çünkü eşikte yabancılara ait olduğu belli olan ayakkabılar vardı. Tam içerden adımını atmıştı ki onunla gözgöze gelmişti. Hermen ordan sıvışıp mutfağa gitmişti,Seher ordaydı. "Bu adam kim" diye sormuştu ona. Seher:"Kim olacak benim dayımın oğlu Seyithan. Hani şu eşek Seyithan var ya işte o" demişti gülerek ve devam etmişti:"Biliyor musun halen o evlenmedi belki de ikiniz evlenirsiniz."
Buna çok kızmıştı Leyla:"Ağzından yel alsın."
Ağzından yel almadı tabii Seher’in. Ve dediği de çıktı. Seyithan kapıda onu görür görmez vurulmuştu hatta o denli vurulmuştu ki "eşek" olmayı bile bile göze alacak kadar vurulmuştu. Leyla’yı istemişlerdi. Leyla’nın ailesi onu vermişti. Zaten tercih hakkı yoktu ki Leyla’nın...
***
Ve Leyla uzanıp poşetten bir patates çıkarttı ama bu defa soyarken çok dikkatliydi. Çünkü kocası onu müsrifrikle suçluyordu habire