Bir insanı avucunuza almanın en iyi yolu, kalbini kazanmaktır.-- la cordaıre
exani
exani
@exani

Adı Yok Tanı Yok

6 Mayıs 2009 Çarşamba
Yorum

Adı Yok Tanı Yok

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

471

Okunma

Adı Yok Tanı Yok

Beynin sekteye vurulduğu,Dilin lal olduğu,Parmakların yazmakta zorlandığı,Kalplerin feryad ettiği, Hatırlamakla vücut metabolizmasının sarsıntı geçirdiği,bir nebze de olsa göz yaşlarıyla deşarj olup, bağırıp çağırmakla kısmen elektriğini boşaltabildiği, benzeri görülmemiş, adlandırılmayan ,anlamlandırılmayan ,açıklanamayan olayı ele almak zorunda kaldım.
Bu derde hangi teşhisi koyabilir nasıl tedavi edebiliriz ki,cehalet cehalet deyip geçiniyoruz değişik değişik basın açıklamaları, maalesef farklı açıdan yorum ve yaklaşımlar ve bundan bir nebze de olsa siyasi bir rant elde edebilir miyim acabaların peşine takılanlar, hiç biri ama hiç biri bu derde çare olamayacağı gibi ne dünya ne de Ahiret açısından bir yarar getireceği kanaatinde de değilim.Diyeceksiniz ki peki sen ne diye ortaya atıldın? İşte bu soruya cevaben bir şeyler anlatmak istiyorum;
Efendim zülüm, intikam, kan davası, husumet, töre adına ne derseniz deyin bu memlekette yüzyıllardır var ve kimse bu yaraya bir hançer vurmamış, iltihabı hala duruyor.Peki ne yapılabilir(di);
1-Feodal yapıdan kurtulabilirdik,
2-Şeyh diye geçinen sahte kimselerden kurtulabilirdik,
3-İlimle irfanla halkımızı köy köy, mezra mezra İlçe milli eğitim müdürümüz,Müftümüz,Kaymakamımızla aydınlatabilirdik
4-İnsanımıza okuma imkanı verebilirdik
5-Gençlerimize iş imkanı verebilirdik
6-İnsanlığın akrabalıktan ibaret olmadığını anlatabilirdik
7-İnsanlık adına medeni dünyanın çıktığı zirveyi anlatabilirdik
8-İslam medeniyetini anlatabilirdik
9-Adaletin, namaz kadar farz olduğunu inandırıcı düzeyde izah edebilirdik
10-Barışın sulh ve selametin toplumda esas olduğunu anlatabilirdik
11-Ahirete imanı anlatabilirdik.
…………………………………….
Hiç olmazsa bu alanlarda dört dörtlük çalışmalar yapılabilseydi belki bu canların her biri bu gün hayatta olur. Bu acı tüm Türkiye’ye hatta dünyaya yaşatılmazdı.Peki sorumluluk kimde
İlim adamlarında
Sivil toplum kuruluşlarında
Üniversitelerde
Eğitim kurumlarımız ve programlarında
*Tali, hafif bir özellik olan mistik düşüncede
………………………….
Ayrıca Pakistan Ulemasından Mevdudi diyor ki “Bir memlekette huzur selamet, iş aş ,sevgi ve muhabbet varsa aslan payı o ülkedeki iktidarın/devletindir. Kavga, gürültü, açlık ve mutsuzluk varsa yine sorumluluk iktidarın/devletindir” yani yılların ihmalidir.Galiba doğru söylüyor gerçekten 30-40 yıldır Akara ne yaptığını bilmiyor, arazisindeki mevcut ateşi söndürmeyi, kardeş kavgasına son vermeyi, kendi işine bakıp dünya ile yarışmayı beceremedi,Memleketin hali herkesçe malum belki bu vahşet dolu vakada 44 kişi aynı anda öldü ama ayrı ayrı kaç yüz tane 44 leri kaybettik bilen var mı? Geçenlerde emekli bir asker “şehitlerimizin sayısını bilmeyen bir millet haline geldik” diyordu.Vel hasıl dert, bitmez kendi kendimize söyleniyoruz işte.Kur’anı anlamak, Peygamberi tanımak, helal rızkın kıymetini bilerek çalışmak ve insan haklarına sahip çıkmak dileğiyle, elbaki hüvelbaki ,elhükmu lillah diyor, acınızı paylaşıyor ,okuyucularıma ve onların aracılığıyla Allahın Salih kullarına selam ediyorum.
e.kaya

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Adı yok tanı yok Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Adı yok tanı yok yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Adı Yok Tanı Yok yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.