- 633 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KUMAR...
Kumar tutkusu olan insanların ruhsal durumları oldum olası ilgimi çekmiştir.Bu tutku nasıl bir tutkuydu.Hep kazanmak,hep kazanmak ve daha çok kazanmak hırsı yatıyor olmalıydı.
Bu konu üzerinde ne söylesem boştu.Sadece gazetelerden okuduğum kadarıyla durum vahim olmalıydı.Bu kahrolası bela yüzünden yıkılan yuvaların haddi hesabı yoktu.Ailevi boyutları da maalesef içler acısı oluyordu...Gül gibi karısını satmaya kadar işin boyutunu
götürenleri ,evini ocağını,çocuklarını bile satmayı göze alanları mı dersin.Daha neler neler...Hep bunlar,kumar denen hastalığın insandaki tahribatları olarak görüyordum,aci-
zane olarak...
Kişiliklerinde de gizli bir zaafiyet ve yaşamın zorluklarına karşı direnemeden işin kolayını
tercih edip alın teri dökmeden para kazanmak.Ve bu kazanılan ya da kazanılması düşünü-
len para üzerine mutluluk inşa etmeye çalışmak.Ben bu çalışmayı,buz dağı üzerine bina kur
maya benzetiyorum...Güneşin karşısında buzun ne gibi fiziksel bir değişime uğradığını kes
tirmek o kadar güç olmasa gerek...
Geçenlerde Tokat’tan gelen çok yakın bir aile dostumu iki gün evimde misafir ettim.Maddi
sıkıntı içerisindeydi...Bu sıkıntısını gideremezse evini satmak zorunda kalacağını söylüyor
du.Evini nasıl aldığını da biliyordum.Beş yıl önce Ankaradaki at yarışlarından altılıyı tek ba
şına tutturunca o zamanki parayla elli-altmış milyar kadar kazanmıştı.Sağa sola,markete
falan borçlarını ödedikten sonra bir daire alıp kiradan kurtulmuşlardı.O zaman, yalan yok
sevinmiştim.Ne de olsa çok yakınım,birinci dereceden kan bağım olan biriydi...Hanımına
telefonda takılmştım:-"Yenge sen,bu dairenin tapusunu üzerine al.Ne olur ne olmaz,geldiği
gibi geri gitmesin sonra" diye.
Ne yazıkki düşüncelerimde yanılmamışım.Beş senenin bitiminde yine aynı trajik durumlar
ortaya çıkmıştı.Etrafa alabildiğine borçlanmıştı.Daha doğrusu tutkunu olduğu kumar has-
talığına maalesef yenik düşmüştü...Bu olumsuzluklar,bu kumar hastalığının ortaya çıkar-
mış olduğu çirkinliklerdi..
Yakınım olan dostuma kesin tavrımı koymuştum.Benim yaşadıklarımı da yakından görmesi
için de çalışma proğramı aksatmamış O’ nu da birlikte pazara götürmüştüm...Neler çektik
lerimi görüp de parayı nasıl zor şartlarda kazandığımı bilsin diye... O’nun kumar sorunu ile ilgilenecek kadar ahmak değildim.Aksi
takdirde avuçlarım içerisindeki nasırlar,bana lanet okur,beni zayıflıkla suçlarlardı...Ve
daha neler neler söylerdi,sizler hesap edin...
Yakın dostum,geldiği gibi Tokat’ a geri gitti.Çok geçmeden de dairesini satmış.Bu arada
da at yarışlarına da devam ediyormuş...
Yakınım ile ilgili küçük bir anımı şöyle bir hatırlayıp sizlere sunduktan sonra kendimle ilgili
olanına da geçmiş olayım:
Ulus’tan yukarıya doğru aheste aheste yürürken "tokatçılara" gözlerim takıldı.Eskiden kal
ma bir merak ya.Yanlarına yanaştım.Etrafındaki kalabalığı omuzlarımla sağa sola yitekleye
rek olayın merkezinde kendi yerimi almış oldum.Ortada küçük bir sehpa.Sehpanın başında
ki "tokatçı",hızlı bir şekilde el kol haraketleriyle bir şeyler göstermeye çalışıyordu.Kala-
balık içerisinddki kumar tutkusu olanlar pür dikkat,adamın yaptıklarını izliyorlardı..
Ortada terzilerin parmaklarına taktıkları üç tane yüksük,bir tane de nohut vardı.Bildiği
miz,hani yemeğini yediğimiz baklagillerden olan var ya.İşte ,o nohut.Nohut,yüksüklerden
birinin içerisine konuyor.Sonra yüksüklerin yerleri el çabukluğu ile değiştiriliyor.Bu işin
meraklısı olanlar yani kumar tutkusu olanlar,bastırıyorlar parayı,ya kazanıyorlar ya da
kaybediyorlardı.Çoğunlukla da kaybetmiş oluyorlardı."Tokatçılar" o günün kazancını
tamamladıklarında "zabıta geliyor" paniği yaratıp oradan hızlıca uzaklaşıp kaçıp gidiyor-
lardı.Aslnda yapmak istedikleri,kendileri kazandıkları için sürekli kaybeden kişilerin hış-
mına uğramamak düşüncesiyle kaçıyorlardı.
Biraz sonra da aynı durum oldu.Tokatçılar,kalabalığı arkalarında bırakıp başka yerlerde
tezgah kurup,kumar tutkunu olanları ağlarına düşürmenin telaşındaydılar..Onların tek
düşünceleri kerizleri yolmaktı.Etrafta da dünya kadar keriz vardı zaten..
Adamlar,kaybolup giderken;yıllar öncesi bir anım gözlerimin önünde canlandı:Askerden
terhisimi almış,İsparta’dan Ankara’ya gelmiştim.Tokata dönüş biletimi aldıktan sonra
otobüsün kalkış saatine kadar zaman çok olduğu için biraz gezmeyi düşünmüştüm.Anafar
talar caddesinde "tokatçılarla" karşılaşmıyayım mı.Tam da bugünkü gibi kalabalık.Ben de
o kalabalığın içerisinde yerimi almıştım.İlk ve son kez kumar oynayacaktım.İçime giren
şeytana karşı koyamadım.Direnmiştim ama şeytan,beni mağlup etmişti.Üzerimde bir heya-
can var ki sorma.Nohut olan yüksüğü belirlemiştim.Bir tek parayı cepten çıkarıp "şu yük-
sükte" demek kalıyordu.İşte o zaman kazandığında paran ikiye katlammış oluyordu.Aklım
dan geçenler de:Eğer kazanırsam,lokantaya gidecek şöyle etli butlu tarafından yemekler
üstüne de Gaziantep tatlısından iki porsiyon yiyecektim.
"-Şu yüksükte" diye parayı uzattım.Heyhat!..Kaybeden ben olmuştum.Bırak lokantaya
gidip yemekler ve üstüne de tatlı yemeyi cebimde simit alacak param bile kalmamıştı.
Arkama bakmadan terminale geri gelmiş,otobüsün kalkış saatini çaresizlikle beklemiştim...
"Bir musibet,bin nasihattan iyidir" diye bir atasözü vardır ya.Doğru. O zamandan bu zama
na dek kumarın etken ve edilgen oyuncusu olmadım.Hep alınteri döküp az da olsa helalin-
den kazanmayı yeğlemişimdir...
AYHAN SARIKAYA
YORUMLAR
Bir musibet,bin nasihattan iyidir" diye bir atasözü vardır ya.Doğru. O zamandan bu zama
na dek kumarın etken ve edilgen oyuncusu olmadım.Hep alınteri döküp az da olsa helalin-
den kazanmayı yeğlemişimdir...
doğrusuda bu değil mi ayhan bey...helalinden kazanmak..yine güzel bir konu..mükemmel yazı..tebrikler..sevgiler..
Ayhan Bey;
ya nohut olan yüksüğü bulsaydınız. parayı alıp aklınızdan geçenleri yani şöyle etli butlu bir yemek,üzerine de tatlıyı yeseydiniz ? yer miydiniz doğrusu merak ettim.
Şaka bir yana güzel konuydu..
.......
hep kaybetmez kumar oynayanlar, arada kazanırlar. bu kazanmaları onları kumara yeniden teşvik eder. her defasında yeniden yeniden der batarlar. kazansalar da kaybederler.kaybetselerde yine kaybederler. kumar haram ve ziyandır. zaman ziyanı, emek ziyanı, helal ziyanı..ömür ziyanı..
Allah kimseyi aklından etmesin.
Saygılarımla...
Çok güzel ve önemli bir konuya değinmişsiniz Ayhan Bey. Maalesef kumar alışkanlığı bir çok ailenin dağılmasına yol açan kötü bir alışkanlık. Çok insanı kendisini uçuruma götürdüğü gibi aileyi de darmadağın ediyor. Bence kumar yasaklanmalı. Çok ders verici bir yazıydı. Kutlarım. Saygılar