İçinizde Müslüman olan var mı?
Geçtiğimiz günlerde Hayrettin Karaman köşesinde, kendisine Almanya’dan Şevket Zengin’in gönderdiğini belirttiği bir mektup yayınladı.Mektupta dile getirilenler aynen şu şekilde: “Adam elinde bir bıçak ile camiye girer:
“Ey cemaat içinizde Müslüman olan var mı?” diye bağırır.
Herkes susar. Ancak yaşlı bir amca kalkar “Ben varım” der.
Bıçaklı adam amcaya, bir dakika dışarı gelir misin diyerek koluna girer camiden çıkarlar.
Biraz ötede bağlı bir koyunun yanına gidip, “Amca; bu kurbanı kesmeme yardımcı olur musun, İslami, kurallara uygun keselim” der.
Amca koyunu kesmeye başlar. Yaşlılık bu ya her taraf kan olur.
Amca; “Oğlum yoruldum camiye git başka birini bul” der.
Adam elinde kanlı bıçağı ile camiye girerek bağırır.
“İçinizde başka bir Müslüman var mı ?”
Yaşlı amcayı götürüp kestiğini zanneden cemaat ses çıkarmaz, ama topluca dönüp imama bakarlar.
İmam “Ne bakıyorsunuz ulan, iki rekat namaz kıldırmakla Müslüman mı olduk!” der.” (Hayrettin Karaman,Üç mektup,Yeni şafak,26.04.2009
………
Evet,bir mektup olarak dile getirilenler gerçekte yaşanmış mı yaşanmamış mı, bilemiyoruz ama bu mektup, anlatılmak istenenin mana boyutunu idrak edemeyenlerin gülmesine sebep olmuş olabilir.Halbuki vahameti göremeyen gözler, suflilikten çıkıp deryada kulaç atacak durumda olsalar belki de akıttıkları gözyaşlarıyla kulaç attıkları suyun miktarını ikiye katlarlardı.Boşanan göz yaşları,kalbin göz yaşları olmadığı müddetçe gün gelecek “İçinizde Müslüman olan var mı?” sorusuna el kaldırıp “ben varım” diyen o yaşlı amcayı da bulamayacağız.
Nefes aldığımız şu manzume-i hayatta, sebepler silsilesi ruhun yenilenmesi adına her zaman müminlere göz kırpacaktır.Bugün göz kırpan Almanya’dan gönderilen bir mektupta anlatılanlarken yarın ise bu mektup içimizden olabilir.Gerçi mektupların nerden geldiği değil,ne anlatmak istediği önemli.
Bin dört yüz yıl önceki Saadet asrında Peygamber Efendimizin(SAV) “Gün gelecek camiler lebaleb dolacak, ama içinde gerçek manada iman eden olmayacak” mesajını anlayamayanlara yukarıdaki mektupta anlatılmak istenenler ayinedarlık ediyordur galiba.
Bugün bir kez daha anlıyoruz ki O’nu hakkıyla bilemedik ve O’nu hakkıyla tanıtamadık.O’nun davasını güneşin doğup battığı her yere yayamamanın ızdırabını hissedemedik yüreklerimizde.Çünkü yürekler paslı,düşünceler küf tutmuş durumda.Ameller zir-u zeber ve gönülde ne gâm ne keder.
Yalnızlığımızı giderecek yegane dost senken,dudaklarımızdan dökülen duaları kabul buyur ey RAB,
Bizlere; her ne şart ve durumda olursa olsun sorulabilecek olan “İçinizde Müslüman olan var mı?” sorusuna karşılık cemaat halinde ve gür bir sesle “EVET,BİZ VARIZ” diyebilme cesareti ver.
Bizleri; zindanlara düşmüş dahi olsak,daracık odalarda tek başına kalsak bile “Kurtarıcım,Müjdecim,Efendim,Peygamberim/Sana çıkmayan yolu hayat olsa teperim” diyebilen civanmertlerden eyle,,,
Amin.
YORUMLAR
Ben bu fıkraya gülerim.Ama komik olduğundan dolayı değil.Bu fıkrayı Hayrettin Karaman gibi bir DİYALOGÇUnun dillendirmesine gülerim
Sayın Karaman'a da iki çift laf ederim:
1-Bu ne perhiz, bu ne lahana turşus.
2-İnsanın fikriyle zikri bir olmalı.
Anlayan anlar demek istediğimi.Saygılar sunarım....
Tarihimizi benden iyi bilirsiniz herhalde...Atalarımız çocukları dünyaya geldiğinde adlarını bile koymazlarmış. Büyüsün hak etsin ve huyuna suyuna uygun bir ismi olsun diye. Şimdi doğuştan adımız da dinimiz de kimliğimize yazılıyor. Biz onların ne anlama geldiğini bile önemsemiyoruz. Dinimizi de bir örf adet gelenek gibi yaşamaya başlıyoruz. Oysa araştırarak öğrenerek düşünerek seçilen din inanç olacaktır ve sahip çıkılacaktır. Yani bu gün dinimiz adeta inanç olmaktan çıkmış gelenek halini almıştır..
Alev Altlı bir yazısında sorunun temel boyutunun "ahlak " olduğunu öne sürüyordu.
yazınızla birleştirilince ihale yamyamlarının da büyük ölçüde aynı dine inandığımız insanlar olduğu gerçeği değişmeyecek
Deniz fenerlerinin isini yıllar kolay kolay silemeyecek...
Daha yüzlerce binlerce örnek yazılabilir.
Cami kenarında dükkanı olan hacı amcanın abdestli olarak sattığı malla ilgili yalan söylemei ardından da baş örtüsü savunması için tirat halinde nutuk söylemesi ne kadar "erdemli" bir davranış değil mi?
her neyse önemli bir tespit
sağlıcakla kalınız