Gerçek bugün bilindiği üzere,kişiden kişiye değişmeyen,insan aklından bağımsız; Bir şeyin zamanda ve mekanda vağrolma durumudur.Bugün bir gerçek olan Güneş’in Dünya’yı ısıtması,gelecek zamanda değişime uğrayarak farklı bir şeye dönüşebilir.Yani gelecek zamanda gerçek,Güneş’in Dünya’yı ısıttığı değil,daha başka bir şey olur.Yani gerçek değişir.Gerçeğin tanımına bakıldığında bu durumda yanlış olan bir şey yoktur.Çünkü gerçek ‘’zamanda’’ ve mekanda vağrolma durumudur.Peki doğru nedir ? O zamanda ve mekanda vağrolan şeyi insan; aklı,duyu organları,hisleri vb… imkanları ile kendine göre yorumlaması,gerçek olanın ekseninde düşüncelerini belirtmesidir…

Bir de başka türlü düşünelim.Gerçeğin vağrolma durumunu belirleyen şey insan aklıdır.Yani gerçeğin gerçek olduğunu insan aklı söyler.Ama bu demek değildir ki insan gerçeği vağreder.İnsan gerçeği değil,gerçek insana gerçeğin olma durumunu belirtir.Yani insan öyle dediği için gerçek,gerçek olmamış tam tersi gerçek,gerçek olduğu için insan ona gerçek demiştir.Bunu da duyu organlarıyla,aklıyla,teknolojik imkanları ile belirler.Gerçek her ne kadar insandan bağımsız olarak gözükse de,asıl olarak gerçeği gerçek yapan yine insandır.Tekrar aynı örneği inceleyelim.Güneş’in Dünya’yı ısıtması bugün bir gerçektir.Şimdi zamanla bu durumun hiç değişmediğini düşünelim.Yani bugün kabul ettiğimiz her saniye her dakika cisimler,insanlar,şunlar,bunlar değişmiyor diyelim.Bu şekilde aradan 10-20 yıl geçsin.Bu geçen zaman zarfında da yeni teknolojik gelişmeler olsun.Bunun sonucunda da bizim geçmişte bildiğimiz Güneş’in aslında Dünya’yı ısıtmadığını her şeyin bambaşka işlediğini öğrenelim.İşte o zaman geçmişte gerçek olan şey,yıllar boyunca üzerinde hiçbir değişim olmadığı halde,yani ta 10-20 yıl önceki halini koruduğu halde 2 durum için bilinen gerçek farklılaşır.Demek istiyorum ki geçmişte kabul edilen gerçek gelecekte değişmiş olur.Yani geçmişte bilinen gerçek hiçbir zaman gerçek olmamıştır.Ve aynı durum gelecekte kabul edilen gerçeğin daha gelecek bir zamanda çürüyebileceği ihtimalini doğurur.Böyle bir durumda bugün bildiğimiz gerçeğin gerçek olduğunu nasıl savunabiliriz ?

Bütün bu söylediğim şeyler,yani gerçekle ilgili olanlar,doğru için de geçerli olur.
Yani 2 türlü de söylenen,belirtilen yargılar insan ürünü olarak ortaya çıkar.Tek farkları,gerçek kavramının,doğru kavramından daha nesnel olmasıdır.Ama her halükarda da iki kavram çakışmaktadır.Bilimin ispatladığı şeyler her ne kadar gerçek olarak gözükse de,sonuçta her şey insan ürünüdür ve insan aklı mutlak bir bilgiye sahip olabilecek kadar gelişmemiştir henüz.Bundandır ki bugün sürekli yeni aletler çıkıyor,eski tezler çürütülüyor...

Tekrar gerçeğe döndüğümüzde,gerçeğin her şeyden bağımsız olduğu şüphesiz kabul edilebilir ama gerçek kavramını insan boyutuna indirgediğimizde tamamen bir bağımsızlıktan,mutlaklıktan söz edilemez.Mutlaklık dediğim şey her şey değiştiği halde gerçek olanın değişmemesi gerektiği değil,gerçek olanda zamanla hiçbir şekilde değişimin olmadığını düşündüğümüzde mutlak olması gerektiğidir…