6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1320
Okunma
Onur BİLGE
Işıl’ın bir ânı bir ânını tutmaz. Ya temelli susar, ya ağzı kapanmaz. Şimdi ağlarken beş dakika sonra, sanki hiç o değildir, gülmeye başlar. Kâh hıçkıra hıçkıra ağlar, kâh kahkahalarla güler.
Derin üzüntüsünü bastırmak için mi, ağlayınca acze düştüğünü düşündüğünden, bunu gurur meselesi yapıp, ne kadar güçlü olduğunu ispatlamaya çalıştığından mı nedendir bilinmez, özellikle uzun süre ağladığı zamanlarda, aradan çok geçmeden mutlaka bir sebep bulup, çılgınca gülmeye başlar.
Ya kabuğuna çekilip ruh gibi oturur, ya mazinin derinliklerinde kendisini kaybedip anlatır da anlatır, ya da akla hayale gelmeyecek şakalar, sınır tanımaz espriler yapar. Bir türlü ortayı bulamaz. Geriye gitmediyse, aklı fikri muzipliktedir. Genelde işi gücü, şeytan pabucu dikmektir. Ne kadar hinlik varsa ondadır.
Define’nin ayakkabıları, giyilemeyecek kadar eskimişti ve hem onlar kışlık, içi miflonlu, altı keçeli botlardı. Haziranın yarısını geçmiştik. Artık onlar
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 2
DEFİNE - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15