- 1007 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DÜN
DÜN
Yabancı memleketin bir çok yabancı simalarını gördüm, gülümseyen yüzler, mutlu çocuklar, koşan, ağlayan, düşen. Uzaklardan gürültüyle akan, köpüren Niagara şelalesi. Su damlacıkları öyle yoğun ki, ıslanıyorsun yağmur altında gibi. Uzaklardan parlak ışıklar el sallıyor, oyun salonları, eğlence yerleri, oteller. Gruplar papatyalar, laleler arasında oynayan, koşan insanlar. Görüntü almak için kamerasını elinden bırakmayanlar. Panayırı andıran görüntüler, kalabalık bir topluluk.
Düşüncelerim net değil, anahtarı sanki bu şelaleye atılmış bir kelepçe gibiyim. Göz pınarlarımda biriken göz yaşımı nedir anlamak istiyorum. Evet ağlayan gözlerimdi, yüreğimde belirsiz bir sancı var. Her veda sonrasında ki gibi buruk veda etme zamanı yaklaşıyor.
Hava muhteşem, şelale coşkulu, etrafta bunca gülen insanlar mutlu. Karşı kıyıda dünyaya ben jandarmayım diyen bir ülke. Bir anda düşünüyorum onca ölen insanları
Deprem sonrası gibi yıkık ağlayan anaları, ağızları süt kokan bebeleri. Hüzün baskın yüreğimde, sanki gözlerim nemli bakıyor uzaklara. Nasırlaşmış çizgiler acıtıyor yüreğimi,
bir anda dalıp gidiyorum ülkeme. Telaşla koşan mutsuz yüzler geçti gözümün önünden. Burada dünya, orada, neden mutlu değiliz? Neden bizde bu şekilde yaşayamıyoruz? Neden?
Bir anda çığlık atan çocuğun sesiyle kendime geldim, biberonunu düşürmüştü. Gitti işte gitti sütümü su içecek diyordu bağırarak. Öyle bir güldüm ki, bir anda düşüncelerim dağıldı gitti. Ve o muhteşem görüntü eşliğinde geziyi tamamladım.
Nasrettin hocaya sormuşlar, dünyanın merkezi neresidir diye. Duraksamaksızın
tam burası, durduğum yer diye yanıtlamış. Onun ifadesiyle ben şimdi dünyanın merkezindeydim ve dün yaşadıklarımı sizinle paylaştım dostlarım.
Gurbet Meleği
YORUMLAR
Yabancı memleketin bir çok yabancı simalarını gördüm, gülümseyen yüzler, mutlu çocuklar, koşan, ağlayan, düşen. Uzaklardan gürültüyle akan, köpüren Niagara şelalesi. Su damlacıkları öyle yoğun ki, ıslanıyorsun yağmur altında gibi. Uzaklardan parlak ışıklar el sallıyor, oyun salonları, eğlence yerleri, oteller. Gruplar papatyalar, laleler arasında oynayan, koşan insanlar. Görüntü almak için kamerasını elinden bırakmayanlar. Panayırı andıran görüntüler, kalabalık bir topluluk.
Düşüncelerim net değil, anahtarı sanki bu şelaleye atılmış bir kelepçe gibiyim. Göz pınarlarımda biriken göz yaşımı nedir anlamak istiyorum. Evet ağlayan gözlerimdi, yüreğimde belirsiz bir sancı var. Her veda sonrasında ki gibi buruk veda etme zamanı yaklaşıyor.
Hava muhteşem, şelale coşkulu, etrafta bunca gülen insanlar mutlu. Karşı kıyıda dünyaya ben jandarmayım diyen bir ülke. Bir anda düşünüyorum onca ölen insanları
Deprem sonrası gibi yıkık ağlayan anaları, ağızları süt kokan bebeleri. Hüzün baskın yüreğimde, sanki gözlerim nemli bakıyor uzaklara. Nasırlaşmış çizgiler acıtıyor yüreğimi,
bir anda dalıp gidiyorum ülkeme. Telaşla koşan mutsuz yüzler geçti gözümün önünden. Burada dünya, orada, neden mutlu değiliz? Neden bizde bu şekilde yaşayamıyoruz? Neden?
Bir anda çığlık atan çocuğun sesiyle kendime geldim, biberonunu düşürmüştü. Gitti işte gitti sütümü su içecek diyordu bağırarak. Öyle bir güldüm ki, bir anda düşüncelerim dağıldı gitti. Ve o muhteşem görüntü eşliğinde geziyi tamamladım.
Nasrettin hocaya sormuşlar, dünyanın merkezi neresidir diye. Duraksamaksızın
tam burası, durduğum yer diye yanıtlamış. Onun ifadesiyle ben şimdi dünyanın merkezindeydim ve dün yaşadıklarımı sizinle paylaştım dostlarım.
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM YAŞAMA DAİR GÜZEL KESİTLER ÖRNEKLER VAR HAZLA OKUDUM YÜREĞİNE SAĞLIK.