- 974 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GAFLETİN BİR ADIM ÖTESİ İHANETTİR...
Şehit Semih BALABAN’ ın acısı yüreğimizde olanca sıcaklığı ile dururken, Lice’ den gelen on şehit haberi ile hepten yandı bağrımız. Bayrak solmasın diye kanlarını sebil eden yiğit vatan evlatlarını dualar ve Fatihalarla uğurladık son yolculuklarına.
Analar, babalar, evdeşler dimdik, gururlu ve mağrurdu. Hainleri sevindirmemek için metanetliydiler. Hepsinden önemlisi inançlı ve verilen mücadelenin farkındaydılar.
Çocuklarsa mahzun, el salladılar babalarının ardından boyunları bükük.
Kürsüler kuruldu, törenler tertiplendi. Kara gözlüklerini hiç çıkarmadan konuştular, büyük büyük adamlar.
“Kanları yerde kalmayacak” dediler, “aileleri artık bizim emanetimizdir” dediler. Ve gül bahçesine girercesine kara toprağa giren gencecik fidanları “nutuklara” gömdüler.
Allah şahit ki; “felaket tellallığı” ve “pezevenkliğe” soyundukları günden beri, şu aptal kutusundan uzak durmaya gayret ediyorum.
Ancak hain çatışmanın yaşandığı gün ve akabinde, katlanmaya çalışarak sabırla seyrettim “Osmanlı Bankası kadar Türk” olabilen televizyon kanallarını.
Pek çoğu yayın akışlarını dahi değiştirmemişlerdi.
Ne idiğü belirsiz bir şovmen “tilki” kurnazlığıyla, elli akıldan/etekten eksik kadınla belden aşağı koyu bir muhabbete dalmışken, bir diğer televizyon kanalında koca koca adamlar/kadınlar kısmet (!) arıyorlardı.
İsmi yayınlarıyla tezat bir kanal, Orhan YILMAZKAYA adlı vatan haini teröristle yapılan röportajı kesintisiz yayınlarken, TRT’ yi dolandırmaktan hüküm giymiş keçi sakallı, malum ekrandan teröristin telsizle yaptığı o kirli propagandayı ballandırarak anlatıyordu.
Bir kez daha gördüm, idrak ettim ki; bu ülkede “Hadise’nin İsviçre konseri” on tane vatan evladının şehit olmasından daha fazla haber değeri taşıyor..
Bu fotoğraf çok net olarak karşımızdayken aksini iddia edebilecek bir Allah’ın kulu çıkar mı bilmiyorum.
Ama bildiğim ve emin olduğum tek bir şey var.
Kars’a düşen ateş, Edirne’dekinin yüreğini yakmıyorsa, Aydın’ a düşen acı, Trabzon’da şimşek gibi çakmıyorsa;
Hülasa her şehit haberi milyonlarca TÜRK’ ün yüreğini yangın yerine çevirmiyorsa –dilim varmıyor ama- biz daha çok şehit cenazesi omuzlarız.
…
Gelelim madalyonun diğer yüzüne. Kurtuluş Savaşında yedi düvele meydan okudu Türk Milleti. Üstelik tüm yoksulluğuna rağmen. Ona rağmen üç yılda yurdunu düşmandan temizlemeyi bildi. On üç milyondu nüfus o yıllarda. Cephede savaşan askerler giyecek kıyafet, yiyecek ekmek bulamıyorlardı. Mühimmat, silah deseniz ha keza…
Sene 2009. Dünyanın en modern ve güçlü ordularından birine sahibiz. Kendi silahlarımızı büyük oranda kendimiz üretebiliyoruz. Artık yetmiş milyonuz. Gelin görün ki, otuz yılı aşkındır kıçı kırık bir terör örgütünü halâ yok edememişiz. Acı ama tablo budur.
Terörle mücadele ediyoruz yıllardır öyle değil mi? Peki birlikte karar verelim bu mücadelede ne kadar etkin ya da başarılıyız?
Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin Allah aşkına..
- Kırk bin kişinin katili bir soysuzun devletin tüm imkanlarıyla ağırlandığı “beş yıldızlı” misafirhanesini, terör örgütü yönetmek için adeta “karargah” olarak kullandığı,
- Ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumaya “namusları ve şerefleri” üzerine yemin etmiş milletvekillerinin, her fırsatta savaş çığırtkanlığı yapıp, özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi evrensel değerlerin ardına sığınarak sözüm ona “Kürdistan Sınırı” çizdiği,
- Şerefli Türk askerine “İşgalci T.C işbirlikçileri”, dağdaki vatan hainine ise “Kürt Özgürlük Savaşçıları” diyebilen gazete ve dergilerin hiçbir yasal engele takılmadan özgürce yayınlandığı, tüm gazete bayilerinde satıldığı,
- Dağdaki teröristlerin % yüzde sekseninin 14-25 yaş arası olduğu gerçeğini göz ardı edip, Güneydoğu’da polise taşlarla saldıran ihanet şebekelerinin “masum, suçsuz günahsız ve adeta melek” ilan edildiği,
- Ve en nihayet İstanbul’ un göbeğinde daha üç gün önce bir vatan evladını, Semih BALABAN’ ı şehit eden, Orhan YALÇINKAYA isimli vatan haininin anıldığı, kutsandığı, kahraman olarak lanse edildiği bir ülkede;
Terörle mücadeleden söz edilebilir mi?
Evet bugün İstanbul Gazi Mahallesinde toplanan vatan hainleri; ölen teröristin telsizle yaptığı konuşmayı dinleterek ve üstelik devlete aleni meydan okuyarak Orhan YALÇINKAYA adlı teröriste KAHRAMAN ilan ettiler.
Ve pervasızca haykırdılar: “ORHAN YILMAZKAYA ÖLÜMSÜZDÜR…”
Şehit acısını yaşayan, bilen biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; bu pervasız eylem, Semih BALABAN’ ın şahadet haberinden daha çok yakmıştır ailesinin ve sevenlerinin yüreğini.
İki gün önce yanan yüreğinin acısıyla Başbakan’a sitem eden babayı “devlet büyüğüne hakaretten” tutuklayanlara soruyorum: Bayrak inmesin, vatan bölünmesin diye kanını sebil eden ŞEHİTLERE HAKARETİN bir bedeli yok mu?
Terör örgütünü, teröristi ve terör eylemini övmek TCK’ ya göre suçtur. O vatan haini teröristi öven, eylemini “DESTANSI BİR DİRENİŞ” olarak niteleyip kutsayan kızıl encikleri almak ve bedelini ödetmek için neyi bekliyorsunuz?
…
DEVLET-İ EBED MÜDDET ülküsüne değil, makam, mevkii, koltuk aşkına hizmet edenler. Tüm yüreğimle haykırıyorum.
GAFLETTESİNİZ!
GAFLETİN BİR ADIM ÖTESİ İSE İHANETTİR VE BU MİLLET HAİNLERİ AFFETMEZ !..
4 Mayıs 2009
Saat: 20:00
YORUMLAR
hiç susmayın...yazıklar olsun bizim gibi türk milletine.kabahati kimsede aramayalım.suçlu biziz.eşekler önüne ne konursa yer,insanlar seçermiş ama asıl önüne ne konsa yiyen bizleriz.ben artık türkiyede 70 milyon türk olduğuna da inanmıyorum.biri ölür,hepsi hrant olur,ermeni olur...sonra tutup özür diler aydınlarımız ermenilerden.doğuya özgürlük diye bas bas bağırır kimileri.sanki oradakiler çok itilmiş,geri kalmış yasaklanmış gibi.beyler paşalar gibi yaşıyor orada ağalar.adeta küçük bir devlet gibiler.halkı sömürüyorlar. onlara kimsenin gıkı çıkmıyor ama devlete başkaldırıyorlar.neleri eksik.aynı okula gidiyoruz,camiye giriyoruz,milletvekili iş adamı oluyorlar.cumhurbaşkanı başbakan oluyorlar.nerde bunların ezilmişliği.adları kürdistan değil,dilleri resmi dil değil..düşündükçe ve onlar bize böyle düşündürdükçe nefret etmemek elde değil.ama yine de ordaki halkın teroristlerle aynı görüşte olmayan azınlığını düşünerek biz kardeşiz demek istiyorum.
şehitlere rahmet olsun.Allahım onlar hürmetine,evliyalar peygamberler,Hz.Muhammet ürmetine bu henüz hala müslüman olan toprakları korusun.
ayrıca bu millet hainleri de affediyor artık üzgünüm.zaten öyle bir nesil yarattılar ki hainin kim olduğundan haberleri bile yok bir çoğunun.gençlik için hain sınıfta bırakan hocaları,sevgilisini elinden alan biri v.b. olmuş artık.ne yazık..
selamlar
aynur engindeniz tarafından 5/4/2009 1:05:24 AM zamanında düzenlenmiştir.